Ege'de kopan fırtınanın en duygulu günü
Denizli’de yakılan Anadolu hareketinin sevgi ateşinin nasıl büyüdüğüne İzmir’de gözlerimizle şahit olduk. Ülkücü hareketin Denizli’de estirdiği büyük rüzgarın Aydın’dan sonra üçüncü ayağı olan İzmir’deydik. Ülkücüler İzmir’de iftar yemeğinde kenetlenmiş sevgi seli haline dönüşmüştü. Koray Aydın onur konuğu olarak geldiği iftar yemeğinde karşısındaki sevgi selini görünce şaşırmadı desek yalan olur. Daha sonra bu şaşkınlığı kendi ağzıyla da itiraf etti ama bunu yazımın sonuna saklayacağım.
İzmir izlenimlerime gelince...
İftar yemeğinde, MHP’nin civar illerden gelen eski yeni tüm teşkilat üyeleri çoğunluktaydı. 4 Kasım öncesinde değişim rüzgarları estiren taban hareketinin üst kurul delegeleri de öbek öbek bereket sofrasının konuklarıydı. Sadece İzmir delegeleri değil, Balıkesir, Antalya, Denizli, Uşak, Kütahya, Isparta, Aydın delegeleri, Ülkücü hareketin sözcüleri olarak sahadaydı. İftar bitip şükür duası yapıldıktan sonra Ankara’dan gelen Koray Aydın’ın ne dediği dinlendi. Koray Aydın gerçekten usta bir hatip. Konuşurken salonda bulunan herkes ile göz göze geliyor. Kendisini dinleyenlerin gözünün içine içine bakıyor. Kağıttan okumuyor, sihirli cam kullanmıyor, vücut dilini çok iyi kullanıyor. Tabanın gündemini çok iyi biliyor. Söylediklerine inanarak konuşuyor. Böyle olunca da salon coşuyor. Konuşması bitince de herkes birbirine dönüp “içimizden geçenleri söyledi” diyor. Yıllardır siyasetçilerin konuşmasını takip ederim. Salonda bulunan binlerce kişinin aynı anda nabzını tutmak kolay iş değildir. Koray Aydın da bu alanda usta olmuş.
İzmir’de de iftar yemeğinin ardından istişare toplantısına geçiş çok zor oldu. MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın’ın etrafı partililer ve Ülkücüler tarafından sarıldı. Denizli ve Aydın’da olduğu gibi 2 saat süreyle Koray Aydın misafirlerle fotoğraf çektirdi. Önce, sorular ayakta sohbet ederken yanıtlandı. Sonra, bahçeye geçildi çayla sohbet daha da koyulaştırıldı.
Koray Aydın İzmir’de “vizyon”, “geleceğin yeniden düzenlenmesi” dedi.
MHP’liler gerçekten çok sabırsız. Sabırsızlıkları Koray Aydın’ı sıkıştırmalarından belli oluyor.
“Yeni anayasa; partimizin politikası ne?”, “Irak-Suriye; partimizin politikası ne?”, “Çok sorumuz var. Halktan bize sorulanlara da cevap vermek istiyoruz” dediler.
Koray Aydın cevap verdi;
* “Fikir üretmekten korkmamak lazım. Üretmek lazım”
* “Saygı-sevgi dayanışması içinde olacağız”
* “Kaliteli geniş bir kadromuz var. Dağılanları toparlayacağız”
* “MHP’de genel af çıkaracağım”
* “Siyaseti halka indireceğiz. Halka indikçe daha çok anlaşılacağız”
* “Siyaset çalışmadan yapılmaz. Çok çalışacağız. Başarmak zorundayız bunun sonrası yok”
Üç gündür size aktardığım izlenimleri, sakın ha bir kongre yarışının taraf satırları olarak okumayın. MHP’li Koray Aydın’ı uzun yıllardır tanırım. “Kafasına koyduğunu yapan” siyasetçi tipinin en iyi örneklerindendir. Gazeteci olarak gittim, Ege’nin en güzel köşelerinde bir siyasi hareketin coşkulu heyecanına tanık oldum. Duyduklarıma boş verip sadece ve sadece gördüklerimi aktardım. Koray Aydın, ceketi kravatı çıkarmış, gömleğinin de kollarını sıvamış “değişim” diyen MHP ve Ülkücü tabanın sesine kulak vermiş, hummalı bir çalışma yürütüyor. En azından, Koray Aydın MHP’de kongre çalışmalarını tavandan indirip tabana yaymış. Her gittiğimde yerde “iktidar hasreti”ni, “haksızlığa-yanlışlıklara tepki koyma hasreti”ni, “olup-bitenlere en yüksek sesten ‘dur’deme isteği” ni gördüm.
Tabanı iyi anlayan siyasetçi, vatandaşın arasına inince karşılık buluyor. Bu sadece Koray Aydın’a özgü bir husus değil. Bakın diğer partilerdeki başarı modellerine, aynısını görürsünüz. Biz de MHP’de gördüklerimizi yazdık.
“Bu çalışmanın sonucu ne olur” sorusunun cevabı da bizim işimiz değil.
Koray Aydın’dan üç günün değerlendirmesini istedim. Aldığım
cevap;
“Artık bunun bir halk hareketi olduğunu, bunun halka mal olduğunu, halka mal olmuş bir hareketin korkuları bile yenebileceğini, korkuları yenmiş bir hareketin de sel olup akacağını ifade etmek isterim. Bu söylediklerimin de daha ilerisini söyleyebilirdim ama abartı olur diye söylemiyorum. Çünkü yaşadıklarımızın abartılacak bir tarafı yoktur, gördüklerimizin de abartılacak bir tarafı yoktu.”
İzmir’de gecenin ilerleyen saatiydi. Partililer otelde sohbete devam için görüşmemizin bitmesini bekliyordu. Aydın, soruma cevap verirken bir ara durakladı. Duygularını çok iyi saklayabilen bir siyasetçinin duygu patlaması karşısında ne olduğuna şahit oldum. Koray Aydın’ın ağzından şu cümleler dökülüverdi;
“Gördüğüme ve yaşadığıma inanamadığımı söylersem hiç biriniz şaşırmayın. Gördüğüm manzara karşısında şaşkınlık içindeyim.”