Düşük nota standart cevap
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarıyla aramız hiç iyi değil.
Bu kez de bir başkası tarihin en kötü notunu verdi. Moody's Türkiye'nin notunu B1'den B2'ye indirdi.
Erdoğan'ın bütün bunlara cevabı hazır:
"Kendine gel Moody's!.."
Aslında bu standart bir karşılık...
Yaptığı sadece kurumun adını değiştirmek:
"Eyyy Fitch!.."
"Eyyy Standard & Poor's!.."
"Eyyy Moody's!.."
"Eyyy vs. !.."
Kimsenin kimseyi kandırmasına gerek yok. Son değerlendirmeye göre Uganda ve Tanzanya ile aynı seviyedeyiz.
İsterse ertelemesin
Bir taraftan kalabalıkları yasaklayan da, diğer taraftan yasak uygulamasını 2 gün sonra başlatan da aynı İstanbul Valisi...
Malum, 2 günlük erteleme olmasa AK Parti'nin İstanbul'daki '100 Bin Yeni Üye' etkinliği yapılamayacaktı...
Vali Bey, uygulamayı ertelemesin de ne yapsın?..
İstihdam çıkmazı
Yire işsizlik rakamı resmi ağızdan açıklandı: Yüzde 13.9. Gelin de inanın.
Gerçek, 3 milyon kişinin iş aramaktan tamamen vazgeçtiği...
Yapılan abraka-dabra... Tıpkı kimi ekranların politika değiştirdiği gibi işler yapılıyor. Bazı magazinciler şimdi iktidar yanlısı kanallara geçtiler. Magazini bıraktılar, yıllar yılı beceremedikleri siyaset içindeki yeni imkanları soyundular.
Murat Kelkitlioğlu'nu önce kutlayıp sonra yanında taşıdığı sabıkalılara dikkat etmesini öneriyorum. Dikkatli olup başını derde sokmasın.
Bir uyarı daha
Halk TV'nin Görkemli Hatıralar'ı yakın zamana kadar iyi gidiyordu. Ne olduysa, sosyalist yoldaşların buluşma yeri oldu. Hayatımda ilk kez gördüğüm Marksist Leninistlere nutuk attırılıyor. Hüseyin Turan ve eski solcu artist Nur Sürer de destek verdiler.
Bir Yılmaz Güney-Pütün programı yaptırdılar, doğrusu utandım. Bu Pütün neymiş de haberimiz yokmuş...
Adamın, Yumurtalık Hakimi Sefa Mutlu'yu alnından vurup öldürmesinden tek kelimeyle söz edilmedi.
TRT'ye çağrı
Programın sonunda Serhan Asker devlet kanalı TRT'nin Genel Müdürü İbrahim Eren'e çağrıda bulundu:
"Sıkıysa geçiştirme, Yılmaz'ın filmlerini yayınla..."
Serhan'a benim tavsiyem, bir an önce kendine gelmesi. Bulunduğu kanalı mahvetmek üzere...
Eski bir dostu olarak uyarıyorum.
Burslu slogancılar
Washington DC günlerindeyim. O yıllarda İstanbul'dan gitme epeyi Türk vardı. Sami Kohen'in kızı, Prof. Dr. Osman Akın'ın o zamanki eşi... Tutturdular "Sinemaya gidelim" diye... İstedikleri film de Cannes'de Yılmaz Güney'in ödül aldığı bir yapım.
Film başlar başlamaz salonda, "Kurdara azadi!.." (Kürtlere özgürlük) sloganları atılmaya başlandı. Film bitene kadar da bu tek düze bağırışlar sürdü.
İşin acı tarafı
Işıklar yandığında salonda bu gürültüyü çıkaranların bulunduğu tarafa döndüm. Tamamı Türkiye'den devlet burslu öğrencilerdi.
Ertesi gün elçiliğimizin basın müşavirine gittim. Bu rezilliği sordum.
"Bunu bana değil, Ankara'ya sormalısınız" cevabını aldım.
Adam haklı...
Bari, yine bu hataları sürdürmeyelim.
NOT: Aslı Öymen'in Halk TV'ye geçtiğinin anonslarını görünce şaşırdım. Hayatımda gördüğüm en yeteneksiz sanat eleştirmeni. Hatta en yeteneksiz gazeteci...
Günün Sözü
Huyunu bilmediğin hayvanın peşinden gitme. Göktürk atasözü