Ekmeğimizde de dışa bağımlı olduk
İstanbul'da 250 gramlık ekmek fiyatının 1 liradan 1.25 TL'ye yükselmesine tepki olarak bizzat Hükümet kanadından fırın sayısının sınırlanması, bu yolla ekmek üretim maliyetlerinin düşürülmesi ruhsatsız ekmek üretiminin önlenmesi gibi öneriler geldi.
Ekmek halkın gıda harcamaları içinde yüzde 13.09 ile ilk sırayı alıyor. Arkasından et geliyor. Ancak bu halkın daha çok et tüketmesinden değil, et fiyatının yüksek olmasından ileri geliyor. (Aşağıdaki tablo)
Ekmek fiyatlarının artmasını, fırın sayısına bağlamak çok doğru değil. Zira fırın sayısı artarsa ekmek arzı da artar, rekabet de artar. Zarar edenler kendiliğinden elenir.
Ekmek fiyatlarının artmasının temelinde iki sorun var...
Birisi, birçok tarım ürününde olduğu gibi tahıl ve ekmek fiyatları da spekülatif olarak artırılıyor.
İkincisi, buğday üretiminin azalması ve verimliliğin düşük olmasıdır.
2000 yılında buğday ekili alanların toplamı 9.4 milyon hektar iken, 2014 yılında 7.9 milyar hektara geriledi. Ekili alanların gerilemesinin de iki nedeni var..
Birisi, IMF'nin önerisi ile hazırlanan 2001 güçlü ekonomiye geçiş programı, tarımsal destekleri yüzde 50 düşürdü. AKP iktidarı bu programı kısmen de olsa uyguladı. Bir yandan da çiftçinin kullandığı girdi fiyatları arttı. Çiftçi belini doğrultamadı. Ekili alanlar azaldı.
İkincisi, yanlış tarım ve imar politikası nedeni ile, ovalar, çayırlar, imara açıldı. Bu alanlara fabrikalar ve konutlar yapıldı. Buğday ekilecek yerler azaldı.
Bursa ovası bu yanlışın en acımasız uygulamasıdır.
Fethiye'de Kayaköy eski bir Rum köyüdür. 1930'lu yıllarda Rumlar tarafından boşaltılmış. Rumlar köylerini yamaçta ve tarıma uygun olmayan kayalık alanda yapmıştır. Verimli ve sulak ovaları ise ekip-biçmişlerdir. Hem yamaçta güvenli evlerde oturmuş, hem de daha fazla ürün alarak daha refah içinde yaşamışlar. Bugün ise o ovalar beton yığınıdır. Oturanlar da ithal buğday yiyor.
Buğdayda tablo şudur: Bir yandan nüfusumuz artıyor... Bir yandan ekili alanlarımız azalıyor. Öte yandan buğday üretimi artmıyor. Aradaki açık ithalatla karşılanıyor. (Aşağıdaki tablo.)
2015 yılında doğal şartlar daha uygun oldu ve buğday üretimi 2014 yılından daha yüksek oldu. 22.6 milyon ton tahmin ediliyor. Buna rağmen ithalata devam ediyoruz. Bazıları kaliteyi öne sürüyor. Bazıları yetersiz arzı öne çıkarıyor. Sonuçta ekmeğimizde de dışa bağımlı olduk.