Diyarbakır’da yakalanan 17 Suriyeli ile 1 Alman kim?..

Devlet otoritesinin terör bölgesinde tamamen çöktüğü gün İçişleri Bakanı Efkan Ala çıktı enkaz bilançosu açıkladı..

Konuşan sanki bakan değil bir bürokrattı.. Sıfıra inen devlet otoritesinin tekrar nasıl sağlanacağı konusunda İçişleri Bakanı’nın ağzından içi boş sallamaların dışında tek bir somut açıklama duyamadık. Sandık ki bu iş herhalde Kültür Bakanı ile Çevre Bakanına verilmiş.. Herhalde onlar bir açıklama yapacaklar..

Efkan Ala’nın verdiği rakamların yanı sıra açıklanmayan çok şeyin olduğuna eminim.. Çok gizli tutulan büyük ayrıntıyı(!) aktarayım sizlere;

Efkan Ala, terör bölgesindeki son olaylarda gözaltı sayısını bin 24, tutuklu sayısını ise 58 olarak açıkladı. Sadece Diyarbakır’da 2 bin PKK militanının ortalıkta gezdiği istihbarat raporları ile tespit edildiği bir ortamda bürokrat kafası koparmakla nam salan İçişleri Bakanı’nın acizliğini de ortaya koyuyordu rakamlar.

Peki gizlenen o kocaman ayrıntı neydi?..

Diyarbakır’da yapılan operasyonlarda 17 Suriyeli ile 1 de Alman uyruklu kişi gözaltına alındı..

İçişleri Bakanı Efkan Ala her nedense gözaltı ve tutukluların dökümüne ve mensubiyetlerine giremedi.

Şimdi bu köşeden sesleniyorum İçişleri Bakanı’na;

Gözaltına alındığını sakladığınız bu 17 Suriyeli ve 1 Alman kimler?..

Sokakta masum masum gezerlerken yanlışlıkla mı gözaltına alındılar?..

Ne için Diyarbakır’daydılar?..

Ne iş yapıyorlarmış?..

Gerçek kimliklerini tespit edebildiniz mi?..

Hâlâ gözaltı süreci devam ediyor mu?.. En son haklarında ne işlem yapıldı?..

İsyan hareketine maruz kalan vatan toprağımızda yakalanan başka yabancı uyruklu kişi veya kişiler var mı?..

İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın sakladığı bir de küçük(!) ayrıntıdan haberdar edeyim;

Tutuklananlardan biri, Van-Muradiye İlçe Belediye Meclisi AKP’li üyesi bir şahsın (adları bende saklı) oğlu.

Sayın Ala, gözaltına alınan ve tutuklananlar arasında başka AKP’liler var mı?..

Varsa tutuklanma veya gözaltı gerekçeleri ne?..

Bu fasla ara verip, Türkiye’deki en önemli gündem maddesi olan Devlet krizine geçelim..

IŞİD’e uluslararası operasyon süreci ile başlayan ve size siyaset krizi gibi gözüktürülen sürecin gerçek tanımı devlet krizidir.. Siyasette uzun süredir devam eden tıkanıklık için diyecek bir şeyim yok ama gelinen bu son noktada devlet kurumları arasındaki büyük görüş farklılıklarını, birbirinin tersi uyumsuz ve bağımsız hareketleri, bilgi saklamaları, ayak oyunlarını da görmezlik edemeyiz..

Tüm bunlara ve devlet krizine Recep Erdoğan Trabzon’da yaptığı son konuşma ile tavan yaptırdı. Cumhurun başı olduğunu iddia eden ve Anayasal yemin eden zât AKP Genel Başkanı olarak tüm muhalefet liderlerine çok ağır eleştiriler yöneltti.. Kısa ömrümüzde nice krizlere şahit olduk bu memlekette.. Her defasında gidilen en uygun yol; Çankaya Köşkü’nde liderler zirvesinin toplanmasıydı.

Bu zirvelerin ardından gerginlikler kısmen düşer en azından toplum biraz rahat nefes alırdı..

Şimdi soruyorum?..

Erdoğan’ın Trabzon konuşmasının ardından ve ülke her gün felakete doğru hızla sürüklenirken güvenlik zirvelerinde bile anlaşılamayan, çözüm bulunamayan kriz maddeleri nasıl çözülecek?..

Cumhurun temsil edildiği en tepe noktada ülkeyi yöneten siyasiler Recep Erdoğan’ın bu tavrının ardından nasıl bir araya gelecek?..

İktidarı ve muhalefeti ile ortadaki devlet krizine Çankaya’da değil de nerede çözüm bulunulacak?.. Nerede bir araya gelinebilecek?..

Vatanın, devletin en önemli sorunları için artık Çankaya’nın kapıları kapatıldığına göre AB’ye, BM’ye veya NATO’ya mı yoksa hep beraber oval ofise mi gidilecek?..

İnanın bana!..

Yüreğimdeki yangın, elime ulaşan somut bilgiler ve her gün kendime yaptığım sert frenler yüzünden yazı yazmaktan giderek soğuyorum. Klavyenin başına oturasım gelmiyor..

Neyse!..

Son bir sözüm de şu bir zamanlar saltanat sofralarında ağırlanan, cukkaları cebe indiren âkil denen ve de zannedilen isimlere olacak;

Nerelerdesiniz beyler?..

Huu!.. Kimse yok mu?..

Ortalık yanıyor yıkılıyor!..

Denize nazır kahvaltı sofralarında, kebaplı-çiğ köfteli sıra gecelerinde rahmetli dedem de racon keserdi..

Haydi, yiyorsa!.. Çıksanıza ortaya.. Barış sürecinizi bir anlatsanıza.. Ne o?.. Yoksa deniz bitti mi?.. Arpalıklar tükendi mi?..

Çok mu utandınız geğirip dişlerinizin arasını kürdanla karıştırırken yaptığınız bol keseden sallamalardan dolayı?..

Âkil pişkinler!..

Boşta kaldık diye üzülmeyin.. Kandil sizler için yeni süreç proğramları hazırladı.. Hem de bu sefer ceplerinize yeşiller girecek.. Çok vefalı adamlar bunlar!.. Bugünlere olan katkılarınızdan dolayı sizi boşta bırakırlar mı?.. Hem de KCK güvenceli!..

Yazarın Diğer Yazıları