DP Kongresi ve Namık Kemal Bingöl...
Demokrat Parti’nin bugün kongresi var. Rekor sayıda Genel Başkan adayının bulunması bu partinin geleceğinin parlak olduğunu göstermiyor. Türkiye’nin siyasi tarihinde neredeyse yarım yüzyıllık geçmişe sahip bir partin bu hallere düşmesi parti yöneticileri ve Genel Başkanının dirayetsizliğine bağlı olsada bana göre sadece DP’nin değil tüm siyasi partilerin en büyük sorunu mevcut yasalardır.
Yıllarını, çoluk-çocuğunun nafakasını gönül verdiği partilerine veren insanların siyasi partiler kanunu ve tüzük yüzünden iradelerini yansıtmaları mümkün olmuyor. Padişahlarda, diktatörlerde bile bulunmayan yetkilerle donanan Genel Başkan bir süre sonra huyu-suyu değiştiği gibi, yönetici ve üyeleri köle yerine koymaya başlıyor. Gece canı sıkılınca il-ilçe başkanlarını görevden aldığı gibi sayıları milyonu bulan 40-50 yıllık partilinin üye kaydını bile silebiliyor.
Adı Demokrat olduğu halde, demokrasinin zekatının bile uygulanmadığı bu partide 16 adayın sahneye çıkması, şaibe gölgesinin dağılmasına değil daha fazla kararmasına sebep olmakta.
İktidarda devraldığı partisini seçim barajı altına iten DYP’nin eski Genel Başkanı Tansu Çiller, istifa ettiği günden bu yana hesap yapmaya devam ediyor. Partinin eski İstanbul İl Başkanı Süleyman Soylu’yu aday gösterip delege avına devam ediyor.
Çiller’in ihraç ettiği Mehmet Ağar, iki dönem Elazığ’dan bağımsız milletvekili seçildikten sonra Çiller’in bıraktığı boşluğu doldurup, partiyi ayağa kaldıracağını iddia etmişti. Türk kamuoyu Demirel Ailesinin damadı olarak tanıdığı İlhan Kesici’nin DYP Genel Başkan adaylığını Ağar’a karşı kaybetmesinin ardında Demirel’in Ağar’a desteğini pek bilmez. Kesici’yi dilediği gibi yönetip, yönlendiremeyeceğini bilen Demirel, Ağar’ın Mumcu’nun ANAP ile birleşme projesini yürütemeyişinden de sorumludur.
22 Temmuz seçimleri öncesi DYP-ANAP birleşme gayretleri ile esen rüzgar, Ağar’ın bütünleşmeyi sağlayamaması üzerine ters esip hezimete dönüşmüştü. Misyonunu tamamladığına inanılan DP’nin yeniden dirilmesi, meşhur Kırat’ın koşmaya başlaması doğrusu mümkün görünmüyor. “At sahibine göre kişner” özdeyişinde olduğu gibi, Kırat’ın süvarisi çok önemli.
Devlet Bahçeli’nin “çekiliyorum” deyip gidemeyişi Türk Siyasetinde kötü örnek teşkil ettiğinden, Mehmet Ağar kaybettiği prestijini yeniden kazanmak için “şimdilik aday değil.” Partisi baraj altında kaldığı için bir süreliğine istifa edip sonra yeniden CHP’nin lideri Baykal gibi birkaç yıl sonra yeniden gelmeyi tasarlıyor. Bu yüzden elini çekmediği için Çağrı Erhan’ı aday gösterdi.
Çiller’in Soylu, Ağar’ın Erhan olarak çıkardığı “emanetçi” lerle bu parti ayağa kalkamayacağı gibi çözülme sürecinin hızlanmasına sebep olacaktır.
Cindoruk ile toparlanma şansını ayak oyunları yüzünden kaybeden DP’nin bugünkü kongrede şansı gerçek anlamda “milliyetçi-muhafazakar-demokrat” kimliğe sahip tek aday olan Namık Kemal Bingöl...
Cumhuriyeti kuran iradenin temsilcisi, bağımsız ve parti içindeki hiziplerden uzak olan Namık Kemal Bingöl, 1968 yıllarındaki üniversite olaylarında “Milli Duruş” un sembol isimlerindendi. Askeri Tıbbiye ve doktorluğu sırasında önemli hizmetler verdi. “Adamın adamı” olmaktansa “adam gibi adam” olmayı tercih eden Namık Kemal Bingöl, sadece bugünkü kongrede değil, Mayıs ayında da aday.
Muhalefetin yetersizliği yüzünden alternatif göremeyen vatandaşın AKP’ye mahkum edilmesin önüne geçebilmek için DP’nin kongresini önemsiyorum. Delege ağalığının sona ereceği, gerçek anlamda parti için demokrasinin uygulanabileceği bir partiyi özleyen seçmenin şansını heba etmemek lazım.
Delegenin Çiller ve Ağar’ın gölgesinden kurtarmak ve yılların emeğini harcamamak için iradelerini emanetçilerden yana değil akil adama yansıtmaları dileğiyle, kongrenin tüm siyasi partilere örnek teşkil edeceğine inanıyorum