Dünyanın lideri Erdoğan!

Kulaklarımla duydum, 30 Ocak günü, Erdoğan, Denizli’de toplanan halka, “Dünyanın Lideri Erdoğan” diye takdim edildi.
Bekledim ki, “Biz dünyanın lideri değil, gönüllerin misafiri olmak peşindeyiz!” falan desin. Ne gezer, demek kendileri de “Bir dünya lideri” olduğuna inanmaya başlamışlar. Şimdi benim merak ettiğim şu: Acaba Erdoğan bütün mitinglerde “Dünyanın lideri” olarak mı takdim ediliyor? Belki de, canım kendiliğinden gelişen bir durumdur, her yerde aynı şey söylense herhalde müdahale ederdi diye içinizden geçiyor olabilir.
Ama ben aynı kanaatte değilim. Bu iş, “Bir organize iş” gibi sanki. Niye öyle diyorsun diyecek olursanız, aylar öncesinden Bursa Ak Parti Gençlik Kolları’nın Arapça olarak, “Dünya Lideri Erdoğan” isimli bir klip hazırladı da ondan diye cevap veririm. O klipten ne AKP yönetimi ne de Erdoğan rahatsız olmuş değil; internet ortamında dönüp duruyor. Eğer Sayın Erdoğan gerçekten “Dünyanın lideri” iseler Afganistan’dan Irak’a, Gazze’den Doğu Türkistan’a kadar dökülen Müslüman kanının sorumluluğunu üstlenmelidir. Öyle ya, “Dünyanın lideri” isen bu katliamlara engel olman da gerekir.
Bence bu “Dünyanın lideri Erdoğan” sıfatında ciddi bir sıkıntı var. Merkel’e derdini dinletemeyen, Obama’dan en ufak bir destek alamayan, Ermenistan’a, Kıbrıs Rum kesimine bile söz geçiremeyen, sivil Türkleri katleden ve yaralayan İsrail’den özür diletemeyen, Mehmetçiğin başına çuval geçirilince, “Ne notası, ne özrü, büyük devletler özür dilemez” diyen bir “Dünya Lideri” herhalde görülse görülse AKP mitinglerinde görülür.
İyi de, niye böyle söylüyorlar? Söyleyen söylüyor, niye itiraz edilmiyor? Öyle zannediyorum ki bir krizler odağı olan Balkanlar’da, Orta Doğu’da yeni bir gelişme olduğunda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak ABD ve diğer Batılı liderler tarafından aranılıyor ya, işte bu aranmayı AKP’liler “Dünya Erdoğan’a muhtaç” olarak değerlendiriyor, bu değerlendirme de Genel Başkanlarını “Dünya Lideri” olarak görmelerine sebep oluyor. Doğrusu komik bir durum. Ölçü “aranma” ölçüsü ise, 500 bin nüfuslu bizim ilçenin lideri de herhalde komşu bakkal olmalı. “Süt” diyen onu arıyor, “ekmek” diyen onu arıyor, “su diyen” onu arıyor..
“Dünyanın lideri” demek en basit anlamıyla “Dünyaya istediğini yaptıran” demektir. Meselâ Kanuni bir Dünya Lideri idi, Fransa’ya dansı bir emirle yasaklatmıştı. “Dünyanın lideri” demek istediği ülkeden istediği tavizi cebren de olsa alan demektir. Meselâ Obama Türkiye’den “Füze Kalkanı” için toprak talep etti, Erdoğan önce olmaz dedi, baktı olacak, “Düğme bizde olsun bâri”ye razı oldu. “Hayır, düğme de Obama’da olacak” diye bastırılınca, “Peki” dedi, yani “Dünyanın lideri”, gerçek lideri AKP’lilerin “Dünyanın Lideri” zannettiği Erdoğan’ın ülkesinden söke söke “Füze kalkanını yerleştirecek kadar toprak” kotarmayı başardı.
Düşünüyorum: Bu nasıl bir “Dünya liderliğidir” ki, Mavi Marmara katliamı için kurduğu komisyonda, “Ben yüzde yüz haklıyım” diyen küstah İsrail’e Amerika’nın, “İsrail çok güzel bir rapor hazırlamış” demesini önleyemedi? Yine bu nasıl bir “Dünya Lideridir” ki, Londra ve Zürich Antlaşmalarının Türkiye’ye verdiği “Veto hakkına” rağmen Kıbrıs Rum kesiminin Adanın tamamı adına AB üyesi yapılmasına engel olamadı.
Sözü uzatmaya hiç gerek yok. “Dünyanın Lideri Erdoğan” AB ve ABD’ye madenleri ve fabrikaları dahil, askeri destek dahil, hemen her konuda her istediklerini verdi, vermeye de devam ediyor. Ama bütün bu verilenlerin karşılığında tek bir şey bile alabilmiş değil. Ne İsrail’le, ne Ermenistan’la anlaşmazlıkta onları yanlarında bulabildi, ne PKK’ya verdikleri desteği kesmeleri ricasını kabul ettirebildi!
Söyleyin, “Dünyanın Lideri Erdoğan” Türkiye’ye ait ne varsa diğer dünya liderlerine vermesine rağmen, onlardan, (bir koyup üç aldıkları sıcak paranın dışında) ne alabildi; bir tane, evet bir tane örnek gösterin...
Demek ki bu “Dünya Liderliği” ne varsa vermede bir Dünya Liderliği”...

Yazarın Diğer Yazıları