Devlet Bahçeli'nin İsmet İnönü halleri
29 Mart seçimleri öncesinde böylesi tatsız tuzsuz konulara girmeyeyim diyorum, ama yüreğim daralıyor, dayanamıyorum. Geçtiğimiz hafta “Bahçeli’nin mektubu” başlıklı yazımda 50 bin mektuptan bahsetmiştim. Özel pul bastırılarak küskün ve kırgınlara gönderildiği iddia edilen mektup için zarf değil mazruf önemli diye düşünüyordum.
9 Şubat 1969 günü Adana’da yapılan kongrede, CKMP’nin “Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi” nin MHP adını aldığı kongrenin 40’ıncı yıldönümü sebebiyle Ankara’da yapılan toplantıya kaç kişinin katıldığını merak eden var mı? 50 bin mektup gönderildiği iddiasına rağmen Anadolu Gösteri Merkezi’nde üç bin kişi bile yoktu. Dolayısıyla daha önce tartışmaya açtığım 50 bin rakamının inandırıcı olmadığı ortaya çıkmış oldu.
MHP’nin tarihinin 9 Şubat 1969’dan çok öncesine dayandığına dair farklı görüşleri uzun uzun yazmaktansa, gelelim Bahçeli’nin mektubunu alanların itirazlarına...
İlk itirazları “Bir Hilal Uğruna Kırk Yıl” sloganına dair olmuş. “MHP’nin üç hilaline ne oldu da bire düşürüldü?” diyenler haklı. MHP’nin dokuz ışık doktrininin ortadan kaldırılmasından sonra üç hilalin ikisinin kaldırılma ihtimali de ülküdaşlarımızın haklı isyan sebebi.
İsyan notlarının arasında “Balgat paşalarına üç hilaldeki her bir hilalin anlamını sorsak kim cevap verebilir?” sorusu duygulandırdı beni. Merhum Türkeş, il başkanları toplantısında bunu sormuş, heyecandan cevap veremeyen bazı il başkanlarını fena halde azarlayıp istifalarını istemişti. 69 kongresindeki koroda marş söyleyip Adana caddelerinde uygun adım yürüyen Ahmet Demiray hıçkırıklarla “Bu miras böyle hovardaca harcanamaz” diye ağlıyor.
Devlet Bahçeli’nin kırmızı zarfa yapıştırttığı pula gelince PTT’nin özel baskısında Bahçeli’nin fotoğrafı bana hemen Atatürk sonrası İnönü’nün pul ve paralara kendi resmini bastırmasını çağrıştırdı.
1991 yılında milletvekili seçilen bir başka dost “MHP’den Türkeş’in ismini silmek için on yıldır yapmadıkları kalmadı. Genel Merkez arabaları yıllardır DB plakasıyla dolaşıyor. Yaşı Bahçeli ile akran, ya da büyük olanlar bile O’nun elini öpmeye zorlandı. Parası verilince PTT özel pul basar. Bu pulda merhum Alparslan Türkeş’in resmi olsaydı ne olurdu? Milyonlarca ülkücü en azından hatıra olarak alıp evinde, işyerinde saklardı. Birbirine Türkeş’li pul ile kart, mektup yollardı. Hatta “Türkeş’in izini silmeye çalışıyor” dediğimiz Bahçeli, Türkeş’e hatıra pulu bastırdı diye övgüler dizerdi” sözlerini daha fazla uzatamadan üzüntüyle telefonunu kapattı.
Zarfı bırakın da mazrufa, yani içine gelin diyenler daha büyük hayal kırıklığı yaşayacak. Her şeyden önce yazışma kurallarına aykırı... Partide 10 yıl genel sekreterlik, 12 yıl genel başkanlık, 3.5 yıl başbakan yardımcılığı, üniversitede öğretim üyeliği yapan bir kişi, “Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli Milliyetçi Hareket Partisi’nin 40. Kuruluş Yıldönümü Kutlamalarına teşriflerinizi diler” diye yazar mı?
Bir kere isim ve makam sağ alt köşeye yazılır. Bundan geçtik. Merhum Türkeş’in tebrik ve mektuplarını kutsal bir emanet gibi saklayanlar çıkarıp baksınlar. “Diler” sözü var mıdır? Böyle bir yazışma hangi siyasi partinin genel başkanında rastlanmıştır.
Bu “Teşriflerinizi diler” sözünden, “Gelse de olur, gelmese de” diye çıkaranların sayısını kim tartışabilir? Güya 50 bin küskün ve kırgına davetiye gönderiyor, gelsen de olur gelmesen de diyorsunuz öyle mi? Üstelik bunu seçim öncesinde “Size ihtiyacım yok” dercesine söylüyorsunuz.
Tarih 10 Kasım 1938’den sonra Atatürk’ün izlerini silmeye çalışan İnönü’yü yazıyor. Bakalım Bahçeli için hangi notları düşecek? Bu konuya devam edeceğim.