ELLER AYA, BİZLER YAYA!..
Başlıktaki söz çok klasik ve de belki bayağı bulunabilir.
Ancak, dün gece yarısından sonra insanoğlu Mars’a bir uzay aracı indirdi. Yani, eller Ay’a değil artık Mars’a gitmeyi başardı.
Peki, bizler neyle uğraşıyoruz ve niçin bu tür başarılardan uzağız?..
ANKA KUŞU
Anka Kuşu (Phoenix) adlı Amerikan uzay aracı 32 yıl sonra (1976’dan bu yana) ilk kez motorlu iniş gerçekleştirdi. Yani, bir helikopter ya da uçak gibi kontrollü biçimde Mars denen “kızıl gezegene” iniş yaptı.
Diyeceksiniz ki, bunca siyasal sorun arasında bunun üzerinde bu kadar durmaya değer mi?..
Evet, değer.
Çünkü bizler, bırakın Ay’a ya da Mars’a gitmeyi, bunu hayal dahi etmiyoruz!.. Çünkü gündemimizde böyle konular yok. Dünkü gündemimizi hemen hatırlatayım da gelecek kuşaklara ders olsun.
26 Mayıs 2008 tarihinde ABD Mars’a uzay aracı indirirken, Türkiye’deki hükümet ve başbakan kendi kurumları ile kavga içinde. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan diyor ki, “Yargıtay bildirisine cevap vermemek, 16,5 milyon seçmenime ihanet olurdu!..”
Yani, bu tarihi gelişmelerin yaşandığı tarihte, ülkemizin başbakanı kendi kurumları ile sürekli kavga ediyordu!..
UÇAKLARDA HAREMLİK-SELAMLIK!..
Bizler bırakın uzaya gitmeyi (düşünmeyi), uçağa binmeyi bile “haremlik-selamlık” yapmaya çalışıyorduk.
Aynı gün bir başka haber de şöyleydi:
“İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan kalkan KLM’ye ait uçaktaki türbanlı bir Türk kadın, İslam dinine göre bir erkekle yan yana oturmasının günah olduğu gerekçesiyle yanındaki yolcunun kaldırılmasını istedi. Bu talep üzerine kadın yolcunun yanında oturan Hollanda iktidar partisi CDA’nın Amsterdam Belediye Meclisi üyesi Lex van Drooge koltuğundan kaldırıldı. Van Drooge, Hollanda’ya iner inmez durumdan şikayetçi oldu.”
Yine bugünlerin tarihinde, Türkiye’de vatanı savunanların siyasi ve ekonomik olarak yok edildiğini, seslerinin medyada kısıldığını görüyoruz.
Niçin, eller uzayda iken bizler böyle ilkel çırpınmalar ve çatışmalar içindeyiz ki?.. Ülkede yolsuzluklara giden para, niçin uzay araştırmalarına gitmez ki?.. Vs, vs..
TÜRKİYE KÜLLERİNDEN DOĞACAK MI?..
Biliyorsunuz, Anka Kuşu’nun özelliği “küllerinden yeniden doğması” dır.
Ben de Türkiye’nin Anka (Zümrüdüanka) Kuşu gibi bir gün “küllerinden yeniden doğacağına” hâlâ inanıyorum.
Not: Bu arada, şu anda yayında olmayan Ceviz Kabuğu programımız bir ödül daha kazandı.. Ankara’daki Arı Okulları, öğrencileri arasında düzenlediği büyük anket sonucunda Ceviz Kabuğu’nu “En Çok İzlenen Tartışma Programı” seçti. Okul yönetimi ve özellikle sevgili öğrencilere çok teşekkür ediyorum.