Devlete sızmalar ve TURNİKE...
Yıllardır gazetelerde, televizyonlarda tarikat ve cemaatleri onların kirli ilişkilerini konuşuyoruz değil mi?
Aslında pek de konuşmadığımız bir tarikat daha var.
Adnan Oktar tarikatı...
Bu konuda bir kitap çıktı. Odatv'nin başarılı editörlerinden Hakan Erol'un imzasıyla Kırmızı Kedi Yayınevi'nden çıkan "Turnike" isimli çalışmayı mutlaka okumanızı öneririm.
Kitapta dikkatimi çeken bir iki ayrıntı var.
Şöyle ki biri Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile ilgili olan kısım.
6 Ocak 2018'de Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Boğaziçi Üniversitesi Garanti Kültür Merkezi Ayhan Şahenk Salonu'nda, Ben, Öteki ve Ötesi isimli kitabı hakkında konuşmak için düzenlenen bir konferansa katılıyor.
Kalın burada bir konuşma yaparken, sunum bitiminde de kitabını imzalıyor. Her şey görünürde çok normal...
Oktarcıların tuttuğu notlar içerisinde bugüne dair çok konuşulacak bilgiler ortaya çıkıyor.
Bilgisayarlardan çıkan belgenin adı: "/img_image.E0I/voljvol2/a-016.jpg"
Dokümanın içerisinde, o gün cemaat üyelerinin İbrahim Kalın'la yaşadıkları aktarılıyor.
Adnan Oktar'a hitaben Kalın hakkında şunlar yazıyor:
"Sizin selamınızı aldı, selam söyledi size, teşekkür etti."
Cemaat elemanları, Kalın üzerinden Erdoğan'a, "arkandayız" mesajı verirken, Kalın'dan da çok sıcak bir yanıt alındığını iddia ediyorlardı kendilerince.
Yine, Oktar'ın selamını Kalın'a ilettiklerini ifade eden cemaat mensupları, Kalın'a Oktar'ın iki kitabını da hediye ettiklerini yazıyordu. Kalın'ın Oktarcılara "Dualarınızı eksik etmeyin" dediği de ileri sürülüyordu!
Adnan Oktar için tutulan ve İbrahim Kalın'dan bahsedilen notun bir kısmı şu şekilde:
"Bu sabah, İbrahim Kalın'ın Boğaziçi Üniversitesi'ndeki kitap tanıtım gününe katıldık. Said ve Bülent.
Kitabının adı: Ben, Öteki ve Ötesi. İslam ve Batı medeniyetleri arasındaki ilişkilerin tarihi üzerine.
Kendisine selamınızı ilettik. Sonuna kadar Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında olduğunuza, tam destek verdiğinize ilişkin mesajınızı ilettik. Sizin selamınızı aldı, selam söyledi size, teşekkür etti. 'Dualarınızı eksik etmeyin' dedi. Oldukça nazik, güler yüzlü, ilgili ve hürmetle karşıladı. (...) Not: İbrahim Bey'e Gelin Birlik Olalım ve İslam Terörü Lanetler kitaplarınızı hediye ettik."
Bakın bu diyaloglar 2018'de yaşanıyor. Operasyondan aylar önce...
Biz bu selam alıp vermeleri çok gördük. Anlıyoruz ki devlet bürokratlar hâlâ tarikatlarla aralarına mesafe koymayı öğrenememiş. Bu bakış açısı, "sızma" konusunda tarikatların hep önünü açıyor.
Uyarıyoruz. Yine uyarıyoruz ama nafile...
Çünkü bakın kitabın diğer bölümünde tam da bu sızmaya dair mükemmel bir örnek var.
Adnan Oktar, kendisine bir operasyon yapılacağını aylar öncesinden bildiği gibi, gelip çatan operasyon gününde de baskın kulağına fısıldanmıştı.
Oktar'a operasyon yapılacağı yaklaşık yarım saat önceden bir "kuş" tarafından duyurulmuştu!
Şöyle ki...
Oktar, operasyon günü, 1993 yılında yerleştiği ve cemaatin merkezi olan, Üsküdar'daki "Dragos" olarak adlandırılan villadan kaçmıştı. Adnan Oktar, çoğu cemaat üyesinin bile bilmediği bir arka yoldan, cemaatin iki numaralı ismi "Dido" lakaplı Ulviye Didem Ürer ile beraber yola çıkmıştı. Rahat tavırla hareket ediyordu Oktar, sanki hava almaya çıkmış gibiydi!
30 yıldır cemaat üyesi olan ve Adnan Oktar davası kapsamında etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olan "kediciklerden" Ece Koç, verdiği ifadesinde, operasyon gününü anlatıyordu.
Kitapta yer alan Koç'un ifadesinde, Dragos'ta olduklarını ve baskının olacağı duyumu geldiğinde yanında Didem Ürer'in bulunduğunu ifade ederken, Adnan Oktar ile Didem Ürer'in kaçışından şöyle bahsediyordu:
"Nereye gittiklerini bilmiyorum ama kaçtıklarını biliyorum. Benim yanımdaydı zaten. Haber aldığımızda Alev Babuna beni telefonla aradı, 'bizim eve şu an polisler geldi' diye haber verdi. Ben Didem Ürer'le birlikteydim. Didem'in telefonunu ben açmıştım hatta. Onun üzerine Didem hemen Hukuk grubunu aradı. Ardından Adnan Oktar'ı aradı. Hemen onlar çıktı aşağı kattan."
İşte tam olarak bu sızmadan bahsediyorum.
FETÖ bunu tüm devlet kollarında başardı.
Adnancılar başardı.
Hakyolcular, İsmailağacılar başardı.
Menzilciler başardı.
Haznevi tarikatı başardı.
Daha sayayım mı?
Yeter artık!