Downer boşuna dövünüyor
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer tarafından KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e verilen ve 2008-2012 dönemindeki müzakerelerde varılan mutabakatlar ile görüş ayrılıklarından oluştuğu belirtilen 77 sayfalık belge adada yeni bir tartışma başlatmıştır.
Rum basınına sızdırılan bilgilere göre 30 Nisan tarihini taşıyan 77 sayfalık Downer belgesi müzakere başlıklarıyla aynı (Yönetim ve Yetki Paylaşımı, Mülkiyet, AB Konuları, Yabancılar, Muhaceret, Sığınma ve Vatandaşlık, Güvenlik ve Garantiler, Toprak, Mülkiyet) başlıkları taşıyan bölümlerden oluşmaktadır.
Belgeye göre 2010’daki müzakereler sırasında eski Rum lider Dimitris Hristofyas ile KKTC 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat arasında uzlaşılan iki temel ilkenin ortaya konduğu belirtiliyor. Uzlaşılan iki temel ilkeden birincisi Federal Kıbrıs’ın Kıbrıslı Rumlardan ve Kıbrıslı Türklerden eşit olarak kaynaklanacak tek, bölünmez egemenliği öngörürken, ikincisi de Anayasa’nın federal hükümete vermediği yetkilerin, birimler tarafından Anayasa sınırları içerisinde münhasır ve özerk olarak kullanacakları belirtiliyor. Belgeye ilk tepki Anastasiadis’ten geldi; belgenin yeniden başlaması beklenen müzakerelere zemin teşkil etmeyeceğini açıkladı. Anastasiadis belgenin Ulusal Konsey’in yapacağı ilk toplantıda masaya yatırılacağını da bildirmiştir.
Bu arada Anastasiadis, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a bir mektup göndererek, Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer’in 29 Mayıs tarihinde yapılması planlanan ve “sosyal nitelik” taşıması konusunda uzlaşılan liderler yemeğine ilişkin yanlış izlenimler yaratan girişimlerde bulunduğunu, bu nedenle yemeğe katılma kararını yeniden gözden geçirmesinin söz konusu olduğunu iletmiştir.
Downer ve ekibinin 29 Mayıs tarihli liderler yemeğine “çok önemli siyasi bir buluşma” niteliği kazandırma çabası ve yemeğin ertesinde, 30 Mayıs’ta, BM Güvenlik Konseyi üyeleriyle telekonferans aracılığıyla bilgilendirme randevusu ayarlayarak “dayanıksız beklentiler” yarattığını iddia eden Anastasiadis’in tepki göstermesini yeni bir uzlaşmazlık örneği olarak göstermek mümkündür. Anastasiadis’in, yemeğin İstanbul’un fethinin yıldönümü olan 29 Mayıs’a denk gelmesine de tepkili olduğu bilinmektedir. Anlayacağınız Rum tarafı müzakere masasına oturmamak için elinden geleni bir kez yapmaktadır. Daha önceki yıllarda da sırf masaya gelmemek için Rum tarafı BM Genel Sekreteri’nin adadaki temsilcileri ile suni krizler yaratarak topu taca atmaya, kriz çıkarmaya yeltenmiştir. Rum her zaman bu ucuz Bizans oyunlarına başvurmaktan çekinmemektedir.
Anastasiadis mektubunda, eski Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas ile Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu arasındaki müzakerelerin, Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığını üstlenecek olmasını gerekçe gösteren Kıbrıs Türk tarafının ısrarları sonucunda kesildiğini de iddia etmiştir. Öte yandan Ulusal Konsey’e katılan Rum siyasiler, Anastasiadis’e, Downer’in görevden alınmasını istemesi çağrısı yaparak gerilimi daha da tırmandırdılar.
Downer dahil yıllardır Kıbrıs sorununa çözüm bulma yollarını arayan yetkililerin çabaları maalesef her seferinde Rum tarafının uzlaşmazlık duvarını aşamamıştır. Bu kez de Downer’in uğraşları boşunadır. Anastasiadis Güney Kıbrıs’ın içinde bulunduğu ekonomik çöküntünün ezikliği içerisindedir ve bu çöküntüden Anavatan Türkiye’nin Türk tarafı lehine bir çözüm dayatacağı ihtimaline karşı masadan kaçmaktadır. Ekim ayından önce müzakerelerin başlaması mümkün görünmemektedir.