Devletin çivisi çıktı!
Bir hatırlayalım, AKP Türkiye’de işbaşına geldi geleli kurumlar arasında, bürokrasi içinde, devlet kurumlarıyla hükümet arasında çatışma ve ayrışma hiç durmadı. Yaklaşık yedi yıldır Türkiye’de siyaset; “darbe/muhtıra”, “Kürt Açılımı”, “Alevi Açılımı”, “Ermeni Açılımı”, “Ruhban Okulu”, “Türkiyelilik”, “demokratikleşme”, “asimetrik psikolojik savaş”, “E-Muhtıra”, “Ümraniye Davası”, “Telekulak”, “Kapatılma Davası”, “Kriz”, “367 Sorunu”, “Terör/İmralı”, “Laiklik” ve “İrtica” kavramları arasına gömülmüş kalmıştır. Yapılan onca MGK ve Askeri şûra toplantısı, ikili, üçlü ve çoklu görüşmelere rağmen yetkililer arasında bugüne kadar sağlanmış kalıcı bir mutabakat ortada gözükmemektedir. İktidar ile muhalefet arasındaki ilişkiler ise kökten kopuktur.
İşin ilginç yanı da kurumlar arası güvensizlik, çatışma ve darbe paranoyasının bilinçli olarak yaratılmış olmasıdır. AKP, iktidar mücadelesinde kurumlar arası gerilimi ve çatışmayı bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu bağlamda hiç bir milli, dini ve ahlâki hassasiyet gözetmemektedir. Geçmiş dönem siyasetçileri camiyi, okulu ve kışlayı siyasetin öznesi yapmamak için özel bir gayret göstermelerine karşın günümüzde siyasetin aracı yapılmamış hiçbir konu ve kurum kalmamıştır.
Sürdürülebilir olmayan iktidar oyunu!
Aslında bütün olup biten kurumlarıyla birlikte Türkiye’nin, uluslararası sisteme, daha çok da ABD’nin bölgesel ihtiyaçlarına uyumlu hale getirilme çabasıdır. Bugün ülkede yaşananların hiç birisi rastlantı değildir. Milli devlet ve üniter yapı gibi kavramların içeriği dönüştürülüyor. Yargı, MİT, Emniyet ve TSK gibi kurumlar siyasi konjonktüre uygun hale getiriliyor. Güneydoğu’da PKK’nın yarattığı fiili duruma resmiyet kazandırılmaya çalışılıyor. Bütün yaşananlara da “demokratikleşme sancısı” adı veriliyor. Kısacası Ankara’da sürdürülebilir olmayan bir iktidar oyunu oynanıyor. Daha önce yaşanması imkansız görünen bir çok olay her gün yaşanan sıradan olaylar arasına girmiştir.
Demokrasiyi Kozmik Oda’da aramak
Toplumsal karşıtlığı olmayan bir siyaset gerçekte yoktur. Demokrasi de öyle... Kültürünün olmadığı yerde demokrasi kurmak çok zordur. Demokrasi özüne uygun aile, birey, medya ve toplumun olmadığı sürece söylemde kalmaya mahkumdur. Demokrasi bir açıl susam açıl sofrası değildir. Bu bağlamda demokrasiyi kozmik odada arayanlar, orada aradıklarını bulamayacaklardır.
Sahipsiz Devlet!
Diğer yandan kurumlar arası çatışmayı fiili çatışmaya döndürecek tehlikeli bir süreç de yaşanıyor. 4 Aralık günü Erzincan’da MİT Bölge Müdürlüğü’ne Erzurum Özel Yetkili Savcısı gelip arama yapmak istemesi sırasında güvenlik görevlisinin silahına davranması tehlikenin ne denli ciddi olduğunu gösteriyor. Benzer bir olay da Terörle Mücadele ekiplerinin Ankara’da Uğur Mumcu Caddesinde bir askeri aracı durdurarak arama yapmak istemesi sırasında meydana geliyor. Bu bağlamda benzer birçok olaydan söz etmek mümkündür. Yalnız siyasiler arasında değil aynı zamanda kurumlar arasında da son derece tehlikeli bir bilek bükme yarışı yaşanıyor. Buna karşın Devletin tepesi her gün erkler ve organlar arasındaki uyumdan bahsediyor. Devlet ise orta yerde kendisine sahiplik edecek merci arıyor.