Ekmek Hesabı ile enflasyon...
Bayram öncesi emeklilere 1000 lira ödemeye baktığınızda TL'nin iştira gücü -satın alma- hesabını düşünün. İlk yıl bin ekmek alındı. Bu 800 ekmeğe düştü. Fiyatı 150 kuruşa yükselince bugün ancak 666 ekmek alıyorsunuz. Ne anladık bundan?
Yakın zamandan bir iki örnek daha vermek istiyorum. BİM'de sütün yarım yağlısına 25 kuruş zam yapıldı. Tam yağlısı da aynı artırımı gördü. Bulguru da buna ilave edebilirsiniz. Etiketi hiç durmuyor.
Yarısı formülü
Satın alma gücü yerlerde. Berat Albayrak'ın enflasyon hesaplarına inanan kaldı mı. Bakan konuştukça burnu uzuyor. Bence en iyi formül emekliye verilen bayram harçlığında ölçüt değişmeli. Mevcut asgari ücretin yarısı ödenmeli.
Asgari ücret mavraları
Üç işçi konfederasyonunun ilk defa birlikte hareket ettiği toplantılara tanık olmak güzel. Bunların başını doğal olarak Türk-İş çekmekte.
Ancak böyle bir işçi kuruluşu gördünüz mü? Daha ilk toplantıya girmeden 2578 liralık asgari ücreti kabul ettiklerini ilan ettiler. Türk-İş yetkililerine sormak istiyorum; "Kiralar ne hale geldi haberleri var mı?"
Halen aldıkları para 2020 lira. Ev kirasını ödemek bile mucize ötesi.
Hak aramayı beceremeyenlerle mi "açlık sınırı" kapatılacak. Hükümetin kendisi için uyguladığı enflasyon hesabı yüzde 22,58. Peki bu ne demek oluyor.
Nereye kadar?
Kemerini sık, gırtlağını sık. Peki nereye kadar? Yeni yılın gelmesine kalan süre bir aydan az. Milyonlarca emeklinin alacağı zammı tahmin eden var mı? Yüzde 5'lik artırım dahi mümkün gözükmüyor.
EYT'liler -Emeklilikte Yaşa Takılanlar- ise çoktan devre dışı bırakıldı. Erdoğan noktayı koydu; "Seçim kaybetmek pahasına da olsa, bunlara maaş vermeyeceğiz" dedi.
Yunanistan katladı
Şu anda 28 AB ülkesinin asgari ücretlerine baktım. Daha birkaç yıl önce batıyor denilen Yunanistan'da asgari ücret bizim tam iki katımıza çıktı. Sanırım bu yeterli. Şimdi de umut olarak Doğu Akdeniz'de elde edeceğimiz petrol ve doğal gaza sarıldık. Nasreddin Hoca'nın hikâyesini dinler hale geldik. Hani şu "geçen koyunların yünlerinin dikenlerle toplanması öyküsü."
Bir iyi, bir kötü
Ekranlarda iki komedi yapımı ön planda. Oturup da seyredilebilecek olan Çok Güzel Hareketler 2. Genç ekip, Yılmaz Erdoğan'ın yönetiminde hayli başarılılar. Son programda aile kavgaları ve karne mücadeleleri iyiydi. Bir Aziz Yıldırım taklidi izledik. Muhteşem. Bütün ekibin yıldızı kısacık boyuyla Hamza. Hangi rolü üstlense süper.
Hep başarısız
Güldür Güldür Show'a gelince Kanal D'nin yarı etkisini yaratamıyor. Tekrar esprilerden fenalık geldi. Ali Sunal'ın "gıdıkla da güleyim" kahkahalarına tahammül edilemez hale geldik. Böylesi zorlamalarla nereye kadar gidecek?
***
Otomatiğe bağlandı
O Ses Türkiye'nin tutkunları bazı şeyleri ezberlediler. Dedikodu'yu kim söylerse söylesin tur atlıyor. Buna ilaveten Murat Boz'u sahnede görüyoruz. O da mutlaka söylüyor.
Bu başarılı yorumcunun böylesi çıkışlarının altında kesinlikle yürek yarası var. Bu defa da Emre Sönmezler adlı yarışmacı ile düet gerçekleşti.
O Ses Türkiye, halk oylaması dönemine kadar ilgi alanı olmayı sürdürecek. Sonra cazibesi kayboluyor. İşte bu süreyi canlandıracak yenilikler bulmak şart.
VAR'da değişim yok
Çok eleştirilen "VAR Odası"nın hataları Trabzon-G. Saray maçında zirve yaptı. Verilmeyen penaltı, çıkmayan kırmızı kartlara çok fazla tanık olduk.
İşin futbol yönüne gelince, Galatasaray'ın özellikle son 20 dakikadaki futbolunu beğendim. Bunun ana nedeni, Trabzonspor'un Getefe maçını daha yakın zamanda oynamasıydı. Benzinleri bitti.
TFF'nin konuşma engellileri
Futbol Federasyonu'nun üst kademesinin TRT Spor'daki söyleşisini şaşkınlıkla izledim. Başkan Nihat Özdemir'in devirdiği çamlar inanılır gibi değildi. Neler söylemedi ki... Mesela "İki devlet, bir millet"i bile yanlış kullandı. UEFA yönetiminde de yer alan Servet Yardımcı da Özdemir'den beterdi.
İki TRT mensubu Veli Yiğit ve Hünkâr Mutlu Azerbaycanlıları kızdırmamak için ellerinden gelen gayreti gösterdiler!
GÜNÜN SÖZÜ
Bir insanın özünü anlamak isterseniz, ona güç veriniz. Pittakus