Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Agah Oktay GÜNER
Agah Oktay GÜNER

Dış politika bilançosu

Başbakanın ABD ziyareti ile ilgili olarak basınımızda yer alan yazıları okuyorum. Kendisini destekleyen kalemlerin ürünlerini gördükçe şu söz hafızamda dönüp duruyor; “Tanrım beni dostlarımın şerrinden koru. Düşmanlarıma karşı gerekli tedbirleri ben alırım.” Evet, Sayın Başbakan kendisini büyük yalanlarla şişirenlere, inanmasın gerçeği ifade edenlere değer versin.
Geçen hafta yazdıklarım olaylarla doğrulandı. Bu tablodan çıkış ancak Bakanlar Kurulu’nda yapılacak ciddi değişikliklerle mümkündür. Öncelikle Dışişleri Bakanı istirahate davet edilmelidir. Suriye politikası batağa saplanan hükümet bu bataktan geri vitesle çıkabilir.
İkinci sırada “Türk diye bir şey yoktur. Kendi ülkelerinden kaçan insanlar Anadolu’ya geldi ve kendilerine Türk dediler” şeklinde bir beyanın sahibi Kültür Bakanımız var. Milletini tanımayan, O’nun kültür kimliğine saygı duymayan adamdan Kültür Bakanı olur mu? Cehaletiyle şahsiyet olmaya çalışmayan, hiç olmazsa susmasını bilen değerleri bakan yapınız. Eğer kadrolarınızda Dışişleri Bakanı yapacak kapasitede bir arkadaş yoksa Dışişleri Bakanlığı’nın emekli olmuş veya halen görevde olan büyükelçilerinden birini bu göreve atayabilirsiniz. Eğer “Monşer” diye küçük görülen, hafife alınan değerli bir kaç arkadaşla çalışsaydınız hükümetinizin dış politikası böyle perişan olmazdı. Dışişleri Bakanlığı kadrolarıyla çalışın. Ehliyet ve iş ahlaklarını tanıdıkça onları daha çok güvenilir bulacaksınız. Dış politikada ABD’ye güvenin ötesinde teslim olmuş politika izleyen İran Şahı Rıza Pehlevi’yi unutmayın. Amerika O’na bir mezar toprağını çok gördü. Mezar yeri vermedi.
Gayretlerinize rağmen, Washington’da Suriye konusunda ABD’yi istediğiniz çizgiye getiremediğiniz anlaşılıyor. Ortaya çıkan tablo; size rağmen Suriye yönetiminin de katılacağı konferansın toplanacağıdır. Çünkü Rusya böyle istiyor. ABD’nin Rusya’ya “Hayır” deme niyeti yok! Rusya-Çin ittifakına karşı çıkmak zannedildiği kadar kolay değildir. Irak merkezi hükümetiyle ilişkilerinizi en kısa zamanda düzeltmelisiniz. Devletin muhatabı devlettir. Çeteler devletin iltifat edeceği değerler olamaz. İran tarihi komşumuzdur. Bugün ABD’nin keyfine uyarak İran’ı karşımıza almanın hiçbir haklı tarafı olamaz.
Türkiye bütün komşularıyla münasebetlerini gerçekçi bir üslupla ele almalı ve akılcı politikalarla yeniden düzenlenmelidir.
ABD’nin Türkiye topraklarında Büyük Kürdistan ve Ermenistan kurma hedefleri apaçık ortadayken Türkiye’nin Suriye konusunda Amerika’nın taşeronu olmayı kabul etmesi sadece intihar girişimidir. Moskova ve Washington’un anlaştığı Yeni Cenevre Konferansı şu esaslara dayanacaktır: 1- Suriye’de ateş kesilmelidir. 2- Muhalefetin de yer alacağı bir geçiş hükümeti kurulmalıdır. 3- Parlamento ile başkanlık için seçimlere gidilmelidir.
Cenevre Konferansı kararları yürürlüğe girince muhalefete halen yapılan silah yardımı duracaktır. Geçiş hükümetinin kurulması Moskova ve Washington’un ortak isteğidir. Çünkü bu hükümette Suriye’nin Baas Partisi çok güçlü bir biçimde yer alacaktır. Böylece ABD ve Rusya’nın hiç istemedikleri Müslüman Kardeşler iktidarı önlenmiş olacaktır. AKP Hükümeti’nin amacı Müslüman Kardeşler’i iktidara getirmekti. Artık hükümet bu hayalden vazgeçmelidir. Suriye’de kurulacak Baas ağırlıklı hükümet, Türkiye’yi mutlak düşman olarak görecek ve bize zarar vermek için pusuda olacaktır. İkincisi Suriye’deki muhalefet güçlerinin içinde El Kaide ve O’nunla bağlantılı El Nusra gibi öldürdüklerinin yüreğini yiyen vahşi teröristler bulunmaktadır. Bunlar “Türkiye bizi yarı yolda bıraktı” diyerek her türlü çılgın teşebbüse baş vurabilir. Ayrıca, Türkiye’yi Suriye’ye saldırtmak için tahrik edici eylemlere girişebilirler. AKP İktidarı Türkiye’yi kanlı “Arap Baharı”nın terör dalgalarına açık hale getirmiştir. Bu noktada iktidar hırslarını aklın gerisine almalıdır. Şu anda aklıselime muhtacız.

Yazarın Diğer Yazıları