Ebediyen Hükümran Olacaksın Türk Budunu!

İdeolojiler öldü mü?

Görünüşte öldü! Emperyalizm, kapitalizm eskisi gibi popüler kelimeler değil artık…

Çağımızın güncel kelimeleri; bilgi, teknoloji ve küreselleşme…

Steril, yapay ve şiddeti yumuşatıcı bu terimler çağımızı anlatmaya yetmiyor.

Görünüşte öldürülen ideolojiler farklı kimliklerde yaşamaya devam ediyor.

Emperyalizm, ırkçılık ve kapitalizm dünyayı kasıp kavuruyor.

Peki biz bunun neresindeyiz? Türkiye bu süreçten nasıl etkileniyor?

Düşünce kalelerimiz içten çökertilirken, son kalan aydınlarımız nefes alacak, geçimlerini sürdürebilecek alanlar arıyor. Yayınlarımız, eserlerimiz niceliksel yönden gelişseler de niteliksel yönden gelişemiyor.

Böyle bir tabloda aktörlerin ve maşaların yer değiştirdiği, gerçek kimliklerini saklayarak saldırganlaştıkları bir sürecin ortasındayız. Şiddet sarmalı her yanımızı kuşatıyor.

Kimliğimiz, dilimiz, coğrafyamız sömürülüyor.

***

Batılı emperyalist ideolojilerin maşası Arapçı ve Kürtçü zihniyetin en büyük düşmanı Türk kimliğidir. Bu kimliğin yok edilmesi için her şey yapılıyor.

Yasaklamayı, ötekileştirmeyi ve saldırgan bir üslupla dışlamayı yöntem olarak belirlemişler.

Türk yurdu Kerkük'e sahip çıkılması bile medyada tartışma konusu olabiliyor. Türkiye'deki "Kürt"lerin incindiğini ileri sürerek, "ileride daha büyük kopuşlara zemin hazırlar" diyerek aba altından sopa göstermeyi ihmal etmiyorlar.

O yüzden talana, asimilasyona, yok oluşa sessiz kalıp, "Türk" demeden cümle kurmamızı, Türk'e ait olan her şeyden imtina etmemizi istiyorlar.

Bu sayede emperyalizmin maşalığını daha rahat yapabileceklerini düşünüyorlar.

Dolgun maaşları, sınırsız imkanları, milletin parasıyla Saraylarda "Türk"ü "zaptu rapt" altına almaya çalışıyorlar.

Günü geldiğinde de "Dört yanımız kalleşlerle dolu, Batı ihanet içinde" diyerek Mehmetçik'i savaşa sürmekten de çekinmiyorlar.

Kısacası Türklük bu coğrafyada, bu devlette vebalı olarak tanımlanırken, sistematik bir şekilde ortadan kaldırılmak isteniyor.

Şimdi de cepheden cepheye koşan, şehit olan, gazi olan çocuklarımızın apoletlerine takmışlar kafayı… Operasyon sırasında kollarına iliştirdikleri Göktürkçe harfleriyle yazılı "Türk" kelimesini ve diğer detayları yasaklamak istiyorlar.

Unutulan şu ki; ruhundan millet aşkını aldığınız, emperyalistlerin istediği şekilde biçimlendirdiğiniz silahlı güçler hiçbir zaman en önde koşmaz, koşamaz…

***

Ankara'da, İstanbul'da hastanelere Arapça tabelalar asan,

Arapça tabela kullanılmasının önündeki yasal engelleri kaldırmak için yönetmelik hazırlayan,

PKK'nın talepleri doğrultusunda asırlık Türk şehirlerin isimlerini Kürtçeleştiren,

"Ne Mutlu Türküm diyene" yazılarını dağlardan, şehir girişlerinden silen,

Türk yurtlarını peşmergeye terk eden,

Sözde bayrakları havalimanlarında sallandıranlar…

Mehmetçik'in kolundaki Göktürkçe'den rahatsız olmuşlar. "Yazıklar olsun" demeyeceğim. Çünkü bu bir üzüntü ve şaşırma ifadesidir. Türk'e düşman olanlara "yazıklar olsun, neden böyle yaptın" denilmez, çünkü görevlerini ifa ediyorlar!

***

Atatürk, dönemin Türk dili uzmanlarına "Göktürk alfabesini mutlaka öğrenin, yazıtlarımızı ve tarihimizi okutun" talimatı verir. Bu talimattan sonra harekete geçen uzmanlar birçok yazıtı günümüz Türkçesi'ne aktarırlar. Binlerce yıl sonra ortaya çıkan o cümlelerden biri de "Ebediyen Hükümran Olacaksın Türk Budunu" şeklindedir.

Yabancı ideolojilerin yerli işbirlikçileri; duyun, görün, dinleyin!

Binlerce yıl evvelden gelen Türk, hiç susar mı!

Karanlıkları yırtan, coğrafyaları değiştirip çağlar atlatan Türk silinir mi!

İşte o yüzden ne yaparsanız yapın ne yasaklar koyarsanız koyun; Türk Budunu, Ebediyen Hükümran Olacaktır!

Yazarın Diğer Yazıları