Dikkat!.. Kimyasal provokasyon tehlikesi var

Evvelki  günün yaygın haberi;
* Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, (AFAD) Suriye’ye sınır illere yaşamsal maddeler, ilaç ve gaz maskelerinin stoklandığını ve 7 noktada sığınak yeri belirlendiğini açıkladı. Ayrıca, Suriye’de kullanılan kimyasal silahın Türkiye’yi etkileyip etkilemediği konusunda tarama yapıldığı belirtildi. Suriye’de kimyasal silah kullanıldığı iddiası ve olası Suriye müdahalesi öncesi, Türkiye’nin sınır bölgesinde ‘kimyasal’ alarmı verildi. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) sınır bölgesine kimyasal, biyolojik, radyoaktif ve nükleer (KBRN) konusunda uzman ekipler gönderdi. Sınır bölgesinde havadan, karadan kimyasal denetimler artırıldı. Olası bir kimyasal saldırıya karşı bölgede maske stoğu yapılırken, sığınaklar konusunda çalışma başlatıldı. AFAD, sınır bölgesinde yaşayanları ve kamplardaki Suriyeli mültecilere, kimyasal silahlar konusunda eğitim vermeye başladı. AFAD Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Mustafa Aydoğdu, “Suriye’deki kimyasal saldırı sonrası bölgede kırmızı alarm verdik. Kimyasal saldırılara karşı her türlü önlemi aldık. 7 sığınak yeri belirledik” dedi. Emniyet Genel Müdürlüğü de bölgeye özel ekip gönderdi.
Dün, dünya  ile birlikte Türkiye gündemine düşen haber;
* Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, Türkiye’ye olası bir kimyasal silah saldırısında Türkiye’yi korumak için taahhütlerinin bulunduğunu söyledi. Earnest, “Eğer Esed kimyasal silahları Türkiye, İsrail veya Ürdün gibi ülkelere atarsa, ABD olarak tekrar gitmeye hazır olup olmadıklarına” yönelik soru üzerine, uluslararası normların ihlal edilemeyeceğini belirterek, “Uluslararası normların korunması uluslararası toplumun önceliğidir. Türkiye ile savunma anlaşmamız var. Müttefikimiz Türkiye’yi savunmaya yönelik taahhüdümüz var. ABD’nin İsrail’in güvenliğine yönelik de taahhüdü var. Ürdün ile ilişkimiz biraz farklı ama bölgede kritik bir partner, birçok konuda işbirliği yaptığımız bir ülke” dedi.
Suriye’ye yapacakları müdahale konusunda gönüllüler koalisyonu şimdilik geri vitesine takmış gibi gözükürken Ankara’da yapılan sözde güvenlik zirvelerinin iç yüzünden bîhaberiz. TBMM devre dışı. Muhalefet partilerine, kapalı kapılar ardında bile tek bir bilgi kırıntısı verilmiyor. Bütün işi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte MİT Müsteşarı Hakan Fidan yürütüyor. Yandaş medya var gücü ile kamuoyunu savaşa hazırlıyor.
Çıkan haberler üzerine Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş gibi illerin yerel siyasetçileri ve halk içinde önde gelen isimleri konuşuyor  “Kimyasal silah saldırılarına karşı hazırlıklar yapılıyormuş. Durum nedir” diye soruyoruz. Yemin Billah  “Biz bir şey görmedik. Belki de yapıyorlardır da bizim haberimiz yok” diyorlar.
Tuhaf bir durum!..
Gönüllüler koalisyonunun bile  “Esad’ın kimyasal silah kullandığına dair henüz güçlü kanıtlar bulamadık” dediği ortamda Başbakanlık AFAD’ın Suriye’den gelecek  kimyasal saldırıya karşı yaptığı çalışmalar gerçekten takdire şayan!..
Peki, o zaman!. Filmi biraz daha geriye saralım.
Reyhanlı saldırısını unutmak mümkün mü?
Kimlerdi o kanlı vahşeti düzenleyenler, doğru bilgiye ulaşabilen var mı?
 “Şüpheli” olarak yakalananlara ve ondan sonrasına dair bir bilgi var mı?
Yine oldukça -devam edenlere ek olarak- tuhaf bir durum!..
İki günün önemli haberlerinin ardından eş zamanlı bir haber  daha;
Kandil’deki eli kanlı terörist Cemil Bayık’ın BBC Türkçe’de yayınlan röportajı. Bayık, “Gezide yanlışlıklar yaptık” diyor ve bir süredir  savurduğu tehditlere devam ediyor, Türkiye’de çıkması olası iç kargaşalarda daha etkin olacaklarının sinyallerini çok açıktan veriyor;
 “Gezi’den sonra Türkiye artık eskisi gibi olmaz”.
Tüm bunları toparlayarak yeniden değerlendirelim;
Ya, Suriye’den hemen sonra ya da eş zamanlı olarak Türkiye’ye de çekilecek askeri operasyon kesinleşmiş gibi gözüküyor. Kimyasal başlıklı bir provokasyon ve Türkiye’de Suriye sınırından ateşlenerek çıkarılacak iç kargaşa. Tayyip Erdoğan başta olmak üzere AKP zihniyetinin çok arzuladığı Amerikan askerlerinin gelip topraklarımıza yerleşmesi. Beyaz Saray sözcüsünün de dediği gibi ikili savunma anlaşmaları da var ya!..
Amerikan askerlerinin Türk milletini koruması mı!..
Aklınıza yatıyor mu?
Gözünüzü illizyonist Tayyip Erdoğan’ın çektiği Rabia hareketinden bir an ayırın!..
Bunun, Vahdettin’in İngilizleri yardıma çağırmasından farkı olmayacağını 4+4+4’ün ilk kademesindeki çocuklar bile bilir.
Patriotların Türkiye’ye yerleştirilmesindeki gerçeği bir kez daha hatırlatayım;
Türkiye’ye Suriye’den gelecek saldırılara karşı değil, sözde Büyük Kürdistan’ın güvenliği için yerleştirildi o füzeler.
Anlamakta hâlâ zorluk mu çekiyorsunuz?.. Yeni oluşan  fiili harita ile birlikte Patriotların yerleştirilme konumlarına bir daha bakın. Yine!..  “Dilim daha fazlasına varamıyor” noktasındayım..

Yazarın Diğer Yazıları