Ekonomik istikrarı hükümet bozdu
Siyasi iktidar, ekonomiye hiç müdahale etmese, piyasada aksaklıklar olur ve fakat ekonomik istikrar bu kadar bozulmaz ve bu kadar sorun yaşamayız. Hükümetin her yeni kararı, ekonomik istikrarı daha çok bozuyor.
1.Siyasi iktidar kur artışını ve TL''nin değer kaybetmesini "ihracatta rekabet gücümüzü artıracak" şeklinde açıklamıştı. Açıklanan dış ticaret verilerine göre;
*Ekim ayında, geçen yıla göre ihracat yüzde 3 ithalat ise yüzde 31,4 oranında arttı. Ocak-Ekim arasındaki 10 ayda, ihracat yüzde 15,4 ve ithalat yüzde 39,4 oranında arttı.
*Ekim ayında geçen yıla göre dış ticaret açığı yüzde 421,7; Ocak Ekim dış ticaret açığı ise yüzde 168,3 oranında arttı.
Cumhurbaşkanının ve hükümetin düşük faiz-yüksek kur ile rekabeti artırma hedefi tam anlamıyla çöktü.
2.Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası gösterge faizini tek haneye indirmekte ısrarlı oldu ve indirdi. Gerekçe olarak büyüme ve ekonomide canlanma olacağını gösterdi.
Açıklanan üçüncü çeyrek verilerine göre ise GSYH büyüme trendi düşüşe geçti.
*Geçen yılın aynı çeyreğine göre, GSYH''da büyüme yüzde 3,9 ve fert başına GSYH''da artış yüzde 2,5 oldu.
*Bir önceki çeyreğe göre GSYH yüzde 0,1 oranında ve Fert başına GSYH yüzde 1,5 oranında daraldı.
*Sanayi sektöründe büyüme durdu, yüzde 0,3 oldu.
*Gayri Safi sabit sermaye yatırımlarında yüzde 1,3 oranında daraldı.
3.Şimdi Cumhurbaşkanının açıkladığı polisiye önemler; ekonomik istikrarı daha çok bozacaktır.
Cumhurbaşkanı "Başta Ticaret Bakanlığımız olmak üzere marketlerde kontrolleri sıkılaştıracağız. Fiyat farklılıklarını gidermenin yollarını arayacağız ve bunun için Fiyat İstikrar Komitesini kurarak takibini yapacağız" diyor.
Tek haneli faiz ısrarı ve asgari ücret açıklamalarından gördük ki; Türkiye''de bir ekonomi yönetimi yok, kararları Cumhurbaşkanı veriyor. Ama Cumhurbaşkanı da geçmiş yanlışlara ve kendi yanlışlarına bakmıyor.
Söz gelimi; 2018 yılında da polis ve vergi memurları, soğan depolarını basmıştı. Erdoğan, o zaman; "Bazı suistimaller var. Özellikle stokçular, şunlar bunlar... Bunların üzerine bakanlıklarımız kararlılıkla gidiyor. Birçok depo baskınlarında nasıl stoklar yaptıklarını görüyoruz. Kararlılıkla buna devam edeceğiz. Buralarda asla taviz yok. Öyle patates, soğan stokçuluğu, öbür tarafta birçok sebze, meyvede bu tür stoklar yapmak... Bunların bedelini ödeyecekler" dedi. Enflasyon yüzde 100''e çıktı. Bedeli halk ödedi.
1940 savaş yıllarında, Millî Korunma Kanunu çıkarıldı. 1956''da enflasyon nedeni ile bu kanun kapsamı genişletildi. Piyasa düzelmedi, karaborsa arttı.
Et Balık Kurumu, üreticiden normal fiyatına aldığı eti, tüketiciye az kârla ve normal fiyatına satıyordu. AKP iktidarı serbest piyasada devlet marketçi olamaz diye, Et Balık Kurumu''nu özelleştirdi. Türkiye et ithal ediyor, halk et yiyemiyor.
Hükümetin tek hedefi oy popülizmi ile ekonomik istikrarın uyuşması mümkün değildir.
Eğer siyasi iktidar, ekonomik istikrar sağlamak istiyorsa;
*Planlama yapmalı, ekonomi yönetimi oluşmalı, Cumhurbaşkanı ekonomiye müdahaleden vazgeçmelidir.
*Üretimde ithal ikamesini teşvik etmeli ve ithal girdi oranını düşürmelidir. Hatta geçici süre için ve kısmen, ithal girdi yerine üretim yapmalıdır. Altyapı yatırımları, elektrik dağıtımı gibi stratejik yatırımları devlet yapmalıdır.
*Ekonominin demokratik ve hukuki altyapısını yeniden oluşturmalıdır.
*Bir istikrar programı yapmalıdır.