Ekonomide yeni işaretler şart
Öyle anlaşılıyor ki ekonomi iyi durumda değil...
Cumhurbaşkanı bunu alenen söyleyemedi ama yastık altındaki doların çıkarılarak TL'ye ve altına dönüştürülmesini istemek suretiyle ima etti.
Sıkıntı nereden kaynaklanıyor?
Mehmet Şimşek'e göre sorun, AB ile ilişkilerdeki gerginlikten kaynaklanıyor. Taraflar, aralarındaki ipi gerince piyasalar etkilendi ve doların da ateşi yükseldi.
Tamam da izlediğimiz para politikasında hiç mi yanlış yok!
* * *
Japon Kredi Derecelendirme Kuruluşu Türkiye'nin yatırım yapma notunda olumsuz bir değişimin söz konusu olmadığını açıkladı. Onlar da, doların ateşlenmesinin iç piyasadaki yersiz endişelerden ve AB ile yaşanan gerginlikten kaynaklandığı görüşünde...
* * *
Erdoğan'ın yastık altındaki doların liraya ve altına çevrilmesi isteği yaraya merhem olur mu, yani dövizin tırmanmasını durdurup piyasaları rahatlatır mı?
İhtimaldir; nitekim haftanın sonuna 3.62 bandında giren dolar, akşam saatlerinde, yani bu çağrı üzerine 3.50 bandına geriledi... Doların bu haftaya düşüşle başlayacağı kanısındayım...
* * *
Beştepe'den yapılan bu çağrının adına "Varlık Barışı" diyorlar. Mehmet Şimşek, yurt dışındaki birikimlerini getirmesi halinde kimsenin herhangi bir sorguya tâbi tutulmayacağını açıkladı...
Bu durumda, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer piyasa araçları ay sonuna kadar getirilebilecek.
Hükûmet, bu yolla da doları ve ona koşut olarak ateşi çıkan euroyu aşağıya çekmeyi hedefliyor...
* * *
Epey zor iş...
Nerede yaşıyor olursa olsun insanımızda ekonominin hızla düzeleceğine dair bir kanaat oluşmazsa Erdoğan'ın çağrısı havada kalır.
Toparlanma da sağlanamaz.
Herhalde, ekonominin düzeleceğine dair daha başka işaretler de vermek lâzım...
* * *
Bir önemli hususu hatırlatayım; yurt dışından getirilecek değerler arasında kara para da olabilir.
Yastık altındaki değerlerin piyasaya akıtılması çok gerekiyor ki normal zamanda yakasına yapıştığımız kara paraya bu defa ses çıkarmayacağız ve hayat hakkı tanıyacağız...
Ekonomimiz ne durumda düşünün artık...
Cemaat yurtları hâlâ faal
--------------------------------
Adana Aladağ'da 11 öğrencinin yanarak can vermesi üzerine dikkatler yurtlara ve okullara çevrildi.
Konu hemen gündeme oturdu. Öncelikle gazeteciler ve veliler, yurtların ve okulların durumunu sorgulamaya başladı...
Gazetelerde görmüş olacaksınız, yangın merdiveni olmayan okullarımız ve yurtlarımız var... Ya da yangın merdiveni var ama o merdivene açılan kapılar yok. Kiminde kapılar da var ama hepsi kilit altında, anahtarlar kimde o bilinmiyor...
Bir fotoğraf hatırladım şimdi; fotoğrafta Rize'de ahşap malzemeyle yapılmış üç katlı bir yayla otelinin yangın merdiveni görülüyordu...
O da ahşaptan; düşünün durumu, yangın halinde merdiven de cayır cayır yanacak...
Sahibini konuşturmuşlardı...
Adam, merdiven yanmasın diye tedbir aldığını söylemiş; "Her basamağa bir kova su koyduk" demiş "Daha ne edelum da..."
Yurtlarımızda ve okullarımızda basit gibi görünen böyle bir tedbir dahi söz konusu değil!
* * *
Yandaş ağızlar, cemaatlere ait yurtların ve okulların kapatılmasını isteyen halkın linç hazırlığında olduğunu iddia ediyor.
Bunu iddia edenlere dikkat; herifler cemaat yurtlarına sahip çıkıyor ve FETÖ'cülüğü hortlatmaya çalışıyor.
Bir başka densizlik daha yapıyorlar, "Linçcilerin başında Metin Feyzioğlu var" diyerek ancak şerefsiz insanlara yakışan bir ithamda bulunuyorlar.
Oysa Barolar Birliği Başkanı'nın bu konuda söylediği sadece şu:
-Devlet özel yurt meselesini bitirmeli...
Bu mu linç!
* * *
Ortaya çıktı...
İktidara, bir cemaate, eli kanlı teröriste, iblise, hainlere, vampir kılıklı tiplere yalakalık yapmak uğruna, cumhuriyetin kazanımlarını ve hukuku savunanlara saldıranlar, haddinden fazla şerefsiz bir güruhmuş...
Başka bahara çocuk...
---------------------------------------
Osman Gökçek seçimi kaybetti ve sittin senedir varlığını sürdüren ATO da, Osmanlı Ticaret Odası adıyla anılmaktan kurtuldu.
Şayet başkan seçilen Gürsel Baran'a verilen 100 oy Osman Gökçek'e verilmiş olsaydı, tarihin gözyaşları dinmeyecekti...
Osman Bey'in o makama gelmesi için daha uzun yıllar beklemesi lâzım. Hele bir yaşını başını alsın, birkaç fırın ekmek yesin, belki o zaman hayaline kavuşur...
NEYZENDEN SÖZLER
----------------------------------
HAYAT içi su dolu bir fıçıya benzer. Bu suyu birden içsen de biter, yavaş yavaş içsen de biter.
(Neyzen TEVFİK)