Dildeki kabarcıkların nedeni neler

Dildeki kabarcıkların nedeni neler

Dilde kabarcık sık karşılaşılan bir problem olmakla birlikte genellikle ciddi bir sağlık sorunu değildir. Kabarcık farklı sebeplerle oluşabilmekte.

Fungiform papilla adı verilen kabarcıklar dilin üzerinde bulunan küçük yapılardır. Bu kabarcıklar, dilin geri kalanıyla aynı renktedir ve normalde dil üzerinde ayırt edilemezler. Bu yapılar dil dokusunun sert olmasını sağlayarak yemek yemeyi kolaylaştırır. Fungiform papillalar içerisinde sıcaklık sensörlerini ve tat tomurcuklarını barındırır. Bu papillalar farklı sebeplerle genişleyebilir ve büyüyebilir. Dildeki kabarcıklarda büyümeye neden olan durumlar çoğunlukla ciddi bir sorun oluşturmazlar. Ancak kabarcıklar belirli bir sürede eski haline dönmüyor, büyümeye ve yayılmaya devam ediyor veya yemek yemeyi zorlaştırıyorsa mutlaka bir doktora başvurulmalıdır.

DİLDE KABARCIK NEDENLERİ

Pamukçuk:
Pamukçuk, dilde oluşan bir mantar enfeksiyonudur. Pamukçuk, bebeklerde ve yaşlılarda sık görülür. Bu grupların yanı sıra astım tedavisinde steroid inhaler kullananlarda, ağız kuruluğu problemi yaşayanlarda ve bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde de pamukçuğa daha sık rastlanır. Pamukçuk dilde beyaz yama şeklinde lezyonlara neden olur. Hastalığa bağlı dilde pamuksu bir his oluşabilir.

Dil yaralanmaları:
Vücuttaki diğer yaralanmalarda olduğu gibi dil yaralanmasına da tepki olarak hasarlanan bölgede şişlik meydana gelebilir. Bu şişlik dilde kabarıklık hissine yol açabilir. Yanlışlıkla dili ısırmak, sıcak bir yiyecek ya da içecek tüketirken dili yakmak; sık görülen yaralanma türleridir.

Oral herpes:
Herpes, toplumda oldukça sık görülen bir viral enfeksiyondur. Herpes simpleks virüsü (HSV) sebebiyle ortaya çıkan oral herpes, bazı kişilerde hiçbir belirtiye neden olmayabilir. Bazı kişilerde ise kendisini dudak çevresinde uçuk şeklinde gösterebilr. Herpes dudak çevresi dışında dilde ve diş etlerinde de uçuk çıkmasına yol açabilir. Bu uçuk lezyonları ağrılı olabilir ve uçukların geçmesi bir haftadan uzun sürebilir. Oral herpes bulaşıcı bir durumdur. HSV, lezyon olan bölgeye direkt temasla veya tükürük yoluyla diğer kişilere bulaşabilir. Virüsü taşıyan kişi semptom göstermese yani uçuk çıkarmasa bile virüsü sağlıklı insanlara yayabileceği için bilinçli olmalıdır.

Aft:
Aftlar en sık görülen ağız içi yara türlerindendir. Aft lezyonları, dudakların iç kısmında veya dil üzerinde oluşabilir. Bu lezyonlar kırmızı, beyaz veya sarı olabilir. Ayrıca bu yaralar genellikle ağrılıdır. Aftlar genellikle kendiliğinden iyileşir.

Alerji:
Besin alerjileri, dilde kabarıklık oluşumuna veya dilin şişmesine yol açabilir. Tüm dilin aniden şişmesi ?anafilaksi? adı verilen ağır bir alerjik reaksiyonun habercisi olabileceği için dikkatli olunmalıdır. Anafilaksi, acil müdahale edilmesi gereken önemli bir sağlık sorunudur.

Kanser:
Nadir görülen bir durum olmakla beraber dilin arkasındaki yani dil kökündeki kabarcık kansere işaret ediyor olabilir. Kabarıklık dilin kenarlarında yer alıyor, ağrı oluşturmuyor ve nispeten sert bir yapıda hissediliyorsa kabarıklığın kanser belirtisi olma ihtimali daha yüksektir. Dildeki kabarıklık iki haftadan uzun süre devam ediyorsa doktora başvurmak faydalı olacaktır.

Enfeksiyon:
Ağızda veya dilde enfeksiyon meydana gelmesi dilde kabarıklık ve ağrıya neden olabilir. Isırma gibi travmalar sonucu yaralanan dilde enfeksiyon görülme riski artar. Sağlıklı bir ağız dahi çok sayıda bakteriye ev sahipliği yapar. Dilde yaralanma gibi durumlarda lezyonun olduğu bölge kolayca enfeksiyon kapabilir. Dilde ağrılı kabarıklık ve ateş belirtileri birlikte ortaya çıkıyorsa ağır enfeksiyon riskine karşı gerekli sağlık kontrollerini yaptırmakta fayda vardır.

ANTİVİRAL İLAÇLARLA TEDAVİ EDİLİYOR

Dilde oluşan kabarıklığın tedavisi lezyona neden olan duruma göre farklılık gösterir. Antifungal ilaçlar, pamukçuk tedavisi için tercih edilebilir. Ağız içerisinde yara oluşturan bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde ise antibiyotikler kullanılır. Geçici lingual papillit gibi durumlar kendiliğinden geçerken herpesin tamamen tedavi edilmesi mümkün değildir. Ancak antiviral ilaçların kullanımı ile hastalığın tekrar ortaya çıkma riski belirli ölçüde engellenebilir.