Diyarbakır Emniyeti’ndeki büyük karışıklık!..

Bebek katili Abdullah Öcalan’dan son talimatlar(“hız ver”) gelince AKP Genel Müdürü Ahmet Davutoğlu karşılıklı paslaşmalar gereği açıklayıvermiş.. Çözüm sürecinde derenin yarısı geçildiği için geri dönüş olmazmış.. Derenin diğer yarısı daha hızlı geçilecekmiş.. Hem de bunun maliyeti daha ucuzmuş!..

Vatanın bölünmez bütünlüğü için yıllardır verilen (2002’ye kadar) amansız mücadele.. Binlerce şehit, gazi, dul, yetim..
Maliyet hesabına bakın!..
Bedeli kan-can olan vatanın üzerine, muhasebe müdürü zihniyetiyle yapılan maliyet hesapları..
Terör örgütü, azgınlıklarına her gün onlarca yenilerini ekliyor..
Ülkeyi yönettiği iddia edilen siyasetçilerin perişanlıkları ve acizlikleri  tüm çıplaklığı ile gözler önünde.
Terör bölgesi, örgüte tam manasıyla teslim edilmiş..
Hainin son İmralı görüşmesinde yaptığı açıklamadan sonra daha önce de sürekli vurguladığımız genel af, yüksek sesle dillendirilmeye başlandı Ankara’da..
Tabii ki bunun adına genel af denilmeyecek.. Kapsamı, affın en geneli olacak..
Öyle kanun maddeleri peş peşe çıkarılacak ki teröristler affedilecek.. Külli suçsuz sayılacaklar, elleri kolları serbest aramızda dolaşacaklar.. Çeşitli devlet imtiyazlarına kavuşacaklar..
Eğer Genelkurmay Başkanlığı mücadele ve müdahalelerinde başarısız olursa daha da acı bir tabloyla karşı karşıya kalacağız. Bunu AKP kurmayının ağzından aktarayım da kararı siz verin;
“Öyle kanun maddeleri çıkaracağız ki Balyoz vs.. davaları hepsi boşa çıkacak. Avukatlar sadece bir dilekçeyle baş vurduklarında davalar düşecek. Eylemsizlik suç olmayacak.” 
Yani;
Bir nevi takas.
Yani;
Teröristlere (sözde)eylemsizlik affına karşılık asılsız alçakça iftiralarla suçlanan kahraman Türk askerlerine  “sen de aynı eylemsizlik affından yararlan” seçeneği..
Yerse pazarı!..
Devletin Valisi de Emniyet Müdürü de kendisine koltuk veren siyasetçinin dümen suyunda hareket etmekten başka bir şey düşünemiyor..
Ağustos ayının son haftasında bir gün arayla gelen iki polisimizin şehit edilmesindeki perde arkası ve son iddialara bakalım;
Diyarbakır’da şehit olan istihbaratçı polis memuru Ali Kızıloğlu’nun  şehit edilmesindeki güvenlik zafiyeti ortada.
Kızıloğlu’nun Dicle Üniversitesi öğrencisi Y.E tarafından şehit edildiği iddia edilmişti. Y.E’nin terör örgütünün üniversite yapılanmasında faaliyet gösterdiği ortaya çıkmıştı.
Sorular;
* Diyarbakır Emniyeti İstihbarat Şubesi, Y.E’nin Dicle Üniversitesi’nde örgüt yanlısı eylemlerini takip ederek istihbarat dairesine bildirdiği ve telefonun dinlenmesini talep ettiği, ancak istihbarat dairesinin talebi reddettiği, doğru mu?..
* İstihbaratın yakın markaja aldığı Y.E, 2012 yılında PKK adına katıldığı  eylemlerden dolayı yaklaşık 1 yıl cezaevinde kaldı mı?.
* Y.E, tahliye edilmesinin ardından Diyarbakır Lice ilçesi kırsal alanında PKK’lı teröristler tarafından suikast eğitiminden geçirilerek eylem yapmak üzere Diyarbakır il merkezine gönderildi mi? 
* Bu bilgilere ulaşan Diyarbakır İstihbarat Şubesi 2014 Haziran’ında istihbarat dairesine bildirdi mi?
* İstihbarat Dairesi, hazırlanan rapora göre, telefon dinleme talebini  neden kabul etmedi?..
* İstihbarat dairesinde Y.E’nin faaliyetleri ile ilgili incelemelerde bulunulduktan sonra dinleme talebindeki gerekçenin yetersiz olduğu ve yaz donemi itibariyle Y.E’nin üniversitede örgüt yanlısı olması eylemlere katılamayacağını gerekçe göstererek reddetmesi neyin nesi?..
* Y.E’nin telefonlarının Diyarbakır istihbaratınca dinlenmek istenmesine rağmen, istihbarat dairesince bu talebinin reddedildiğinin kamuoyunca öğrenilmesi ihtimaline karşılık, dinleme talebi telefon dinleme karar takip sisteminden silindi mi?
Diyarbakır Emniyeti’nden gelen bilgilere göre; Ali Kızıloğlu’ndan 1 gün önce şehit edilen fakat her ne sebeptense şehit kapsamına alınmayan  polis memuru Osman Bal’ın durumuna gelelim;
Saldırıya önce terör şubesi bakıyor.
Terör şubesinin araştırmaları devam ederken 2. gün Ali Kızıloğlu şehit ediliyor.
Ancak 2. saldırıda kullanılan silah, yüz maskesi ve telefonlar ele geçirilerek failin PKK’lı Y.E tarafından gerçekleştirildiği silah üzerindeki parmak izinden tespit ediliyor
2. eylem 1. saldırının da PKK tarafından işlendiği ihtimalini güçlendiriyor.
2. eylemin PKK tarafından işlendiği net olmasına rağmen Osman Bal’ı şehit edenlerle ilgili bir tespit  neden yapılamıyor?
Geçen hafta Diyarbakır Emniyeti’nde yapılan toplantıda da bir gelişme kaydedilmedi. Osman Bal’ın şehit kapsamı dışında tutulması meslektaşlarının büyük tepkisine yol açtı. Özellikle resmi ekiplerde çalışan ve olaylara müdahale eden polislerin resmi araç ve üniforma ile göreve çıkmak istemedikleri kaydediliyor.
Ve Ağrı’da yaşanan son azgınlıklar!..
Ağrı Valisi Mehmet Tekinarslan lütfetmiş!..
Hava Şehitleri Anıtı yıkılamazmış.. Çünkü; SİT alanı içindeymiş..
Vay be! Ya SİT alanı içinde olmasaydı!..
Bu olayın hemen ardından Ağrı’da bir okulda Atatürk büstünü yıkıp Bayrağımızı yırttılar.. Vali Bey’i aradık, bir görüş(!) daha alalım dedik.. Koruması çıktı telefona (Pazar günü saat 17.43)  “Vali Bey müsait değil. Şu an spor yapıyor” dedi..
Siyasetçisine bak Valisini al.. Emniyet Müdürünü de al... Al da al!..

Yazarın Diğer Yazıları