Dış açıklar sürdürülemez oldu
TÜİK, Şubat ayı dış ticaret verilerini açıkladı. Şubat''ta dış ticaret açığı yüzde 135 oranında arttı. Aşağıdaki veriler dış ticarette içinde bulunduğumuz çıkmazı net bir şekilde gösteriyor. Bu verilerin tek bir yorumu olabilir. Bu gemi bu kaptanla ve bu rotada gitmez.
Şubat ayı dış ticaret verileri
* İhracat 20 milyar dolar.
* İhracatta geçen yıla göre artış yüzde 25,4.
* İthalat 27,9 milyar dolar.
* İthalatta geçen yıla göre artış yüzde 44,5.
* Dış ticaret açığı 7,9 milyar dolar.
* Dış ticaret açığında geçen yıla göre artış yüzde 135,5.
* Rusya''ya ihracat 0,5 milyar dolar.
* Rusya''dan ithalat 3,9 milyar dolar.
* Rusya''ya karşı verdiğimiz aylık açık 3,4 milyar dolar.
* Çin''e ihracat 0,1 milyar dolar.
* Çin''den ithalat 3,2 milyar dolar.
* Çin''e karşı verdiğimiz aylık açık 3,1 milyar dolar.
* Daha önemlisi 2003-2022 Şubat 19 Yıl 2 ayda.
* Toplam dış ticaret açığımız 849,6 milyar dolar.
* Toplam cari açığımız 639 milyar dolar oldu.
Dış açıklar neden sürdürülemez?
1. Cari açığı kapatmanın en doğru yolu, uzun vadeli doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişidir. Doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişi olmadığından, biz açıklarımızı dış borçla kapatıyoruz. Eğer CDS oranlarına bakarsak Türkiye dünyanın en riskli ülkesi olarak görülüyor. Bunun içindir ki, geçenlerde hazine yüzde 8,6 gibi çok yüksek faizle tahvil satabildi. Bu şartlarda dış borçları çevirmek zorlaşıyor. Bu hızla giderse Türkiye bir yıl içinde dış borçlarda temerrüt yaşayabilir. Katar''dan gelen kaynağı belirsiz paralar bizi kurtarmaz.
2. Kur artışı ile, ithal girdi daha pahalı geliyor. Onun içindir ki, Yİ-ÜFE yüzde 105 oldu. Böyle giderse, pahalılık talebin düşmesine neden olur. Ayrıca üretimde ithal girdi için döviz bulmak zorlaşır. Üretimde düşme ve kriz derinleşir.
Nasıl çözülür ?
Dış açıkları önlemenin iki kesin yolu var…
Birisi ithal aramalı ve hammaddeyi içerde üretmektir. Şubat ayında İthalat içinde aramalı ve hammadde olarak ithal girdinin payı yüzde 83,4 oldu.
Şubat ayı ithalatın yüzde yapısı
* Yatırım malı yüzde 9,8.
* Aramalı ve hammadde yüzde 83,4.
* Tüketim malı yüzde 6,8.
Birincisi ithal girdiyi içerde üretmektir. Üretimde ithal girdi payı yüksektir. Eğer Türkiye girdi ithal edemez ise , üretim yapamaz. O halde ithal girdileri içerde üretecek yatırımları yapmalıyız. Sorun da bu aşamada ortaya çıkıyor. AKP iktidarı demokrasi ve hukuku zedeledi. Güven sorunu var. Kimse bu iktidara güvenerek yatırım yapmak istemiyor.
Öte yandan ithal ikamesi için, plan- program yapıp, belirsizliği azaltmak ve içerde yüksek oranlı teşvik vermek gerekir. Bu iktidar planlamayı kaldırdı.
İkincisi çok basittir. Dış açıklarımızın yüzde 60''ını Çin''e karşı veriyoruz. Çin ithalatta hep ilk sırayı alıyor. Ama ihracatta adı bile yok. Söz gelimi şubat ihracatında ilk 20 sırada adı yer almadı.
2021 yılında Çin''e karşı verdiğimiz dış ticaret açığı 28,5 milyar dolar oldu. Çin''den teknoloji ve yatırım malı ithal etmediğimiz için ithalatı kotalarla, vergilerle yüzde 90 oranında azaltabiliriz.
İktidar neden çözüm üretmiyor?
Siyasi iktidar sorun var diyor ve fakat çözüm önerenlerini hemen dışlıyor. Söz gelimi Cumhurbaşkanı; faiz politikası ile kur sorununu çözmek üzere olan Naci Ağbal''ı hemen görevden aldı. O zaman herkesin aklına neden çözmek istemiyor? sorusu geliyor.
Bu soruya da kurlarda örnek verebiliriz. Eğer kur sorunu çözülmüş olsaydı dolar 18 liraya çıkmazdı ve bazıları bir gecede milyarlar kazanamazdı.
Çin''e karşı çözüm de çok kolay, ama hükümet yapmıyor. Çünkü Çin''e karşı 2021 Çin ithalat lobisi var. Bu Lobi kimdir ve acaba iktidarın popülizmine kaynak mı aktarıyor?
Çözüm olursa, bu kanallar kesilir.