Emekçinin milli gelirden aldığı pay düştü
2014 sonunda Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) “Küresel Ücret Raporu”nu açıklamıştı. Rapora göre son yıllarda gelişmekte olan ülkeler içinde, Rusya Federasyonu gibi bir kısmında emek gelirinin milli gelirdeki payı arttı, Türkiye, Çin ve Meksika gibi bir kısmında ise düştü.
2001 kriz yılıdır. Kriz yıllarında, kâr gibi diğer sektör gelirleri düşer. Ancak maaş ve ücretleri sabit olduğu için nispi olarak yüksek kalır. 2009 krizinde de aynısı oldu. (Aşağıdaki tablo) 2002 yılı ile karşılaştırma yaparsak, bu yıl ile 2014 yılı arasında geçen 12 yılda, maaş ve ücretlerin milli gelir içindeki payı 2 puan düştü. 2002 yılında maaş ve ücretlerin milli gelir içinde yüzde 6.8 olan payı 2014 yılında yüzde 4.8’e geriledi.
Türkiye’de ücretlerin milli gelirden aldığı pay neden geriledi:
1. Gerek İLO raporuna göre ve gerekse fiili duruma bakarsak, bugüne kadar ücretlere enflasyon kadar zam yapıldı ve fakat büyümeden yeteri kadar refah pay verilmedi. Büyümeden pay her yıl, faiz ve kâr gibi, diğer üretim faktörlerine daha fazla gittiği için ücretlerin nispi anlamda milli gelirdeki payı düştü.
Söz gelimi 2015 yılı ortalama memur maaşındaki artış 3 artı 3, yani yıllık ortalama olarak yüzde 4.54 olarak belirlendi. Enflasyonun bu orandan daha yüksek olacağı gün gibi ortadadır. 2015’te ayrıca yüzde 3 veya 4 büyüme bekleniyor. Bu büyüme hiç dikkate alınmıyor.
Kaldı ki istihdam artışı var... Ancak çalışanın milli gelirden aldığı pay düşüyor. (Aşağıdaki tablo) Demek ki düşük maaş ve ücret verilerek çalışanların reel geliri düşürülmüş oluyor.
3. Çalışma çağındaki nüfusun, fiili olarak yaklaşık yüzde 40’ını kayıt dışı istihdam sektörü oluşturuyor. Kayıt dışı sektörde sigorta yapılmıyor ve asgari ücretle veriliyor.
4. Sıcak para, spekülatif piyasa nedeniyle, finans sektörünün milli gelirdeki payı arttı. Reel sektör ve ücretlerin payı daraldı. Söz gelimi mali aracı kurumların milli gelir içindeki payı 2003 yılında yüzde 8.7 iken, 2012 yılında yüzde 13.6’ya yükseldi.
5- Emekçinin gücü azaldı. Sendikaların bir kısmı sarı sendikaya dönüştü.
Son otuz senedir gelen her hükümet hâkim olacağı, kullanacağı bir sendikacılık sistemi istedi. 1980 sonrası ve küreselleşme sürecinde sendikalar bölündü. Sendikaların gücü azaldı. O kadar ki her partinin, her ideolojinin bir sendikası oldu.
Memur sendikaları da aynı şekilde parçalandı. İşçi sendikalarında 3 konfederasyon var, memur sendikalarında ise 8 konfederasyon ve bunlara bağlı 54 sendika var. Hükümet bu parçalanmışlığı kullanıyor ve en fazla üyesi olan sendikayla pazarlık yapıyor. Mevzuatı da bu yönde düzenliyor.
Hak verilmez alınır. Çalışanın hakkını alacak sendikacılık dejenere edildi.