Dünya bir yana, Türkiye bir yana

Erdoğan’a tepki Arap dünyasından hem de ünlü Müslüman Kardeşler Örgütünden geldi. Ama tabii sizler tüm dünyayı küçük pencereden bakan meslektaşlarımız yüzünden bunları okuyamazsınız, yayınlayamazlar, korkarlar.
Araplar bir zamanlar Cemal Abdül Nasır, Muammer Kaddafi ve Saddam Hüseyin için de böyle ayaklanmış, sokaklara dökülmüş yeni halife gibi görmüşlerdi. İşte sonları ortada. Beş dakikada sattılar. Erdoğan’ı da sattılar.
Kahire’de bir açıklama yapan Müslüman Kardeşler Örgütü sözcüsü Mahmut Guzlam, El Ahram gazetesine verdiği demeçte, “Türkiye’yi Mısır’ın iç işlerine karışmakla suçladı ve laiklikle ilgili Erdoğan’ın sözleri yüzünden başka ülkelerdeki deneyimler, Mısır’a kopyalanamaz. Türkiye’de laik bir devletin kurulmasına neden olan koşullar, Mısır’daki koşullardan farklıdır” ifadelerini kullandı.
Şimdi bizimki ağabey ya. Her şeyi bilir. Ama Arapları bilmediği ortada. Sonra kalktı Arap Birliği toplantısında konuştu. O birlik ki Arapların lehine tek bir karar alabilmiş değil bugüne kadar, yalnızca Arap lagalugası ve goygoyculuk. Bana ABD tarafından verilmemiş tek bir kararlarını gösteremezsiniz. Yakışır.
Ayrıca bizim basın beni hayretten hayrete düşürüyor. Erdoğan dünya basınında, herkes onu konuşuyor diye. Be zavallı arkadaşlarım. Artık internette yabancı basının gazetelerin sayfalarını görmek mümkün. Üşenmedim oturdum, bütün gece, yabancı gazeteleri taradım. Washington Post, Washington Times, Los Angeles Times ve Times gibi Amerikan dergi ve gazetelerini, Avrupa basınını taradım. Haber arka sayfalarda ajans haberi olarak bir sütun girmiş. Kaddafi bile daha fazla yer tutuyor.
ABC, CBS, CNN, BBC, RAI ve Fransız televizyonlarına, yabancı televizyonlara baktım. Hepsi birer kısa haber olarak kullandı. El Cezire bile. O kadar. Herhalde bizim zavallı basın dünya medyasının Arap dünyasından ibaret olduğunu sanıyor. Normaldir. Artık yabancı başkentlerde muhabir tutamayan gazetelerin cahil yazı işlerinin elinden de bundan fazlası gelmez.
Gelelim günün ikinci konusuna. Yakın bir tarihte bu AKP iktidarının bebek katilini İmralı’dan çıkartıp, seçimlere sokup yaptıkları iyiliğin bedelini koalisyon ortağı olarak ödeteceklerini yazmıştım. Ne kadar haklı olduğum ortaya çıktı. Başbakanın özel temsilcisi ve şimdiki MİT müsteşarının PKK terör örgütü ile Oslo’da ABD’nin gözetiminde bir araya gelip yaptığı görüşmenin ses kayıtları internette uçuşup duruyor.
Ne biçim bir ülkeyiz biz. Kozmik odalar mahalle kahvesi gibi, Genelkurmay Başkanının, MİTçilerin konuşmaları ortada. Gizliliği ve sırları olmayan bir devlet. Sanırsınız AKP iktidarında şeffaf devlet olayı işleniyor. İyi de şimdilerde onların da görüşmeleri dökülmeye başlamadı mı?
Bu konuda uzman bir arkadaşım, iktidarı paylaşan tarikatlar arasında güç kavgasının başladığını söylemişti. Bu kavga daha fazla iktidarda yer almak ve hükümet kaynaklarını daha fazla kullanmak şeklindeymiş. Anlaşılan uzun iktidar ortaklar arasında çıkar kavgasına dönüşmüş bile. Şimdi düşünüyorum da bazı pisliklerin ortaya dökülmesine bu sebep olabilir. Denge bozuldu anlaşılan.
Son bir nokta: Washington Ankara’ya, Erdoğan tarafından yapılan insansız Amerikan uçaklarına üs verme teklifine olumsuz yanıt vermiş. Gerekçe de eğer doğruysa Türkiye’nin son günlerde ağzına sakız yaptığı İsrail ile askeri çatışma sözlerine bir son vermemesi durumunda bunun düşünülemiyeceğini bildirmiş. Ne kadar acı bir sonuç. Bu arada Washington’daki Alman Marşal Vakfı tarafından yayınlanan bir araştırma Türk halkının batıdan hoşlanmadığını ortaya koymuş. Gördünüz mü nereye geldik.
Evet sevgili okurlarım, Türkiye kendisine yarattığı bir cam fanus içinde ter ter tepinip duruyor. Dünya ise başka yöne gidiyor.

Yazarın Diğer Yazıları