Devlet Bey'i dinlerken

Devlet Bey, konuşmasında Türk tarih ve kültürünün köşe taşlarını, ülkücü hareketin fikriyatını oluşturan değerleri bir bir sıraladı.
Bizim nesil, Devlet Bey’in bahsettiği her ismi, her toprak parçasını, her tarihi hâdiseyi çok iyi bilen bir nesildir. Ve ne yazıktır ki Devlet Bey’li MHP dönemi, bu isim, eser ve yerlerin milliyetçi-ülkücü gençlikten mahrum bırakıldığı bir dönemdir. Ortaokul, lise ve üniversitelerde ülkücü gençlerin parmakla gösterilecek kadar az sayıda olması, Devlet Bey’in bu değerlerden Türk gençliğini mahrum bırakması yüzündendir! Bu dönemde gençler ülkücü değil partici, hatta Devlet Bey’ci yetişmiş, yetiştirilmiştir. Babadan öyle görmüştür, iktidarların uygulamalarına tepki veren, gelen şehit cenazelerine üzülen vicdanlı nesiller, Türk milliyetçiliğinin adresi olarak gördüğü için MHP’li olmuştur. Yani, yeni nesillerin kahir ekseriyetinin MHP’liliği bir kültür seferberliğinin, bir emeğin neticesi değil, ya babadan, ya tesadüften, ya vicdanın sesine kulak vermesinden kaynaklanmaktadır. Aynı dönemde 100 gençten iki genç herhangi bir şekilde MHP’li oldu ise, bir o kadarı “ulusalcı”, kalanı ise AKP’li olmuştur. Söylediklerimizin doğru olup olmadığını anlamak için basılan ve okunan kitapların adedine bakmak yeter sanırım. Devlet Bey’in konuşmasında bahsettiği Türk kültürünü oluşturan ve Türk tarihini inşâ eden değerlere ait kitaplar ne kadar basmış ve satmış, bizim kastettiğimiz cenaha ait kitaplar ne kadar basmış, basmakta ve satmaktadır.
Devlet Bey’in konuşmasının ikinci bölümü 10 yıllık AKP iktidarının icraatlarını eleştirmek olmuştur. Devlet Bey, AKP ve Erdoğan ne yaptı ise bir bir saymış ve “Biz şöyle dedik, haklı çıktık” demekle yetinmiştir. İyi de, AKP’nin 10 yıllık iktidar döneminde Devlet Bey olarak siz MHP’nin Genel Başkanı değil miydiniz? “Haklı çıkmak” elbette güzel bir şey, biz de bu dönem içerisinde ne söylediysek haklı çıktık. Lâkin esas olan bütün bu kötü gidişi durdurmak ve milletin istikbalinin başına örülen çorabı çıkarmak için senin ne yaptığındır? İşte Devlet Bey bu konuda bir şey söyleyememiş, 2023, 2071 ufukları çizmiştir. Tamam da, o tarihlerdeki tespit edilen hedeflere varmak için iktidar olmak gerekmez mi? Bütün göstergeler yapılacak seçimlerde AKP’nin yine iktidar olacağını vermektedir. Devlet Bey bu anketleri altüst edecek bir icraatı, bir stratejiyi dünkü konuşmasında da ortaya koyamamıştır. Heybesi bu konuda boştur. Bir şey olsaydı bunu mutlaka Kurultay delegeleri ve misafirlerle ve tabii Türk milleti ile paylaşırdı, paylaşması gerekirdi.
Gün, kendini tekrar günü değildir!
Çünkü...
Bush döneminin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, 7 Ağustos 2003 tarihinde Washington Post gazetesinde yayımlanan yazısında, bölgede bulunan 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini, Türkiye’nin de bunların içinde olduğunu açıkça söyledi.
Bugünler işte Türkiye için bu planın hayata geçtiği günlerdir. Türkiye’nin rejimi değişmek üzeredir. “Başkanlık sistemi” denilen şey BOP’un Türkiye için ilk aşamasıdır. İkinci aşama, “Sınırların değişmesi” aşaması değil midir? Erdoğan ve ekibi “Mahalli İdareler Yasası” ile Türkiye’nin sınırlarını da değiştirmenin ilk adımlarını atmıyor mu? Atıyor. Türkiye, Büyükşehir Belediyelerine bölünüyor. Büyükşehir Belediyeleri özerkleştiriliyor. Belediye Başkanlarına diplomatik pasaport veriliyor.
MHP ve Devlet Bey bu süreci engellemek için ne yaptı?
Hatta pek çok konuda Erdoğan ve Gül ikilisinin, yani BOP uygulayıcılarının önünü açmadı mı? Gül’ü Köşk’e kim çıkardı? BOP uygulayıcılarının kendisini parmakla çağırdığı Dışişleri Bakanı Davutoğlu hakkında verilen gensorulara kim arka çıktı?

Yazarın Diğer Yazıları