El Bab'daki "mücadele stiliniz" buysa?..
Fırat Kalkanı operasyonu çerçevesinde, Suriye topraklarında yaşanan gerçeklerin, Türk kamuoyuna tam olarak yansıtılmadığını defalarca dile getirdim. Cehennem ateşinde ölüm kalım savaşı veren kahraman Mehmetçiğin ve onların yolunu gözleyen Türk milletinin moralini bozmamak için azami gayret gösterdim. Yanlışlardan vazgeçilip, doğruların yerli yerine oturması için, kamuoyunun algı operasyonları ile yalana boğulduğu ortamda sağlam kapalı kaynaklardan gerçekleri en hassas süzgeçlerden geçirerek aktardım.
Suriye topraklarında yeni bir kritik noktaya geldik. Rakka'da Türk askerini ABD'nin kara gücü olarak kullandırmak ve PKK/YPG ile örtülü müttefik haline getirmek için "taktik" adı altında algı operasyonlarına başlandı. Dikkatlice okursanız, ayrıntılarını havuz medyası ve "resmi" açıklamalarda bulabilirsiniz. Bugün Rakka'yı daha net görebilmeniz için El Bab cehenneminden yine belgeleriyle gerçekleri faş edeceğim... Türk kamuoyundan saklanan gerçekleri. Bu sefer açık kaynak vererek...
Tarih, 20 Aralık Salı gecesi. Suriye'nin El Bab mahallinde bulunan Özel Kuvvetler ve Komando Timleri, terör örgütü IŞİD'in cephanelik olarak kullandığı eski, şehir hastanesine girme planı için harekete geçmiş ve terör örgütü IŞİD, önce havan ve tanksavarlarla saldırmıştı. Teröristler daha sonra sisli havayı da fırsat bilerek bomba yüklü araçlar patlatmıştı. Bu saldırılarda 14 Mehmetçik şehit düşmüş, TSK daha sonra yaptığı açıklamada önce 2 askerin daha sonra çeşitli tarihlerde hastanelerde tedavi gören 5 Mehmetçiğin daha şehit olduğunu bildirmişti.
CHP eski Kilis il başkanı Hurşit Çetin, o acı geceyle ilgili bugüne kadar gün ışığına çıkmayan belge ve resimleri bizimle paylaştı. Çetin, "Bu çatışmalarda 15 adet zırhlı aracımızdan 10 tanesi Leopar Tankımız olmak üzere 13 zırhlı aracımız ağır hasar almış, 2'si hakkında ise halen haber alınamamıştır, yani akıbeti bilinmemektedir." dedi. Çetin ayrıca, El Bab kırsalında IŞİD'in eline geçen, 1 adet Fırtına Obüs Topu aracımızın da önceki gün tekrar TSK'nın bünyesine katıldığını söyledi.
Hurşit Çetin'in o gün askeri kaynaklardan elde ettiği "Hasarlı/Vurulan/ Haber Alınamayan Zırhlı Araç Durum Çizelgesi" de (El Bab bölgesi) şöyle:
1- Leopard 2A4 tank (roket/hava saldırısı) 2- Leopard 2A4 tank (paleti atmış) 3- Leopard 2A4 tank (EYP/mayın. Cer dişlisi zarar görmüş. Ağır hasarlı) 4- Leopard 2A4 tank (tanksavar silahı ile vuruldu ağır hasarlı) 5- Leopard 2A4 tank (EYP/ mayın saldırısı) 6- Leopard 2A4 tank (tanksavar silahı ile vuruldu ağır hasarlı) 7- Leopard 2A4 tank (duvar dibinde bulunan tank durumu bilinmiyor) 8- Leopard 2A4 tank (tanksavar silahı ile vuruldu ağır hasarlı) 9- Leopard 2A4 tank (tanksavar silahı ile vuruldu ağır hasarlı) 10- Leopard 2A4 tank (tanksavar silahı ile vuruldu ağır hasarlı) 11-M60T tank (tanksavar silahı ile vuruldu ağır hasarlı) 12-ZMA (havan saldırısı hasarlı) 13- ZMA (Akıbeti hakkında bilgi alınamamıştır) 14-GZPT (Akıbeti hakkında bilgi alınamamıştır) 15-TTZA Kobra (Tanksavar silah ile vuruldu)
Hurşit Çetin soruyor:
"Suriye'de yaşadıklarımız hiç de açıklandığı gibi değil!.. El Bab'daki şehit sayımız hiç de açıklandığı gibi değil..! 13 Zırhlı aracımız parçalanmış.. İçlerinde 1'er kişi mi var mıydı ki, önce 4 şehit.. sonra 14.. daha sonra 16 şehit diye açıklama yapıldı.. Dışarıda yürüyen komandoları ve özel kuvvetlerden kimseyi de saymıyoruz.. 13 araç parçalanmış 2'si ise kayıp boş mu dolu mu..?"
