Devlet kümesteki kazları yoluyor
Yeni yıl denilince akla önce zamlar geliyor. Vergilerde, cezalarda, elektrikte, ulaştırmada üst üste zam yapılıyor. Elbette bütün bu zamların yasal altyapısı vardır. Ancak, yeni yılı bahane ederek bazı alanlarda gizli zamlar da yapılıyor. Söz gelimi, elektrik bedeline yüzde 6.8 oranında zam yapıldı ve fakat, kayıp-kaçak, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış bedeli, sayaç okuma bedelini halktan gizlemek için dağıtım bedeli altında toplandı ve dağıtım bedeline de yüzde 37.2 oranında zam yapıldı.
Vergide ve zamlarda herkesin bildiği bir laf var... "Kazı bağırtmadan yolacaksın." Bu söz aynı zamanda vergi psikolojisinin önemini gösteriyor.
Anayasamıza göre vatandaşın vergi ödevi var... Buna karşılık devletin de kamu hizmeti yapmak ödevi var... Falan vergi falan hizmetin karşılığı değildir... Harçlar ise bir hizmet karşılığıdır... Ancak genel anlamda toplum vergi verir... Devlet de topladığı vergi ile hizmet yapar...
Kazı bağırtmadan yolmanın ilk şartı, vatandaşta vergi bilinci oluşturmaktır. Vergi bilinci de vergi mükellefinin kamu hizmetlerinin kendisi için vazgeçilmez olduğu gerçeğini iyi bilmesi ve yapılan hizmetin doğru yapıldığına inanması ile mümkün olur. Ödenen vergi ile yararlanılan hizmet arasında bir orantı veya bir bağlantı yoktur. Aynı şekilde herkes kamu hizmetinden aynı oranda faydalanamaz... Genelde hiç vergi ödemeyen de vergi ödeyen de aynı oranda faydalanır.
Herkes tüketim vergileri gibi dolaylı vergileri öder. Bazılarına devlet, ödedikleri verginin üstünde maddi destek sağlar. Sorun devletin bugün kamu hizmetlerini aksatmadan ve doğru yapmasıdır...
Vergiye karşı direnç!
Gerekçesi ne olursa olsun, devlet altyapı yapamıyor... Eğitim ve sağlık hizmeti aksıyorsa, vatandaş hastane kapılarında saat beşlerde kuyruğa giriyor... Yahut herhangi bir cerrahi müdahale için altı ay sonrasına gün veriliyorsa, bilgi çağında öğretmensiz okul veya okulsuz köy bulunuyorsa... Elbette vergi mükellefinin kafası karışacaktır.
Vergi bir yüktür... Kimse güle oynaya vergi vermez... Bu yüzden vatandaşa verdiği vergiye karşılık kamu hizmetlerinin yapıldığını iyi anlatmak veya göstermek gerekir... Tersine verdiği vergi ile hizmet yapılmıyorsa vergi mükellefi vergiye karşı tepki duyacaktır... Vergiye karşı direnç gösterecektir.
Devlet yalnızca bütçe açığını daha düşük tutacağım diye, elinin altındakileri sıkıştırırsa, spekülatif kazançlardan ve rantlardan vergi alınmazsa, elbette vergiye karşı tepki artar ve vergi kayıp ve kaçağı da artar.
Devlet ihaleleri ile ilgili her gün bir iddia ortaya atılıyor... Geçmiş dönemlere ait Yüce Divan'da yargılamalar oldu. Hatta Dünya Bankası ve IMF, ekonomik istikrar için kamuda verimsizliğin önlenmesi gerektiğini sık sık telaffuz ediyorlar.
Devletin içeriden ve dışarıdan borçlandığı kaynakları verimsiz kullanmasına da vergi mükellefinin itirazı olacaktır.
Vergi mükellefi "Ben ayağımı yorganıma göre uzatıyorum... Devlet de aynısını yapsaydı... Eğer devleti yönetenler, bunu yapmamış ve ödenen vergilerden siyasi arpalıklar oluşturmuşsa ve hiç kimse de bunun hesabını vermiyorsa, başka bir ifade ile 'yapanın yanına kâr kalıyorsa' o zaman yeni ödeyeceğim vergiler de aynı şekilde kullanılacaktır" diye düşünür.
Özetle, bugün vergi kayıp ve kaçaklarının nedenleri başında, kamuda şeffaflığın olmaması, kamu kaynaklarının verimsiz kullanılmasına, devletin yalnızca açıkları kapatmak için borçlanması ve kamu hizmetlerinde aksama yaşanmasına olan tepki geliyor.