DHKP-C/PKK severler ittifakı!..

Akıl alacak gibi değil!.. Yaşadıklarımız ve duyduklarımız karşısında kafatasım çatlayacak gibi oluyor. Aklımızla zekâmızla alay etmeye devam ediyorlar...
Peşin söyleyeyim, inanın bana frene zor basıyorum.
Peş peşe meydana gelen kanlı DHKP-C eylemlerinin ardından medyayı, muhalefeti suçluyorlar. Sanki, iktidarda çözüm üretmesi, terörü sonlandırması gereken makamlarda onlar değil de biz oturuyoruz.
Medyanın büyük bir bölümünü yandaş-havuz haline getirenler haber kanallarını penguen tivi’ye benzetenler çıkmışlar tehditler savuruyor. Adli soruşturma açtırıyorlar. Neymiş efendim? Terör örgütünün reklamı ve propagandası yapılıyormuş. DHKP-C severlere ateş püskürüyorlar.
Güleyim de boşa gitmesin bari!..
Daha 1 hafta öncesine kadar şimdi dümenden kızdığınız DHKP-C severler “çözüm süreci” diye milleti hançerlediğiniz ihanete övgüler yazıp güzellemeler dizmiyorlar mıydı?.. İktidarın çözüm süreci ortakları ve de akil adamları değiller miydi?..
Daha 1 hafta öncesine kadar terör örgütünün kanlı katili Cemil Bayık ve diğer sözcülerinin televizyonlarda ve gazetelerde boy boy röportajları yayınlanmadı mı?.. Gördüğümüz Kandil’in fotoğrafları değildi de AOÇ’nin piknik alanı mıydı?
Bebek katili Abdullah Öcalan’ın Nevruz mektubu Diyarbakır’da okunurken tüm tiviler canlı yayın yapmadı mı? Ardından, bugünün DHKP-C severleri tam kadro ekranlara biblo gibi dizilip Öcalan ve Kandil’deki sürüye methiyeler dizerken bu terör örgütü PKK’nın reklam ve propagandası değil miydi?
Ha! bir de “Başbakan” ın “insaniyet” namına attığı fırça ve savurduğu tehditlere bakın!..
Cemil Bayık haini tüm yazılı ve görüntülü basında konuşurken, bebek katili Öcalan’ın mektubu canlı yayınlarda okunurken, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, İmralı Kandil arasında postacılık yaparken; hiç düşünmediniz mi aklınıza getirmediniz mi binlerce şehit Mehmetçiğin yetimlerinin nasıl yüzüne bakarız diye. Tekerlekli sandalyede oturup çözüm süreci diye paketlediğiniz ihanet karşısında kahrolan gazilerimizden hiç utanmadınız mı?
“İyi ki Öcalan var” diyen danışmanlarınız ve Bakanlarınız hakkında bugüne kadar hangi işlemi yaptınız? Cami siyasetini ve istismarını çok iyi bilirsiniz ya! Onlara camiye girme yasağı getirdiniz mi?..
Yoksa, bebek katili vatana ihanetten İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet hapis yatmıyor da biz mi yanlış biliyoruz?
Tezgâhın aslına gelelim;
Milliyetçi-muhafazakâr oy erozyonunu gören AKP’nin yeni mağduriyet dümeni bu. Hem de bir taşla kaç kuş vuracak cinsten.
Daha önce test edilip iyi(!) sonuç veren yılların “bir kısım medya” saldırısı üzerinden ötekileştirme ve kendi alanını kemikleştirme oyunu yine devreye sokuldu. Artı, DHKP-C terörü ile kendine büyük bir mağduriyet alanı yaratma. Artı, kaçış eğiliminde olan milliyetçi muhafazakâr kitleye “komünist örgütlerin hedefi AKP” algı operasyonu. Artı, kritik eşikte PKK’yı unutturma. Artı, DHKP-C kötü, PKK cici terör örgütü. Artı, iktidar tercihi alternatifsizliği içinde kıvranan kesimlere kaos korkusu ve “AKP ile devamdan başka şansızınız yok” dayatması. Artı, her türlü rantı ve ihaneti paylaştıkları gerçek dost ve ortakları DHKP-C, PKK severlerle kayıkçı kavgası. Bunlar her seçim öncesi düşman, seçim sonrası da sıkı fıkı kanka oluverirler. İnanmıyorsanız her şeyi bilen Google’a girin, o tuzlukların ismini teker teker yazın. Görüverin AKP iktidarının nerelerine eklemlenmişler, neler söylemişler!..
Milleti her daim keriz yerine koyan “Cumhurbaşkanı” ve “Başbakan” ın bir de evlere şenlik “milli duruşunuz nerede” suçlaması var. Sıkışan iktidarların beylik-basmakalıp siyasi söylemidir bu.
Hadi bir seferliğine “Cumhurbaşkanı” ve “Başbakan” ın milli söylemini ciddiye alalım önlerine de şu sıcak gelişmeyi koyalım.
Son olarak Eğitim Bakanlığı’nın e-okul sistemi yerine belediyelerin de yardımıyla “e-dibistan” (okul) sistemini hayata geçiren terör örgütü PKK, şimdi de 2015-2016 eğitim yılı için “kanton bölgelerinde” verilecek “PKK Özerkliğinin eğitim müfredatı” nı hazırladı. Müfredatta, Öcalan’ın tüm özellikleri, silahlı ve siyasi mücadelesi, örgütlenme ve siyasallaşma, çözümleme teknikleri, Mezopotamya tarihi gibi konular da var.
PKK terör örgütü kısa bir süre önce yayınladığı bildiri ile “süreç, bizim açımızdan önemli sonuçlar doğuracak. Buna hazırlıklı olmalıyız. Köylerde, gençlik merkezlerinde çalışma ve yoğunlaşmalar artırılmalı. Okul ve özel eğitim merkezlerine giden Kürt çocukları ve gençlerine ulaşılıp bilinçlendirilmeli. Bunların birim ve alanlarımızda faaliyet yürüten merkezlere gelmeleri sağlanmalı” demişti. Bölge illerinde Eğitim Bakanlığı okullarına alternatif olarak kurulan Eğitim Destek Evleri (EDEV) sayısı artırılmıştı.
“Kürt Tarihi” , “Kürt Kültürü” , “Kürtçe” , “PKK/Kürt Milliyetçiliği” , “Toplumlar Tarihi” , “Önderlik ve Özerklik Gerçeği” , “Siyasal Süreç” gibi PKK terör örgütünce kırsalda verilen eğitim müfredatı bu birimlerde anlatılırken, EDEV’lere yönelik son polis baskınlarında öğrencilere ait senetler ile çok sayıda “EDEV’in düzenleyeceği her türlü eyleme katılacağımı taahhüt ederim” şeklindeki sözleşmeler de ortaya çıktı. PKK okulları, önümüzdeki öğretim yılı için müfredatı ile birlikte hazır hale geldi.
Haydi bakalım. Görelim, “milli duruşunuz nerede?”

Yazarın Diğer Yazıları