Devlet yenildi mi?
Ahmet Altan, Taraf gazetesinde “Devlet nasıl yenildi?” başlıklı bir yazı kaleme almış. “Sadece PKK’nın “var olması” yetti devletin yenilmesine” diyor. Altan’a göre “Zaten sakat bir biçimde kurulmuş olan devlet ...” PKK’yı hukuk dışı yollarla yok edeceğim derken, kendini, meşruiyetini, varlık nedenini yok etti... PKK hala duruyor. Ama bizim devlet kalmadı. Şimdi bu devletin yeniden kurulması gerekiyor... Yeni bir devlet kurabilmek için önce Kürtlerle barış yapılacak”.
Ahmet Altan’ın yazısı, Türkiye üzerinde hangi hesapların yapıldığını ifşa etmesi bakımından önemlidir. Altan, yüksek sesle “devletin yenildiği”ni ilan ediyor. Devleti yenenin de PKK olduğunu söylüyor. Altan’ın yazısında devletin kuruluşunda da yanlışlık olduğu tespiti zaten var. O halde yapılması gereken devleti yeniden kurarken bu yanlışları da düzeltmek olacaktır. Altan’a göre yenilen ve artık olmayan devlet yeniden kurulurken “Kürtlerle barış yapacak”tır. Yenilen devlet, yenen de PKK olunca, devlet yeniden kurulurken işe yenenin iradesi esas alınarak başlanmalıdır. “Kürtlerle barış” böyle bir vasat üzerinden gerçekleşecektir. “Devlet teröristle masaya oturmaz” sözü gerilerde kaldı. Altan’a göre devlet terörist örgüte nasıl teslim olacağının şartlarını konuşmalıdır. Aslında adı da kendisi de Taraf olan gazetenin manşeti her şeyi açıklıyor: “Silahı Öcalan’la Siyaseti Bizimle” bu sözler DTP’lilerin. DTP, “kalıcı ateşkes için Öcalan’ın, siyasi süreçte de kendilerinin muhatap alınmasını” istiyorlarmış. Yenilen devlete düşen görev ise bu öneriyi alkışla kabul etmektir (!). Mondros ateşkesinin yüzüncü yılını beklemeden benzer bir ateşkes de Öcalan’la yapılmalıdır!
PKK’ya endeksli medya!
Aslında bu yaklaşım Ahmet Altan gibilere özgü de değildir. Liberal, neoliberal, Marksist, neomarksist, faşist, neofaşist, etnikçi, mezhepçi, tarikatçı, diyalogcu, AB’ci, ABD’ci, Mason, Farmason bilumum barış havarisi kesimler de benzer kanaatlere sahiptir.
‘Öcalan eşittir çözüm’dayatmasının amacı budur. Anlı şanlı köşe yazarları bakın Öcalan’ı resmen devlete nasıl dayatıyorlar: “Türkiye’nin Öcalan’la gerçekçi bir ilişki kurmaya çalışmaması tarihi bir yanlıştır”. “Kürt sorunu Abdullah Öcalan’la biter”. “Zaman kaybetmeyin ve kendinizi kandırmayın çünkü sorunun çözümü Öcalan’dır”. “Kürt sorunu bitecek ve barış gelecekse, bu ancak Öcalan’la mümkündür”.
Devletle mücadele edenler!
Açığa çıkmıştır ki, mafya, çete, Susurluk, Ergenekon, faili meçhul, darbe vs. ile mücadele eder görünenler, gerçekte devletle mücadele ediyorlarmış. Demokrasi, insan hakları, özgürlük talep ettiğini söyleyenler ise aslında bunu halk için değil Öcalan için istiyorlarmış. Nihayetinde “askeri vesayet”ten şikâyet edenler, bunu demokrasi için değil Öcalan’ın vesayeti için talep ediyorlarmış!
“Devlet öldü, PKK ayakta” türünde yapılan bu değerlendirmeler, uluslararası konjonktürün köşeye sıkıştırdığı terör örgütü PKK’yı motive etmeye yöneliktir. Bu tür değerlendirmeleri yapanların PKK ile ilişkisiz olduğu da söylenemez. Çöktüğü söylenen devlet gerçekte her zamankinden çok daha güçlüdür.