Ekmeğe katık olan Kilis ekmeği
Şair-yazar dostum Mehmet Kılıçoğlu, yeni kitabı ile çıkageldi. “Kilis-Polateli Kazası Söğütlü Köyü’nde Düğün Gelenekleri” adlı bir araştırma-eser (İsteme Telefonu: 0533 6688017). Kendi yöresini araştırmış, doğduğu topraklara borcunu ödemek istemiş Kılıçoğlu, tanığı olduğu kültür ve tarihi, kayıt-dışılıktan kurtarmış. Saha araştırması, kaynak taraması yapmış bu uğurda, fotoğraflarla da desteklemiş yazdıklarını. Kutlarım.
İşin araştırmasal boyutunu erbabı bilir, biz haberdar ettik onları, alır okurlar. Benim bu kitapta yer alan Kılıçoğlu’nun bir yazısı dikkatimi çekti, duygulandırdı. Onun önemli bölümlerini sizlerle paylaşacağım:
“1955-1960 yılları... İlkokulu köyümüzde (Söğütlü’de) okuyorum. Okulun kapalı olduğu yaz aylarında, bizim ve komşularımızın öküzlerini güdüyorum. Bağda bahçede aileme gücümün yettiğince yardımcı oluyorum. Bir yaz çalışmamın sonucu, komşumuz Şıho Amca beni Kilis’e götürecek. Okullar açılmadan, üstüme başıma bir şeyler ve kitap, defter, kalem vb. alacağız. Zaman Eylül ayı. Üzümler kurutulup toplanmış. Şıho Amca üzüm satacak, benim öküz gütme paramı ödeyecek.
(...) Yük getirdiğimiz hayvanları, köylümüz Kara Gülle’nin hanına bırakıyoruz. Öğlen sonu, saat bire-ikiye kadar malların satılıp paraların alınmasını bekliyoruz. Alınan para ile Paşa Hamamı’nın yanındaki Abbeh’in oğlu Hasan’ın manifatura dükkanından ve pazardan alınacak malları alıyoruz. Öğlen yemeği olarak helva, üzüm, bir de Kilis Ekmeği.
(...) Alacakların tamamı alındıktan sonra hayvanları, ücretini ödeyerek handan çıkarıyoruz. Bir şeyi unutmamaya dikkat ediyoruz. Bu KİLİS EKMEĞİ’dir. Köydeki bütün çocuklar, Kilis’e giden büyüklerinden Kilis ekmeği ister. Hiçbir hediye Kilis ekmeğinin yerini tutmaz, çocukların gözünde en büyük hediye Kilis ekmeğidir. O sıcacık, kızarmış, tırnakla açılmış pide, kilo ile satılan pide. Bizim köyde çocuklar onu yufka ekmeğinin içine koyup katık gibi yerler. İşte öylesine tatlıdır Kilis ekmeği.
Gazeteci Selman Akı’dan iki araştırma-kitap
“Çerkezlerden Çerkezköy’e” ve “Büyükyoncalı’nın Dününe Yolculuk” adlı iki kitap. Yazan yöre gazetecilerinden Selman Akı. Çerkezköy’ü bilirsiniz, Büyükyoncalı da oralarda, Saray İlçesi’ne bağlı bir belediyelik. Selman Akı, buralardaki ilk Türk yerleşmelerini ve 19. yüzyıldaki Çerkez, Tatar ve Balkan göçlerini bir bir anlatıyor. Birinci Dünya Savaşı sonundaki Yunan İşgali’nde de bu yöreler çok acı çekmişler. Esirler alınmış, gemilere bindirilip Yunanistan’daki Milos Esir Kampı’na götürülürken su bulamayıp idrarını içenler olmuş. Balkan ve Çanakkale savaşları sırasında bu iki yerleşim yerinin gösterdiği direnç ve özveri ile çektiği çileler ve verdiği şehitler de anlatılıyor. Mütareke sonrası dönemde kurulan Trakya Paşaeli Cemiyeti’nin faaliyetlerine dair bilgileri bu eserlerde bulmak mümkün. Selman Akı, Cumhuriyet döneminde 1937 yılında yapılan ve Büyük Atatürk’ün de önem verip katıldığı Trakya Manevraları’ında bu köylerde olup biteni de tanıklarıyla konuşup kayıt altına almış. Akı’nın Büyükyoncalı ile ilgili kitabı Büyükyoncalı Belediyesi’nin desteğiyle Sone Yayınları arasından çıkmış, “Çerkezlerden Çerkezköy’e” adlı araştırma ise bir Logos yayını.