Dualar Cem için...
O’nu Silivri duruşmalarında tanıdım. Sırım gibiydi. Donanmanın en yakışıklısıydı diyebilirim. Yüreğimin yarısı GATA’da... Günlerdir yoğun bakımda Azrail ile boğuşan çok değerli dostum Amiral Cem Aziz Çakmak’tan gelen haberlere odaklandım. Kumpasçılara karşı mahkemede öyle çıkışlar yapmıştı ki şimdi her biri çil yavrusu gibi dağılmış yargı heyeti susturamıyordu. Atılan iftiraları hazmedemedi. Ailesine tebessüm ediyor ama içine atıyordu dertlerini... Minicik bir tümörle başladı kanser. Cezaevinin taş duvarları arasında büyüdü büyüdü... Cem “Gatakulli” iftiraları yüzünden hastaneye gitmeye bile tenezzül etmedi önce. Sonrasında kader arkadaşları ile biz yakın dostlarının girişimiyle yattı hastaneye... Doktorlar “geç kalındı” dese de umudumuzu yitirmedik hiç birimiz. Tek başına donanmayı yürüten, gemilerle okyanusu aşan “adam”ın kanseri de yeneceğine inandık. Av. Şule Nazlıoğlu Erol’un girişimleri ile “sağlık sebebi ile geçici tahliye” edildi önce. Ankara’da GATA’da tedavisi yapıldı. Aklı-fikri Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Mamak ve Şirinyer’deki silah arkadaşlarındaydı. Anayasa Mahkemesi önünde iki ayı bulan “nöbet”imize geldi kaç kere. Canı gibi sevdiği kardeşten öte gördüğü Kurmay Albay Murat Özenalp’in Mamak’ta beyin kanaması sonucu ölümünün acısını da yaşadı. Kızını demir parmaklıklar arasında gelin etmişti. Torununu hastane odasında kucağına aldı. Sisler dağılıp, kumpas ortaya çıktıkça heyecanlanıyor, her fırsatta Silivri’de çeteye karşı “Sizler burada yargılanmadıkça ölmek yok” diye haykırışını hatırlatıp, heyecanla başladığı kitabı bitirmeye çalışıyordu. Kısa ziyaretlerimizde Müyesser Yıldız ve şahsıma sarf ettiği iltifatlardan utandım hep. Son bir aydır gözlerini hiç kırpmamış Cem. Müyesser’in ifadesine göre “Uyursam, öleceğim” diyormuş. Yaralı, yorgun yüreğim artık el vermediği için gidemiyorum yanına. Doktorların uyutma gayretlerini öğrendim. “Dayan!..” diyorum ama nereye kadar... Duadan başka elden bir şey gelmiyor. Mübarek ramazanda oruç tutan, tutmayan, yüreğinde Allah sevgisi olan herkesten dua istiyorum Cem için... Daha kumpasçılar yargı önüne çıkarılmadı. Onlar adilce yargılanıp, cezalandırılana kadar göçüp gitmemeli Cem... 16 aydır hastanede Çakmak... Öncesinde iki katını da hapishanede geçirdi neredeyse. Dedim ya, yüreğim kanıyor... Cam kırıkları saplanıyor düşüncelerime. Yılanların öç alma gayretleriyle tezgahladıkları kumpas her yönüyle açığa çıkmadan bize de rahat döşekte uyumak haram olsun. Haram olsun bu memleketin ekmeğini yiyip, bu memleketin çocuklarına kast edenlere hayat... Haram olsun ölü eti çiğner gibi kursaklarından geçen ekmek... Ve bütün bunları sinema filmi seyreder gibi gevşek gevşek izleyenlere de yazıklar olsun...
KuddusiOkkır, Kaşif Kozinoğlu, Ali Tatar, Abdülkerim Kırca, Murat Özenalp, Engin Aydın, Türkan Saylan, Berk Erden, Tarık Akça, Behçet Oktay, Doğan İlhan, Olgun Ural... gibi ilk aklıma gelenler öldü gitti. İftiralar yüzünden kanser ve benzeri ölümcül hastalıklara yakalanan yüzlerce kişi kaldı geride...
“Diren” diyoruz Cem’e... Ama nereye kadar... Sahi “Adalet nerede?”