Irak’ın kuzeyinden askerî üniformaları ile giriş yapan 34 PKK militanı devlet töreniyle karşılanarak sınırda kurulan seyyar mahkemece serbest bırakıldılar ve Diyarbakır’da 80 bine yakın kişi tarafından Kürtçe yazılmış “Başkentinize hoş geldiniz” yazan dev bir pankartla karşılandılar.
Hani ayrılmak istemiyorlardı?
Türkiye’de kaç başkent var?
Diyarbakır nerenin başkenti o zaman?
Canım birileri yazdı diye öyle mi olacak demeyiniz. Diyarbakır’ın kurulacak olan bir Kürdistan’ın başkenti olması ta Şeyh Sait isyanında kararlaştırılmış bir meseleydi.
ABD, Kürdistan için Lozan’ı imzalamadı. Avrupa ülkeleri de Kürdistan hayalinden Sevr’den beri vazgeçmedi. Almanya eski Başbakanı Helmut Schmit, 2001 yılı ocak ayında Der Tagesspigel’e verdiği demeçte, “Türkiye’de yaşayan 70 milyon insanın yaklaşık beşte biri Kürt. Bunlar Hamburg sokaklarında Türklerle savaşıyorlar. 1919 yılında yapılan Paris Anlaşması’nda Kürtlere devlet verilmemesi en önemli hatalardan biriydi” diyor ve şöyle devam ediyordu:
“-Şimdi biz bu sürtüşmeyi Avrupa topraklarına mı taşımalıyız?”
Yani Schmit Avrupa’daki Kürt-Türk çatışmasını önlemek için Kürtlere devlet verilmesinin şart olduğunun altını çiziyordu. Ortalıkta dolaşan Kürdistan haritaları Pentagon’un, CIA’nın üretimidir ve ABD bu konuda Avrupa Birliği ile işbirliği içersindedir. Nitekim 2001 yılı Aralık ayında Berlin Yabancılar Sorumlusu Barbara Jhon’un göreve gelişinin 20. yılının kutlandığı Yabancılar Dairesi’ne Türkiye’nin Güneydoğu’sunu “Kürdistan” olarak gösteren bir harita asılmış, kutlamalar bu harita altında yapılmıştır. Haçlı Batı elbirliği ile bir “Kürdistan” peşindedir.
Kürdistan olunca başkenti de olacaktır.
Öyle olduğu içindir ki Kandil’den inen PKK militanları Kürtçe, “Başkentinize hoş geldiniz” pankartları ile karşılanmıştır ve hatırlayacağınız üzere zamanı gelince Türkiye’den toprakların da koparılacağı öngörülen o Kürdistan, Büyük Ortadoğu Projesi’nin gereğidir. Başbakan Erdoğan da 16 Şubat 2004 akşamı televizyonlarda, “Şu anda Amerika’nın da Büyük Ortadoğu projesi var ya, Genişletilmiş Ortadoğu, yani bu proje içersinde Diyarbakır bir yıldız, bir merkez olabilir. Bunu başarmamız lazım” bombasını patlatmıştır.
Bir Kürt devleti kurulacağı ve Diyarbakır’ın başkent olacağı Şeyh Sait isyanında kararlaştırılmışsa, PKK militanları askeri üniformaları ile Diyarbakır’da “Başkentinize hoş geldiniz” pankartı ile karşılanırsa.. BOP gereği Diyarbakır’ın merkez olacağı kararı alınmış, bu karar Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına kabul ettirilmişse..
Ve ayrıca..
1993’ün Nisan ayında toplanan Sürgünde Kürt Parlamentosunun kararlarından biri de, “Kürtlerin Diyarbakır’da Başkenti ve Parlamentosu olmalıdır. Bunun dışında bir çözümü kesinlikle kabul etmiyoruz” ise..
Ve İmralı’daki terörist başı millete “açılım” diye pazarlanan parçalanma projesinin devamı için, “Kürtlerin kendi kendilerini yönetme imkânının tanınmasını” şart koştuysa.
Diyarbakır başkent oluyor demektir..
Diyarbakır’ın başkent olması ise..
Şimdilik özerklik...
Gelecekte ise..
Irak’ın kuzeyindeki kendine “Güney Kürdistan” diyerek, “Benim bir de kuzeyim var” diyen Barzani devleti ile birleşmenin ilk ve en önemli adımıdır..
İsrail bu işin neresinde derseniz, her yerindedir deriz ve Arslan Bulut’un dünkü yazısını bir defa daha okumanızı öneririz.
Böyle bir projeden “kardeşlik” çıkar mı? Milletin aklıyla alayın da bir sınırı olmalı değil mi?
