Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU
Hulki CEVİZOĞLU

DÜN ÖĞRETMENLER GÜNÜ'YDÜ.

Öğretmenlerimizin durumu her zaman olduğu gibi içler acısı.
Hem ekonomik açıdan, hem de yetiştirilen nesiller (kuşaklar) açısından...
Ben yalnızca “senede bir gün” değil, neredeyse her Ceviz Kabuğu programımda, eğitimin ve öğretmenlerin önemini vurguluyorum. Üniversite öğretmenleri (hocaları) için de şu sözü yineliyorum:
“Bu ülkede araştırmacılara futbolculara, teknik direktörlere ve televizyon yıldızlarına verildiği kadar yüksek ücretler verilmelidir. Yüzbinlerce dolar araştırmacıların hakkıdır. Ülke böyle kalkınır ve yabancıların elinde oyuncak olmaktan kurtulur.”


SİYASAL YABANCILAŞMA
Öğretmenler Günü’nde “Başöğretmen” Mustafa Kemal Atatürk’e bir kez daha kulak vermeliyiz.
Cumhuriyetimizin kurucusu “Cumhuriyet ilmen, fikren ve bedenen güçlü muhafızlar ister” diyordu.
Bugün ise, spor ve kozmetiklerle “bedenen” güçlü bazı Cumhuriyetçilerin, “ilmen ve fikren” Cumhuriyet’in güçlü muhafızı olamadığını görüyoruz...
Bu da, kendilerine umut bağlayan “Cumhuriyetçi, demokrat ve Atatürkçü tabanda yabancılaşma” yaratıyor.
“Yabancılaşma” deyimi; kişilerin birbirlerinden ya da belirli bir ortam ve süreçten uzaklaşmalarını anlatıyor.
Bugün CHP’nin “kara çarşaf” tartışmalarıyla içine düştüğü durum aynen budur.
22 Temmuz genel seçimlerinde bir bağımsız adaya bile tahammül edemeyip, “Oylar bölünmesin, bağımsız adaya oy vermeyin” diye propaganda yapan bazı CHP’liler; şimdi, genel başkanları Baykal’ın kendilerini nasıl böldüğünü görüyorlar mı acaba?.. Bir insan kendi ayağına ancak böyle basabilir.


SULTAN-GAZİ!..
Sultangazi olayında CHP’nin “Sultan” ı Baykal, “Gazi” olmuştur, yara almıştır.
Bu konuyu çok yazmak istemiyorum. (Ancak, televizyonda karşı görüşlerin tartışması uygundur.)
İktidar partisi AKP’nin genel başkanı Erdoğan’ın “Türban velev ki siyasi simge olsun” sözleri, AKP’nin “laikliğe aykırı eylemlerin odağı olduğunun” en önemli kanıtı sayılmadı mı AYM’de?..
Sayıldı.
Peki, bu türban değil, başörtüsü değil. Kara çarşaf!..
Anayasa Mahkemesi’nin 1’e karşı 10 oyla “siyasal simge” saydığı bir giysiye, madalya gibi Atatürk’ün 6 ilkesini içeren parti rozetini takmak ne oluyor?..
Yarın birisi çıkıp, bunu mahkemeye taşırsa ne olacak?
“Biz Atatürkçüyüz. Kimse bize cumhuriyeti ve laikliği öğretemez. Hadi ordan” mı denecek?
Bir hatırlatma.
Baykal, vaktiyle de böyle gösteriler yapmış, İlahiyat profesörü Yaşar Nuri Öztürk’ü partisine almış, sonra da onu dışlamıştı!.. Çağdaş İslam’ı anlatan Prof. Öztürk, “Baykal beni aldattı, seçimde kullandı” mealinde açıklamalar yapmıştı!
Baykal, son zamanlarda gündemde olan ve Atatürk’ü yıpratan “Mustafa” filmini eleştirirken, “Can Dündar, son Ergenekon olaylarından etkilendi herhalde” demişti.
Şimdi aynı etkilenme kendisi için mi geçerli acaba?..


CUMHURİYETÇİ TAKİYE!..
Dikkat ederseniz, “örtünme ve şekli” konusunda tartışma yapmıyorum. (Bunu yıllarca Ceviz Kabuğu’nda her kesimle çok tartıştık. İlahiyat profesörleri, din bilginleri ve din adamları Kur’an-ı Kerim’in bu konudaki mealinde hiç birleşemediler.)
Benim yaptığım, “siyasal samimiyet”, “Atatürk ilkelerine sahiplik” ve “Cumhuriyetçi takiye” yi ele almak; ve samimi olmayanları, takiye yapanları eleştirmektir.
Ünlü düşünür Seneca yüzyıllar öncesinden sesleniyor: “Ey yaşam, senin bunca değerli oluşun ölüm sayesindedir.”
Bugün herkes de biliyor ki, “Ey Erdoğan, senin iktidar olman, bu muhalefet sayesindedir!..”

Yazarın Diğer Yazıları