Durum çok ciddi ama bazıları işin şakasında
Son günlerdeki gelişmeler açık seçik gösteriyor ki, korona konusu bir takım hizmetleri kesinlikle engelleyecek. Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol'un Çalar Saat'de anlattıkları göre Ankara virüsün merkez üssü haline geldi. Öyle böyle değil; Ankara sokakları ambulanstan, hastaneler hastadan geçilmiyor.
Dünya standartlarında bu virüsten ölenlerin oranı yüzde 1'i geçiyor. Türkiye'de ise sadece zatürreden ölenlerin oranı yüzde 7.6'ya çıktı. Hız da kesmiyor. Salgın, tüm hızıyla sürerken bazıları da adeta Nihal Atsız'ın, "Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz..." mısrasına nazire yapıyor.
Koronoların bir araya toplanıp, "Koronaya özgürlük, başkentimiz Ankara" diye slogan attıkları esprisi çok revaçta. Hasta sayısının artması üzerine Kovid-19'un adının "Kovid-23" olarak değiştirildiği esprisi de Elazığlılar arasında dilde dile dolaşmakta.
Bu şartlar altında görünen o ki, 21 Eylül'de okulların açılması mümkün olmayacak. Açılsa açılsa sadece Sağlık Bakanı Koca ve Milli Eğitim Bakanı Selçuk'un okulları açılır. Verilen mesajlardan anladığım bu.
Yine tekrarlamak istiyorum, zamanında yazmıştım. Dünyada halen çaresi olmayan HIV-AIDS gibi hastalıklar varlığını sürdürüyor. Diğer taraftan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan hayati uyarılarını bangır bangır bağırıyor. Bu durumda okulların açılamayacağı gibi sporda da vaziyet parlak değil. Hani maçlar yüzde 30 seyircili oynanacaktı. Daha ligler başlamadan maçların ilk yarı sonuna kadar seyircisiz oynatılması kararı alındı.
Bahçeli'ye tam destek
Son yıllarda ilk defa MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bir önerisini destekliyorum: İdam geri gelsin. Gerekçesine de aynen katılıyorum.
Dünyada 56 ülkede idam cezası var. ABD'nin pek çok eyaletinde de uygulanıyor.
Bizdeki ahlaksızlıklar ve suç unsurlarının ne kadar adileştiği artık gizlenemez hale geldi.
Bahçeli, bu önerisinin peşine düşmeli ve Ekim ayında Meclis açıldığında Türk Ceza Kanunu'na idamı eklettirmeli. Hem de üzerine basa basa. Başka türlü bunların önlenemeyeceğine yürekten inananlardanım.
Al birin vur ötekine
ABD'nin Türkiye'yi son sıkıştırmaları, Rusya'dan pek farkı olmadığının ispatı. Aslına bakarsak, ABD ile köprüleri atan biziz. İkinci S-400 anlaşmasını Rusya ile yeni imzalamadık mı?..
Yani aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık.
Bunlara kızmamak lazım. Geniş kapsamlı oynuyorlar. İçimizdeki dönekleri hesap edince Moskova ve Washington DC'nin yaptıkları devede kulak kalır. Önce içimizdeki dönekleri ayıklamak zorundayız.
Günün Sözü
Ben doğru yolda kaybolmuş kişi görmedim. Sadi Şirazi