Ekonomiye Çin lobisi hâkim

Küreselleşmenin önünü açan yeni liberal politikalar aynı zamanda dış ekonomik ilişkilerde sömürü düzenine uygun bir zemin oluşturdu. Dünya'da Çin, Tayvan, Güney Kore gibi cari fazla verip zenginleşen ülkeler oldu. Türkiye, Arjantin, Brezilya gibi cari açık verip göreceli olarak yoksullaşan ülkeler oldu. Türkiye mutlak yoksullaştı. Zira 2013 yılında 12480 dolar olan fert başına millî geliri 2020'de 8599 dolara geriledi.
Türkiye olarak 2003 yılından, 2020 yılına kadar toplam 860,6 milyar dolar dış ticaret açığı verdik. 611 milyar dolar da cari açık verdik.
En büyük dış ticaret açığını da Çin'e karşı verdik. Her yıl Çin'e karşı 18 milyar dolar ile 20 milyar dolar arasında dış ticaret açığı veriyoruz
Dünyada en büyük yolsuzluk Çin'de oluyor. Çin devletinin yurt dışında yaptığı yatırımları, fuarları, ticari işlemleri devlet adına Çin memurları yapıyor. Bunlar da ilgili ülkelerden faturaları gerçeğinden daha yüksek alıyorlar.
Türkiye, Çin'den teknoloji ve yatırım malı ithal etmiyor. İsterse ithalatını kısabilir. Kota uygulayabilir. Ama yapmıyor. Ben yıllardır Çin'e karşı yeni bir dış ticaret politikası öneriyorum. Ancak anlaşılıyor ki, içeride Çin lobisi buna izin vermiyor. Çin lobisi rant sağlayacak diye Türkiye yoksullaşıyor.
Şubat ayı verilerine göre; Türkiye ihracatının yüzde 42,9'unu AB'ye yapmış. AB'ye karşı dış ticaret açığımız yok. Şubat dış ticaret açığı 3,3 milyar dolardır. Aynı ayda Çin'e karşı 2 milyar dolar açık vermişiz. Bu açık şubat ayı dış ticaret açığının yüzde 60'ını oluşturuyor.
Yine şubat ayında, Rusya'ya karşı verdiğimiz dış ticaret açığı da 1,3 milyar dolardır. Aylık dış ticaret açığı içindeki payı yüzde 40'tır.
Yani dış ticaret açığının yüzde yüzünü Çin ve Rusya'ya veriyoruz. Rusya'dan doğal gaz alıyoruz ve fakat Avrupa'ya satılan gazın çok üstünde fiyatla alıyoruz. Arada kim var, neden pahalı alıyoruz? Bunları muhalefetin araştırması gerekir.

Türkiye kur sorununu ve günübirlik politikaları tartışmaktan, buz dağının altında kalan bu sorunları tartışamıyor.
Dış ticaret açığı ve cari açık tuzağından kurtulmak hiç zor değil.

1- Türkiye dış ticaret politikasını değiştirmelidir. Çin'e kota uygulamalıdır. Rusya ile olan doğal gaz anlaşmasını yenilemelidir. Rusya ile nasıl bir doğal gaz anlaşması yapıldığı kamuoyuna açıklanmalıdır.
Üretim dışa bağımlı olmaktan kurtarılmalıdır. Halen imalat sanayisinde ithal girdi oranı yüzde 40'ın üstündedir. İhracat malı üretim sektöründe de yüzde 70'tir. Bu oranların yüzde on seviyesine çekilmesi gerekiyor. Nasıl olur?
Dalgalı kur politikasını değiştirerek, kırılganlığı önlemesi gerekir.

2- Girdi olan ara malı ve ham maddeyi Türkiye'de üretmesi gerekir. Bunun için de bu alanda önce güven, sonra yüksek teşvikler verilmelidir. Gerekirse devlet geçici bir süre piyasaya girmelidir.
Bunları bugünkü iktidar yapar mı? Yapamaz. Başkanlık sistemi ile siyasi iktidarı destekleyen muhafazakar taban azaldı. Şimdi tabanda siyasi İslam daha etkilidir. Bunların derdi, davadır. Dava için kaynak sağlamaktır.
MHP'ye gelince; MHP, ekonomik sorunları her zaman önemsiz görmüştür. İşsizleri ve yoksulları görebilme ufku da yoktur.

Kısaca bu iktidar dış ticarette Çin ve Rusya hegemonyasını çözemez. Çözüm halkın bilinçlenmesinden geçer.

Yazarın Diğer Yazıları