CHP eski Kilis il başkanı Çetin, 20-21 Aralık gecesi El Bab cehennemini yaşayan kahraman askerlerimizin bizzat anlattıklarını şöyle derlemiş:
El-Bab civarı.. Akil Dağı etekleri..
Vakit, akşam üzeri.. Hava, yavaş yavaş kararıyor..
Etrafta her zaman olduğu gibi ölüm sessizliği var..
Hava soğuk.. Rüzgar keskin bıçak gibi.. Hafif tipi de var..
Komutanımız biraz dinlenme ve çay molası vermişti..
3'erli timler halinde araziye dağılmış bir vaziyette konum aldık.. Kayalar ve çukurlukları siper olarak kullanmaktaydık..
-Mustafa!..
-Emredin Komutanım.
-Bizim çaylar n'oldu?
-Hemen geldim Komutanım..
O sırada 2 ÖSO'cu ellerinde silahlarıyla yürüyüşe çıkmışlardı.. Komutanımız onlara bakarak -Bu ikisinden şüpheleniyorum.. Sanki bir hainlik ve hinlik peşindeler..
O iki ÖSO'cu saat 3 yönüne doğru 50-60 metre gitmişlerdi ki.. Bağırdım..
-Komutanım ışık! Der demez.. (Ani parlayıp sönen ışık, silah patlaması demekti.)
Komutan,
-Herkes yere yatsın!
Derken gecenin sessizliğini makineli tüfek sesi bozmuştu.. 3-5 saniye sonra yine derin bir sessizlik oldu ve Komutanın o gür sesi karanlığı yırtıyordu.. Komutanımız yoklama yapıyordu..
-Gökhan!
-Komando!..
-Ahmet!
-Komando!..
-Murat!
-Komando!..
-İsmail!
-..
-İsmail!.. İso!.. Deli İso!..
-Komutanım İso'yu zor tutuyoruz yoksa siperden fırlayacak!
(Komutanın Deli İso demesine şaşırmıştık.. Demek ki öyle bir Komutanımız varmış ki her şeyimizden haberi varmış.. İsmail yani İso ne zaman bir düşmanla karşılaşsak siperden fırlayıp deli cesareti diyebileceğimiz bir şekilde düşmana gözü kapalı ateş ettiği için arkadaşlar arasında Deli İso da derdik.. Komutanımız da bunu duymuş olmalı diye düşündük.)
-Kaya!
-Komando!..
-Akın!
-Komando!..
-Çetin!
-Komando!..
-Ertan!
-Komando!..
-Salih!
-..
-Salih!
-..
-Salih'in timi, Salih nerede?
-Salih yanımızda değil Komutanım..
-Salih nerede?
Cılız bir ses..
-Komutanım Salih saat 2 yönünde kayalıklara küçük su dökmeye gitmişti..
-Salih!
-..
Komutanla beraber eğik vaziyette siperden fırladık, Salih'in olduğu kayalıklara doğru gittik.. Salih yerde sessiz bir şekilde yatıyordu.. Komutan Salih'i hafifçe sarstı.. Salih!.. Salih!.. dedi ama Salih'in sağ yüzü ve omuzları kanlar içindeydi.. Salih yaşıyordu ama o ateş esnasında daha palaskasını çözemeden kulağından vurulmuştu.. Kurşun kulağını sıyırıp geçmişti.. Yere düşerken başını taşa vurmuş ve bayılmıştı..
O sırada bir ses;
-Komutanım,
-Ne var?
-O iki ÖSO'cu vurulmuş ve ölmüşler!..
Komutanın yüzünde belli belirsiz bir acılı gülümseme olmuştu..
O günde beri o iki ÖSO'cuyu bizimkiler mi vurdu.. Yoksa IŞİD'e de mi hainlik yapmış, onlar mı vurmuştu, hala anlamış değiliz..!
..
5 saat sonra..
Gecenin ilerleyen saatlerinde az sonra fırtına öncesi sessizlik sona erecek ve patlamalar, mermi sesleri.. Roket ışıkları geceyi aydınlatmaya başladı.. Önümüzdeki tanklarımız ve zırhlı araçlarımız peş peşe vurulmaya başlandı.. Ortalık cehenneme dönmüştü..
IŞİD saldırıya geçmişti..
Cehennemi sadece görmüyorduk.. Cehennemi yaşıyorduk..
IŞİD sanki tüm gücüyle saldırıya geçmişti.. Roketler, havanlar, tanksavar silahları arka arkaya tanklarımızı vuruyordu..
Ölüm yanımızdaydı.. En iyi savunma karşı saldırı mantığıyla.. Birliklerimiz kısa bir şaşkınlıktan sonra kendisine gelmiş ve IŞİD saldırısını püskürtmüştük ama...
***
Başbakan Binali Yıldırım, "Rakka'da, El Bab'daki mücadele stilimiz neyse aynısı olacak" dedi ya...
Bu stil ne için?.. Neyin uğruna?..