Ekonomik sömürünün belgesi
İhracatta avantaj sağlamak amacıyla özellikle milli parası yuanı düşük tutuyor diye, başta ABD olmak üzere bir çok ülke, Çin’in üstüne gidiyor. Buna karşılık Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı ise, Çin’in bu politikalar sonucu son otuz yılda 370 milyon kişiye yeni istihdam yarattığını, yarım milyar insanı fakirlikten kurtardığını söylüyor.
Bizde ise tersine, Merkez Bankası Başkanı TL’nin değerli para olması gerektiğini söylüyor ve MB, kur artışına sürekli müdahale ediyor. Acaba Çin, yuanın değerini düşük tutmasaydı, bizim dediğimiz gibi değerli yuan deseydi bu üretimi yapabilir miydi? Bu sürekli büyümeyi sağlayabilir miydi ve bu istihdamı yaratabilir miydi?
Aslında TL’nin değerli olması, Türkiye’nin AKP iktidarında 300 milyar dolar cari açık vermesinin en temel nedenidir... Çünkü değerli TL, Türkiye’nin rekabet gücünü düşürdü. İç üretimin yerini ithalat aldı.
Eğer, petrol dışında Türkiye’nin ara malı ve tüketim malı ithalatı nedeniyle dış ticaret açığı olmasaydı, petrol faturasının bir kısmını turizm gelirleri ile kapatırdık. Geriye çok az cari açık kalırdı. Ancak AKP iktidarı, sıcak paranın geçici cazibesine dayanamadı. Uzun dönemli değil kısa dönemli canlanmayı tercih etti. Kırılganlığı göz ardı etti. Ayrıca enflasyonla mücadelede yapısal sorunları çözmek yerine, ucuz ithalata yaslandı. Bunun içindir ki bugün Türkiye, rating olarak yatırım yapılamaz spekülatif ülke konumundadır.
Hürriyet gazetesinin dünkü ekonomi sayfası, baştan sona bir yabancı bankanın temsilcilerinin “TL’nin güçlenmesi Türkiye’ye yakışır” şeklindeki görüşlerine yer vermiş. Bu demektir ki Çin’in yuanı düşük tutması, Çin’e yakışmıyor. IMF’Başkanı da yalan söylüyor.
Aslında Türkiye’de spekülatif kârlar sağlayan bir yabancı bankanın temsilcileri, TL’nin değerli para olmasının, sömürü düzeninin temel ögesi olduğunu iyi bilirler.
Hesap çok basit... Yabancı bankalar her yıl dışarıya kâr transferi yapar. Eğer TL değerli olursa, Türkiye’den sağladıkları kârları ile dışarıya daha fazla dolar alarak götürürler.
MB, reel kur endeksi hesaplıyor. 2003 temel yılına göre ve TÜFE bazlı reel kur endeksi, Şubat 2012’de, 115.55’tir. Bu demektir ki TL, Şubat ayında ortalama yüzde 15.55 oranında daha değerlidir. Şubat ayında ortalama dolar kuru 1.75’tir. Bu kurun yüzde 15.55 daha yüksek olması gerekir. Demek ki Şubat ayında kur dengesi bir dolar 2 lira 2 kuruştur.
Yabancı bankanın, 1 milyar lira kâr ettiğini düşünün... (Ki 2011’de söz konusu bankanın kârı daha yüksektir.) Dolar kuru 2 lira 2 kuruş olursa, yani TL değerli para olmaz ise, bu banka bu bir milyar lira ile dışarıya 495 bin dolar götürecektir... Ancak kur 1.75 olursa, yani TL değerli olursa dışarıya 571 bin dolar götürecektir.
Elbette ki bu bankanın temsilcileri TL’nin değerli olmasının iyi bir şey olduğunu telkin etmek isteyecekler. Sorun bizim basında... Basınımızın reklam alsın diye veya patronunun dış borcu varsa bunu daha kolay ödesin diye, ekonomik sömürüye bu kadar alet olması kabul edilemez bir yanlışlıktır.