DP'de lider arayışı
Raf ömrünü tamamladığı bütün kesimlerce bilinen AKP’nin yerine alternatif arayışları hızla sürüyor. Sayısını çoğumuzun tam olarak tespit edemediği siyasi partilere rağmen halkın iktidar alternatifi olarak anası ve yavrusuyla muhalefete güvenmediği de ortada. Sadece iktidara karşı değil kendi partileri içindeki muhalefetin muhalifi yüzünden özellikle merkez sağda ciddi ivme olmayışı gözleri ve gönülleri yeniden “Baba”ya yani Süleyman Demirel’e çevirmiş durumda.
Türkiye’nin 40 yılına mühür vurmuş olan Demirel ilerlemiş yaşına rağmen memleketin gidişatından en fazla endişe duyan aydınlarımızın başında geliyor. Cumhurbaşkanlığı makamına oturduktan sonra tarafsızlığını tescil etmiş ancak vatandaşı olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana en kötü günlerini geçirdiğini ifade ederek 50 yıllık dostlarını Güniz sokakta istişareye çağırıyor. Bugüne kadar tüm siyasi oluşumlara mesafeli bakan Demirel bundan böyle adres göstermeye başladı.
DP’deki hareketliliği Can Ataklı günlerdir köşesine taşıyarak lider ve kadro tavsiyelerini yazıyor. Son yıllarda fikir namusuna sahip olan ender gazetecilerden olan Can Ataklı, CHP Milletvekili olan değerli İlhan Kesici’yi genel başkanlığa önerdi. Karşı çıkanların yanında destekleyenler, umutlananlar da var ancak Sayın Kesici’nin DP’ye geçmek gibi bir niyeti olmadığını en azından şimdilik, bilenlerden biriyim. Ataklı, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Süheyl Batum’un da bu işi yapabileceklerden biri olduğunu belirtip Gökberk Ergenekon, Yılmaz Büyükerşen, Burak Kuntay, Rifat Hisarcıklıoğlu, Ferit Şahenk, İbrahim Betil, Hakan Bayrakçı, Fuat Keyman, Kemal Köprülü, Deniz Ülke Arıboğan ile güçlü bir kadronun oluşturulup Mustafa Sarıgül,. Abdüllatif Şener, Sadettin Tantan ve Yaşar Okuyan’ın da DP’ye katılması gerektiğini ifade ederken, Anadolu’nun Tansu Çiller’i istediğini, Çiller ile yüzde 30 oy alınabileceğini iddia ediyor. Can Ataklı’nın bu iyimser önerileri keşke gerçekleşebilse. Ancak Çiller konusu bitmiştir. Yaşı 50’nin üzerinde olanlar bile Tansu hanımı unuttu. Sarıgül’e gelince. CHP ve Deniz Baykal’dan intikam alma duygusunu aşması mümkün değil. Üstelik Yaşar Nuri Öztürk’ün HYP’sini ele geçirip tıpkı Cem Uzan’ın Hasan Celal Güzel’in partisini satın alıp seçime girmeyi garantilemesi yolunu seçmiş durumda. Şener, Tantan, Okuyan ve diğer isimler DP’de ciddi bir sıçrama görürlerse seçim öncesinde bir ittifaka mecbur kalabilirler. Bu isimlere diğer partiler de eklenebilir ama öncelikle güvenin sağlanması şartıyla Mehmet Ağar’ın birleşmedeki tarihi hatası unutulmuş değil. DP’nin mevcut parçalı yapısı ve Hüsamettin Cindoruk’un bunu gerçekleştirmesi zor. Dolayısıyla DP’ye yeni ve her kesimin güvenebileceği bir lider lazım. Türkiye’yi karış karış gezip televizyonlarda tartışacak, miting meydanlarında heyecan verecek bir karizma şart. Türkiye’nin gerçeklerini herkesten çok bilen Demirel bu arayışa noktayı koymak için iktidar hedefini seçmene anlatıp ikna edebilecek ismi Güniz sokağa çağırarak “Haydi harekete geç. Sonuç ne olursa olsun Türkiye’nin sana ihtiyacı var” diyerek işareti verdi.
DP’nin tarihten bu yana yapısını bilen, ANAP ve DYP’de bakanlık görevlerini başarıyla yapıp milliyetçi ve Alevi camiasının baş tacı ettiği Namık Kemal Zeybek’in DYP’yi harekete geçirmekle kalmayıp kıyıda, kenarda kalmış kadroları birleştirerek iktidar alternatifi olacağını hissediyorum.