Devlette şatafatın fırsat maliyeti

2015 yılında İstanbul''da Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü''nde yapılan Erdoğan-Merkel görüşmesi, Avrupa''nın en büyük yayın organları tarafından "Şatafat ve şaşaa, altın koltuklar, boğazdaki lüks saray, otoriter Erdoğan" başlıkları ile çıkmıştı.

Önceki gün Meclis''te, Okluk Koyu''nda 750 milyon liraya mal olan Cumhurbaşkanı yazlık sarayı tartışıldı. AKP''li milletvekil bu saray ''''Cumhurbaşkanının şahsi malı değil, devletin sarayı'''' diyerek akla zarar, normal insanlarla alay eden bir savunma yaptı.

Beştepe Sarayı''nın nominal maliyetini hesaplamak mümkün değil. Üç-beş milyar arasında tahmin yapılıyor.

Van Gölü sahasında da saray yapılıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın camiye gidiş konvoyu, tüm dünyada sosyal medyada ''''Aman Allahım'''' dedirtiyor. Yüzlerce araç, akrep ve helikopterlerin eşliğinde, saatlerce trafik kesiliyor. Söz konusu videoyu çeken, ''''konvoydan dolayı cadde kapalı 20 dakikadır tramvay gelmiyor'''' diyor .

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cumhurbaşkanının kullanımında 8 uçak olduğunu söylüyor. Muhalefet ise 8 uçak sadece Cumhurbaşkanı''na tahsisli bulunurken, Bakanlıklar, Genelkurmay, Emniyet''e ait VİP uçaklarla birlikte uçakların toplam sayısının 15 olduğunu söylüyor.

Cumhurbaşkanın ''''İtibarda tasarruf olmaz" anlayışı nedeni ile devlette lüks ve trafik polisi çakarlı Mercedes furyası oluştu.

Özetle; bugün ekonomide yaşamakta olduğumuz derin göçüğün ve AKP oylarının on yüzdelik puan düşmesinin temel nedenlerinden birisi Cumhurbaşkanının ''''İtibarda tasarruf olmaz'''' anlayışı aynı paralelde bütçeden yapılan şatafat harcamalarıdır.

Meseleye ekonomik açıdan bakarsak, demek ki AKP iktidarı; kamu harcamalarında fırsat maliyetini bilmiyor. Siyasi açıdan bakarsak, şatafat itibar değil, itibarsızlık getirdi.

1. Kamu harcamalarında fırsat maliyeti yüksek oldu;

Fırsat maliyeti, ister özel sektörde olsun ister kamu sektöründe olsun, bir mal ve hizmet üretimini bir birim artırmak için başka bir mal ve hizmet üretiminden vazgeçmek gerekir. Kamuda bir harcama yapılırken ikinci bir hizmet üretiminden zorunlu olarak vazgeçiliyor. Söz gelimi saray yaparken, okul yapmaktan vazgeçiliyor. Oysaki saray inşaatı sırasında katma değer artar. Sonrasında hizmet sırasında da katma değer oluşur. Ancak aynı hizmet için zaten Çankaya Köşkü vardı. Orada da aynı hizmet yapılırdı. Bu durumda Beştepe iktisadi anlamda atıl yatırımdır.

Beştepe yerine Türkiye''nin birçok ilinde devlet yatırım yapabilir ve istihdam yaratabilirdi. O zaman bu yatırımlar büyüme ve kalkınmaya sürekli katkı yapardı. Demek ki Beştepe''nin toplumsal maliyeti yapılan nominal harcama değerinden de daha yüksek oldu. Dahası Atatürk Orman Çiftliği''nde çok sayıda ağaç kesildi ve çevre maliyeti oluştu. Yani fırsat maliyeti çok daha yüksek oldu.

Basında dolaylı olarak fırsat maliyetini vurgulayan başlıklar yer alıyor; bir örnek; ''''Sarayın Camları 701 milyon lira, bu parayla 6 tane baraj yapılırdı.''''

2. Türkiye ve AKP şatafattan dolayı itibar kaybetti.

Hollanda Başbakanı Mark Rutte''un ofisine bisikletle gidip geliyor. Hollandalılar başbakanın mütevazılığı ile övünüyor.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bir akşam bileği kırılan eşini korumalara bile haber vermeden kendi aracı ile Hacettepe Hastanesi Acil Servisi''ne götürdü. Röntgen için sade vatandaşlar gibi kuyruğa girerek sırasını bekleyen Cumhurbaşkanı ve eşini doktorlar fark ederek özel bir odaya aldılar. Sezer''in bu davranışı, Türkiye''nin batı toplumu ve medeni bir ülke olduğu algısını güçlendirdi ve itibarımızı artırdı.

AKP içindeki iktisatçılar tasfiye edildi. Ekonomide günübirlik politikalar hakimdir. Günübirlik politikalar bu güne bakar kamu harcamalarının orta ve uzun dönemde ortaya çıkacak fırsat maliyetini hesap etmez. Ama siyasette AKP Genel Başkanı Erdoğan, iyi bir taktisyendir. Buna rağmen şatafatın itibar kaybı ve tepki yaratacağını neden hesap edemedi?..

Bana göre, yanlışlar yeni yanlışları doğurur. Hırs ve yanlış birleşince siyasiler panik içinde ne yaptıklarını çok iyi hesap edemezler.

Yazarın Diğer Yazıları