DTP Güneydoğu'da AKP'ye çalışıyor!

DTP Van Milletvekili Özdal Üçer’in Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın Van’ı ziyaretini Areil Şaron’un El Aksa’yı ziyaretine benzetmesi DTP’nin AKP’ye çalıştığının en bâriz örneklerinden biridir.

DTP’li vekil bu sözleri ile Diyarbakır başta olmak üzere Van ve bölgedeki DTP ağırlıklı bütün illerin aslında ayrı bir milletin kendine ait toprakları olduğunu hal böyle olunca da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanın buraları ziyaret etmesinin İsrail (eski) başbakanlarından Ariel Şaron’un İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarını ziyaret etmesinden farksız olduğunu söylemiş oluyor. Aynı DTP birkaç gün önce de PKK’nın başı Öcalan’ın emriyle Türkiye’nin özerk bölgelere ayrılmasını isteyen bir kitapçığı Meclis çatısı altında dağıtmıştı. Bu kitapçıkta valilerin yani devlet başkanlarının bölge halkı tarafından seçilmesinden, her özerk bölgenin kendine ait renklerinin yani bayrağının olmasına kadar bir “bölücü talepler listesini” Meclis çatısı altında Türkiye ve dünya kamuoyunun dikkatine sunmuştu.

Yani DTP açıkça Irak’ın kuzeyinde ABD ve İsrail eliyle kurulan “Güney Kürdistan” ın Türkiye ayağı olan “Kuzey Kürdistan” ı talep ediyor. İyi de, böylesine küstah ve cüretkâr talepler Türkiye Irak gibi ABD ve müttefikleri tarafından işgal altında bir ülke olduğu için mi yüksek sesle dile getirilebiliyor! Nasıl oluyor da PKK militanlarının insanları cayır cayır yakmasına provokasyon diyemeyen DTP’liler bir başbakanın Türkiye’nin herhangi bir ilini ziyaretine “Bu provokasyondur!” diyebiliyorlar. İnsanların sokağa çıkamadığı, esnafın işyerlerini açamadığı, güvenlik güçlerinin taciz ateşine tâbi tutulduğu böyle bir bölgede siz sağduyulu, vicdan sahibi bir vatandaş olsanız yerel seçimlerde oyunuzu kime verirsiniz? Zâten iki şansınız var, biri AKP, diğeri DTP. Güya Türkiye’de iki parti için kapatma davası açıldı, o partiler de işte bu AKP ile bu DTP. Gelin görün ki fiili durum olarak doğu ve güneydoğuda bu iki parti dışındaki bütün partiler kapalı durumda. O zaman vatandaş ya AKP’ye oy verecek ya DTP’ye. Oyunu DTP’ye verse her belediye ya bir İmralı ya bir Kandil haline gelecek O zaman insanlar hayatta AKP’ye oy vermeyi düşünmeyen Milliyet’ten Doğan Heper gibi, “Güneydoğu’da AKP’liyiz” deme çaresizliği ile baş başa kalıyor! Son mahalli seçimlerde askeri lojmanların bulunduğu seçim sandıklarından AKP’nin çıkmasının sebepleri de bu mecburiyet değil mi?

Diğer partilerin beceriksizliğini ve DTP’nin son zamanlardaki her söz ve fiilinin AKP’ye yaramasını bir kenara bırakalım ve işlerin bu noktaya AKP tarafından nasıl getirildiğine bir bakalım. AKP, DTP’li belediyelerin PKK’yı desteklemesine açıkça göz yumdu, hâlâ da yumuyor. Belediye başkanlarının öldürülen terörist cenazelerine katılmalarını ve belediyeye ait ambulansların şehirlerarası görevlendirilerek terörist cenazesi taşımaları akıllarınızdadır. Yine DTP’li belediyelerin Roj TV’nin haber ajansı gibi çalışmalarına ve PKK kadrosuna eleman teminine göz yumduğunu da hatırlayalım. Oysa normal bir devlet böylesine başıbozukluğa asla izin vermez ve o belediye başkanını ânında görevden alır.
Devam edelim..
DTP Kongrelerinde Türk Bayrağına yapılan saygısızlıklara ve DTP’li vekillerin Türkiye’yi kan gölüne çevirecek söz ve fiilleri karşısında AKP’nin suskunluğunu da bir kenara not edelim. Bütün bunlar bir Avrupa parlamentosunda olsa iktidar ve diğer partiler ânında o vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması için harekete geçer ve sonuç da alırdı.
AKP bunu da yapmadı.
Yapmadı, çünkü DTP’li belediyelerin ve milletvekillerinin yaptığı bölücü her tavır ve ihanet AKP’ye yarıyordu. AKP için de önemli olan başka şey değil AKP’ydi.
Erdoğan yönetimindeki AKP Türkiye’yi ustaca, “Ya beni desteklersiniz, ya da oylarınızı DTP’ye vererek her belediyeyi Kandil dağı haline getirirsiniz” noktasına taşıdı..
Kurumlar ve şahıslar olarak, “Kırk katır mı, kırk satır mı noktasına” işte böyle düştük, düşürüldük..

Yazarın Diğer Yazıları