‘Ekseni kaydırmaya geldik’ itirafı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç, istifasının ardından NTV’ye yaptığı açıklamada CHP’ye “partiyi değiştirmek amacıyla geldiklerini, ancak bunu gerçekleştiremediklerini” söyledi!
Böylesini -çok var da alenen itiraf edenini- ilk defa duyuyorum.
- Neden siyasete girdiniz?
- CHP’yi değiştirmek için!
“Ülkeyi, Türkiye’yi, memleketi” değil yani “partiyi”!
***
Niye peki?
***
Benim bildiğim, nihai hedefi devletin idaresi olan “siyaset”i “yol” olarak benimseyen insanlar, en azından ülkenin yönetim şekli konusunda “temel ilkeler” de uzlaşabildikleri yapılara dahil olurlar. Aksi halde siyaset hangi sebeple liberal, muhafazakar, demokrat, milliyetçi, cumhuriyetçi diye değişik kanatlara ayrılsın ki! Siyasi partilerin oluşumundaki “espri” de bu değil mi?
Türkiye Cumhuriyeti’nin harcının “Türk Milliyetçiliği” olduğunu savunan biri siyaset yapmak için BDP’yi tercih eder mi mesela?
Bir Atatürk sevdalısı AKP’ye gider mi?
“Türk adının silinmesi”nden yana olan MHP’de siyaset yapmak ister mi?
Zaman zaman yalpalamalar, çizgi kırıklıkları olmakla birlikte CHP’nin de temel değerleri 1923’ten beri belli.
CHP Tüzüğü-Madde 1:
Cumhuriyet Halk Partisi; Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde; Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin devamı olarak (...) kurulmuştur.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucusu, önderi ve ilk Genel Başkanı Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Dolayısıyla sen bu milletin “kurtuluş savaşı” verdiği emperyalistlerle flört halindeysen, mümkün değil “doğal sürecin” senin yolunu CHP ile kesiştirmesi!
CHP Tüzüğü-Madde 2:
Cumhuriyet Halk Partisi programındaki anlamlarıyla şu ilkelere bağlıdır:
Cumhuriyetçilik,
Milliyetçilik,
Halkçılık,
Devletçilik,
Laiklik,
Devrimcilik
Dolayısıyla sen bu ilkelerden birini bile içselleştirememişsen; Cumhuriyet felsefesine hakim ve sahip değilsen, milliyetçiliğin “ayaklar altına alınması gereken” bir kavram olduğuna inanıyorsan, “ırkçı-kafatasçı” yaklaşımla paralel sayıyorsan, devleti “faşizm”le özdeşleştiriyorsan, imkanı yok “doğal sürecin”seni CHP’ye çıkarmaması gerekir.
Ha bütün bunlara rağmen geldiysen; işin içinde iş var demek ki!
***
“Ben de Kandil’e çıkıp tam kadro PKK’lılarla poz vermek istiyorum”, “Ben de İmralı’ya gidip dünya gözüyle Öcalan’ı görmek, kanlı ellerine dokunmak istiyorum” diyorsan BDP vardı, AKP vardı; niyetleri yıllardır ayan beyan ortadaydı. CHP yerine onlardan birine gitseydin ya!
Silah dayamadılar ya başına!
***
Onanç’ın “değiştirmeye gelmiştik” ifadesi;
Hem, Deniz Baykal’ın komplo yoluyla parti yönetiminden uzaklaştırılmasıyla eşzamanlı olarak yürürlüğe sokulan “eksen kaydırma operasyonu”nun, hem de birinci çoğul şahısla konuştuğuna göre bu “görev”inde yalnız olmadığının itirafı değil midir?
Onanç, partiyi değiştirmek üzere bünyeye nüfuz eden “başkaları” da olduğunu söylediğine göre, top artık tavanıyla tabanıyla CHP’de;
Bakalım “Soros fonu cebimizde, AB dayatmaları zihnimizde, biz gideriz CHP’ye; değiştirmeye” nakaratını tekrarlayan kadro metastaza fırsat vermeden tasfiye edilecek mi?