Durum tespiti…

Bir anlayış var; analize muhtaç şekilde, ülkemizde 20 yılı aşkın süredir iktidarını da koruyan bir anlayış:

-Devleti şirket gibi yönetirsek netice alırız!

*

Aldılar!

Netice:

-Şirket gibi yönetilen devlet bütçesindeki açık yama kaldırmıyor.

-Rezervlerin ruhuna el Fatiha…

-Kasa tam takır, kuru bakır…

-Millet fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş…

-Patates, soğan, limon bile kredi kartıyla satılmaya başlandı pazar tezgahlarında…

*

Şirket yönetiminde, gereği halinde hisse satmak var, ortak almak var, yabancı ortak almak var, kayyum var, Allah muhafaza iflas var…

Devrin, satışın, iflasın da "ihtimal dahilinde" olduğu bir metotla devlet mi yönetilir!

Yönetilmez.

Yönetilmemelidir.

*

Bu girizgahtan sonra kullanacağım kavramlar, ortaya koyduğum itiraza tezat gelebilir.

Velakin başka nasıl izah edebilirim; bilemedim.

*

Mevzu;

Muhalefetin, daha doğrusu muhalefet içindeki bir kesimin "durum"la yüzleşmekten ısrar ve inatla kaçıyor oluşu.

"Durum"a dair ortaya konan bildirimlerin, aktarımların ve bunlardan yola çıkarak geliştirilen çözüm önerilerinin, alternatiflerin, tekliflerin, sırf bu yüzleşmeme/kabullenmeme halinden ötürü gereksiz şekilde kişiselleştiriliyor oluşu.

Gerek "6''lı masa"ya, gerek "Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı" tartışmasının göbeğine tutulan her "ayna"nın üzerine yersiz, zamansız, lüzumsuz alınganlıkların inşa ediliyor oluşu.

*

Devasa bir holding olduğunuzu düşünün; envaiçeşit iş kolunda, riske atmanın söz konusu dahi olamayacağı boyutlarda yatırımlarınız var… Sorumlu olduğunuz sayısız insan… Yerine getirmeye yükümlü olduğunuz vaatler, taahhütler…

Ve daha önce eşi benzerine rastlamadığınız bir fırsat… Ayağınızın ucuna kadar gelmiş… Dokunsanız; birilerinin anladığı lügatla "gol"; doksandan!

Ama işte dokunsanız!

Önünüze barajlar kurulmasına, kalecinin pozisyon almasına izin vermeden, tekmelere, çelmelere, sportmenlik dışı hareketlere takılıp düşmeden dokunabilseniz…

*

Saydığım onca "risk" potansiyelini bertaraf etmek ve yakaladığı kaleyle karşı karşıya fırsatı değerlendirmek için ne yapar sizce köklü, tecrübeli, güçlü, iddialı ve hedef odaklı bir şirket?

Bir işe girişirkenki ilk ve en sağlam/temel hamlesi nedir?

Fizibilite.

Yapılabilir mi?

*

Durum tespiti yapmak, risk var mı bakmak, varsa neler olduğunu ortaya koymak ve o riskleri bertaraf edecek önlemleri aldıktan sonra vurmak, gol olmayı bekleyen o topa, pasa, ortaya!

*

Müşterinin durum tespitini yapmak…

Satıcının durum tespitini yapmak…

Risk yüksekliğine bağlı olarak gelişmiş durum tespiti yapıp; suyu bulandıracak minicik bir sineği dahi gözden kaçırmamak.

*

2023 seçimlerine de böyle bakarsak;

Gösterilecek adayın potansiyel alıcıları/hedef seçmen kitlelerinin "durum tespitini" eğmeden, bükmeden, ümit edilene, hayali kurulana, umulana, beklenene uydurmaya kalkışmadan, olduğu gibi yapmadan sonuca gidilebilir mi?

Gidilir de, sonuçta kazanan olunabilir mi?

O kitleyle ilgili fotoğrafı en "filtresiz" haliyle çektikten sonra, satıcının; adayın ve onu aday yapanların/arkasında duranların durum tespitini de aynı gerçekçilikle yapmadan, yarışı "yol kazasız" bitirmek mümkün olabilir mi?

Zor.

*

Madem böyle…

Muhalefet içindeki bir kesim neden ısrar ve inatla gözünü, kulağını, kalbini, aklını, fikrini kapatmayı tercih ediyor "durum"a?

*

Arkadaşlar…

Yıllarını Ankara koridorlarını adımlamakla geçirmiş koca koca bey amcalar, hanım ablalar, siyaset ekabirleri, heveslileri, duayenleri, yeniyetmeleri; konuşmak için ağzın kafi olduğu yanılgısına kapılan kim varsa hepsi;

Türkiye''de sayısal olarak seçim sonucunu değiştirme gücüne sahip olan muhafazakâr seçmenin "asla"ları bir durumdur; ellerinin mührü basmaya gitmeyeceği haller bir durumdur…

Türkiye''de sayısal olarak seçim sonucunu değiştirme gücüne sahip milliyetçi seçmenin hazım kapasitesi, hazmedemeyecekleri, sindiremeyecekleri bir durumdur…

Türkiye''de sayısal olarak seçim sonucunu değiştirme gücüne sahip olan ve genelde toplu oy tercihinde bulunan etnik kökenlerin, maalesef aşiretlerin, maalesef tarikatların eğilimleri, blöfleri, şartları vs. birer durumdur…

Türkiye''de sayısal olarak seçim sonucunu değiştirme gücüne sahip olan ve kendini katıksız Atatürkçü-Cumhuriyetçi olarak tanımlayan seçmen kitlesinin tavize kapalı alanları bir durumdur…

Ve…

Sahadaki siyasetçilerin, bu "durum"ları aktarması, onların şahsi dilek yahut temennileri değildir…

Sahadaki siyasetçilerin bu "durumları" tespit ettikten sonra ortaya koydukları seçilebilirlik, kazanabilirlik kriterleri, herhangi bir partiye/adaya karşı kişisel rezerv koymak değildir.

Akılcılıktır.

Farkındalıktır.

2023 seçimlerini kazanmak isteyen herkese hararetle tavsiye ederim.

Ama son tahlilde elbette herkesin kendi tercihi;

Durum tespitinden kaçıp, seçim gecesi hasar tespiti yapmak istiyorlarsa başka!

Yazarın Diğer Yazıları