Egemen Bağış’ın yerinde çıkışı...
Anavatan Türkiye Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kıbrıs gazetesine verdiği mülakatta, Türkiye’nin Kıbrıs’ta varılacak bir anlaşmayı desteklediğini belirtti, ancak ‘Bunun içinde birleşme de vardır birleşmeme de. Yeter ki iki lider bunu kendi toplumlarına kabul ettirebilsin. Türkiye için tek bir hassasiyet vardır. O da, Ada’da siyasi bir eşitliğin sağlanmasıdır’ dedi. Bağış, KKTC’nin Türkiye’ye bağlanması dahil her türlü seçeneğin masada olduğunu belirtti.
50 yıla yakındır hiçbir ilerleme sağlanmadan sürdürülmekte olan müzakerelerin sonsuza kadar süreceğini hesaplayanlar Bağış’ın açıklamasına tepki gösterdiler. Egemen Bağış’ın birkaç gün önce Londra’da söyledikleri yıllar önce söylenmeli ve uygulamaya konmalıydı. Kıbrıs sorununu çözeceğiz diye yeterince zaman heba edilmemiş midir? Sorun, nesilden nesle gereksizce miras bırakılmamış mıdır? Rum’la anlaşmak için daha ne kadar vakit kaybedeceğiz? Rum’un anlaşmak için keyfinin gelmesini daha ne kadar beklemek zorundayız? Rum tarafının nasıl bir anlaşma peşinde olduğunu bilmeyen, anlamayan kaldı mı? Rum’un, adayı Yunan yapmak istediğini, Kıbrıs Türküne değil eşit ortak, adada yaşam hakkı bile vermek istemediğini göremeyen kaldı mı? Rum tarafının anlaşmamak üzere masada olduğunu, zamana oynadığını ve ilk fırsatta yeni bir deliliğe, çılgınlığa, soykırıma girişeceğini kestiremeyen, düşünemeyen kaldı mı? Allah korusun Anavatan Türkiye’nin garantörlük hakkının, etkin ve fiili garantisinin, olmadığı bir anlaşmanın ertesinde Kıbrıs Türkünün başına gelecekleri düşünemeyen, hesaplayamayan var mıdır? Daha ne kadar emperyalizmin desteklediği Rum’a boyun eğmemiz bekleniyor? Daha ne kadar onursuzca haklarımızın gasp edilmesine tepkisiz kalmamız isteniyor? Rum’dan ayrı bir halk olduğumuzun, ayrı dile, ayrı dine, ayrı örf, adet, gelenek ve göreneklere sahip olduğumuzun, kendi geleceğimizi tayin etme hakkına sahip olduğumuzun kabullenilmesi için emperyalistlere daha ne kadar boyun eğeceğiz? İnsanlık dışı muameleye, ambargo ve tecride karşı ses verme, ayaklanma zamanı çoktan gelip geçmemiş midir?
Haklarımızın daha fazla gasp edilmesine karşın koyun gibi tepkisiz kalmayacağımız gün gelip çatmıştır. Egemen Bağış, Kıbrıs Türkünün özgür iradesine tercüman olmuştur. Kıbrıs Türkü artık devletine, KKTC’ye hiç bir tereddüde mahal vermeden sahip çıkmaktadır. Federasyon maskaralığına zaten hiç inanmamış, Annan Planı referandumunda çeşitli kampanyalarla yanlış yönlendirilmiş ve kandırılmıştır. Kıbrıs Türkünün emperyalizmin yalanlarına artık karnı toktur. Bizans oyunları artık kökünden bozulmalı ve nihai hedefe ulaşılmalıdır.
Egemen Bağış’ın açıklamalarının içeriği de zamanlaması da fevkalade yerinde olmuştur. Rum’un maskesi artık tamamen düşmüştür. Rum anlaşmak isterse fırsatı vardır. 1 Temmuz’a kadar zamanı vardır. Ancak Rum’da anlaşmak için niyet, evet niyet ve istek yoktur. Hodri meydan!
Egemen Bağış’ın açıklamasına tepki gösterenler bilinen art niyetli kesimdir. Rum’dan beslenen tetikçilerdir. Akelcilerin, Enosisçilerin işbirlikçileridir. Gözü dönmüş, kendini bilmez zavallılardır.
Açıklamaya, “Sana da hastir” manşetiyle tepki veren Afrika Gazetesi, “Ne dedin Egemen Efendi? Türkiye’ye mi bağlayacaksın bizi? Ne duruyorsun bağla da görelim hadi... Sen de anlarsın o zaman, bakalım nasılmış Kıbrıs eşeğinin çiftesi” ifadesini kullanacak kadar kendinden geçmiş, haddini hududunu aşmıştır.
Artık herkes aklını başına almalıdır. Kıbrıs Türkünün Anadolu’nun ayrılmaz-kopmaz bir parçası olduğunu anlamakta güçlük çekenlere mukavemetçi Mücahitler ve kahraman Mehmetçik her türlü yardıma hazırdır. Bu vatanı ve meydanı Rum palikaryalara boş bırakacak halimiz yoktur.