Ekonomi büyüdü... İşçi ve çiftçi fakirleşti!..
2010 yılında Gayri Safi Yurt içi Hasıla, sabit fiyatlarla yüzde 8.9 oranında büyüdü. 2010 yılı için IMF gelişmekte olan ülkelerin ortalama büyüme oranını yüzde 7.7 olarak tahmin etmişti. Türkiye gelişmekte olan ülkeler ortalamasından daha yüksek bir büyüme gösterdi.
2010 yılında Çin yüzde 10.3 büyüme oranı ile en yüksek büyüyen ekonomi oldu. Arjantin yüzde 9.2 büyüme oranıyla ikinci sırayı, Türkiye ise yüzde 8.9 büyüme oranıyla üçüncü sırayı aldı.
Türkiye’de sorun istikrarlı büyüme sorunudur... Sorun büyümenin adil dağılımı sorunudur. Yüksek büyüme oranını devam ettiremiyoruz. Büyüme gelir dağılımını daha çok bozuyor. TÜİK’in verileri kullanılarak, büyüme için bazı değerlendirmeler yapılabilir.
1) 2010 yılında sektörler içinde en yüksek büyüme oranı yüzde 17.1 olarak inşaat sektöründe gerçekleşti. İkinci sırayı yüzde 13.6 büyüme oranı ile imalât sanayii aldı. Üçüncü sırayı da yüzde 13.3 büyüme oranı ile toptan ve perakende ticaret aldı. Tarımda büyüme ise çok düşük yüzde 1.2 oldu.
2) 1998 temel yılı alıcı fiyatlarıyla, 2007 yılında Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 101.2 milyar lira idi... 2010 yılında 105.7 milyar lira oldu. Yani GSYH, 3 yılda yüzde 3.7 oranında arttı. Bunun nedeni, 2008 ve 2009 yıllarındaki daralmadır. 2008 yılında büyüme oranı sıfıra yakın, yüzde 0.7 oldu. 2009 yılında da eksi 4.8 oldu.
Ekonomide sürekli durgunluk olması için talebin düşük olması gerekir. Oysaki Türkiye’de tüketim eğilimi yüksektir. Bu nedenle Hükümet hiçbir önlem almasa da, ekonominin iç dinamikleri harekete geçiyor ve büyümeyi sağlıyor.
3) Öte yandan 2002 yılını baz yılı alırsak, sonraki 8 yıl içinde GSYH sabit fiyatlarla yüzde 45.8 oranında arttı. Gerçekleşen yıllık ortalama büyüme oranı kabaca yüzde 5.7 ediyor. Türkiye’nin bu günkü işsizlik oranını düşürmesi için, ithalat yerine iç üretime geçmesi ve yılda en az yüzde 7 büyümesi gerekir.
4) Bir ekonomide refah göstergesi fert başına gelir artışıdır. Türkiye’de nüfus artışı yüksek binde 15’tir. Nüfus artış hızının yüksek olması fert başına GSYH’nın daha az büyümesine yol açıyor. 2003-2010 8 yılda fert başına GSYH ’da büyüme yüzde 3.96 oldu.
5) AKP iktidarında çiftçi fakirleşti.
Zira yine 2002 yılını baz alırsak bu yıldan sonraki 8 yılda, tarım sektöründeki büyüme yüzde 10.7 oldu. Yani kabaca tarım sektöründe büyüme olmadı... Büyüme yılda ortalama yüzde 1.3 gibi çok düşük düzeyde kaldı.
Tarım nüfusu olarak alırsak, fert başına büyüme -0.02 oldu. Yani tarım nüfusu fakirleşti.
6) AKP iktidarında memur ve işçi de fakirleşti.
TÜİK’in Harcamalar Yöntemiyle GSYH payları (sabit fiyatlarla) tablosuna bakılırsa, maaş ve ücretlerin payı 2001 yılında yüzde 7.1 iken 2010 yılında yüzde 4.9’a geriledi.
Çalışanların sayısında azalma olmadığına göre, maaş ve ücretlerin milli gelir içindeki payının düşmesi, işçi ve memur kesiminin ne oranda fakirleştiğini gösteriyor.
7) Yine, 2002 yılında mal ve hizmet ihracatının GSYH içindeki payı yüzde 23.8 iken, 2010 yılında yüzde 24.1 oldu. Artış var ve fakat fazla anlamlı değil. Buna karşılık Mal ve Hizmet İthalâtının (Eksi ), GSYH içindeki payı 2002 yılında yüzde 20.8 iken, 2010 yılında yüzde 28.1 oldu. Yani ithalât artışı çok daha büyük oldu.
Özet olarak, AKP iktidarında büyüme oldu ve fakat gelir dağılımı da bozuldu. Halkın çiftçi ve işçi kesimi olan yüzde 60’ı fakirleşti. Büyüme Japonya’dan daha fazla milyarder çıkarmamıza yaradı.