Egemen eşitlikte tam yol ileri…
Garantör İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab geçtiğimiz hafta geldiği Kıbrıs'ta önce Rum Lider Anastasiadis, bilahare de KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile görüştü.Türk tarafının egemen eşitlik temelinde iki devlete dayalı siyasetinin Raab'a birinci elden,Cumhurbaşkanı Tatar tarafından, aktarılması önemliydi. Tatar'ın Raab'la açık ve samimi bir şekilde görüştüğü ve 18 Ekim'de göreve gelmesinin ardından halkımızın desteğini alan siyasetini detaylarıyla anlattığı anlaşılmaktadır.
Cumhurbaşkanı Tatar gerek sözlü ve gerekse de yazılı açıklamasında Raab'la görüşmesinde 5+BM gayri resmi konferansı konusunda önemli meseleleri değerlendirdiklerini, ayrıca İngiltere'nin AB'den ayrılması dolayısıyla Kıbrıslı Türklere nasıl kazanımlar sağlanabileceğini konuştuklarını açıkladı. "Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma için egemenliğimizin fevkalade önemli olduğunu vurguladık" diyen Tatar, Ada'da istikrarın ancak iki devletin birbirini tanımasıyla olacağını da sözlerine ekledi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'le yaptığı telefon görüşmesinde de belirtildiği gibi Kıbrıs'ta çözümün iki tarafın onayıyla olabileceğini söyleyen Tatar, "Hiçbir zaman bize empoze edilecek zorlama bir çözümü kabul etmeyiz" dedi.
Tatar'dan geri adım yok…
Cumhurbaşkanı Tatar'ın emrivaki ve zorlama bir çözümü kabul etmeyeceğini söylemesi ve belirlenmiş, halkımızın ve Anavatan Türkiye'nin desteğini alan siyasetimizi yürütmekteki kararlılığını vurgulaması memnuniyet vericidir.
Cumhurbaşkanı Tatar bazı muhaliflerinin iddia ettiği gibi izlediği siyasetten geri adım atmayacaktır. Tatar'ın 5+BM toplantısında ödün vereceği ve İngilizlerin üzerinde çalıştığı çeşitli çözüm planlarını bir şekilde kabul edip müzakerelere ödün vererek başlayacağı endişesi yersizdir. Tatar'ın izleyeceği yol bellidir. Cumhurbaşkanı Tatar 5+BM görüşmesine gidecek ve Türk tarafının tezini kayıtlara geçirecektir. Rum tarafı ortaya koyacağımız yeni siyasetimize razı gelmez ise, ki tezlerimizi kabul etmeyecekleri yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır. Tatar KKTC'nin Türkiye haricindeki ülkeler tarafından tanınması için pandemi şartlarının elverdiği ölçüde çalışmalarına, yurt dışı temaslarına başlayacaktır. Kısaca özetlemem gerekirse, Tatar bundan sonraki süreçte federasyon görüşmeyecektir, mevcut BM parametrelerini kabul etmeyecektir. Rumlar yeni siyasetimiz çerçevesinde iki devletin işbirliğine dayalı çözüme olur vermez ise adanın kalıcı olarak bölünmesi kesinleşecek ve ortaya çıkan bir fırsat daha Rumlarca harcanmış olacaktır.
Raab'ın Kıbrıs temasları
İngliz Dışişleri Bakanı Raab Kıbrıs ziyaretinde Rum Lider Anastasiadis ve Dışişleri Bakanı Hristodulidis ile de görüş alış verişinde bulundu. Rum yetkililerin Raab'a müzakerelerin kısa bir süre sonra, Crans Montana'da kaldığı yerden yeniden başlamasını umduklarını ve kendilerinin bu hedefe sıkı bir şekilde bağlı olduklarını söyledikleri Rum basınına yansıdı. Görüşmede, Rum tarafının müzakerelere Guterres Çerçevesi ile 2014 Şubat'ındaki Ortak Açıklama zemininde başlamaya hazır olduklarının da bildirildiği öğrenildi. Rum tarafının
Raab'ın Twitter paylaşımında ortaya koyduğu 'Kıbrıs'ta çözüm müzakerelerine açık ve esnek bir yaklaşımı teşvik etme görüşünün' Rum tarafınca dikkate alınmadığı ortadadır. Raab'ın Cumhurbaşkanı Tatar'ı şanlı bayraklarımızın yer aldığı makamında ziyaret etmesi, Rum tarafını esnek siyasete davet etmesi ve açıklamalarında iki bölgeli, iki toplumlu federasyondan bahsetmemiş olması Rumlarda şok tesiri yaratmıştır. Raab'ın, bunca çabadan sonra Kıbrıs sorununda yaşanacak bir başarısızlığın kimseye fayda sağlamayacağına vurgu yapması, olası müzakerelere uzlaşıya hazır şekilde gelmeleri çağrısında bulunması Rumun bir kulağından girmiş diğerinden çıkmıştır.
Rumların uzlaşmazlığı
Rum tarafının hala daha federasyon görüşmek istemesi ve bunu başarısız olmuş geçmiş süreçlere bağlaması büyük bir tutarsızlıktır. Eski Rum Dışişleri bakanlarından Nikos Rolandis'in, Rumların defalarca ortaya konan çözüm planlarını,1948'den 2004'e kadar 15 çözüm planını, reddettiği ifşaatı unutulmamalıdır. Rum halkının 2004'te Annan Planı'na hayır dediği, Anastasiadis'in ise Crans Montana'da anlaşma fırsatını harcadığı gözönüne alınmalı, federasyonda ısrar edenlere bu gerçekler sabırla anlatılmalıdır.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'ın egemen eşitlik temelinde iki devlete dayalı siyasetini anlatmaya, yaymaya sabırla devam edeceği açıktır. Rum istedi, AB dayattı, ABD öngördü diye Tatar izlediği siyasetten geri adım atmayacaktır.
Tatar, yeni şer planlarını kabul etmeyecektir. Tatar devletimizin Anavatan Türkiye dışındaki ülkeler tarafından tanınması için mücadelesini yılmadan sürdürecektir. Tatar'ın tuttuğu yol doğrudur, kutsaldır; gereksiz endişelerle, evhamlarla köstek olunacağına