Devlet Bahçeli ve pekmez kazanındaki fare!

Devlet Bahçeli çok önemli şeyler söylüyor.
Diyor ki?
n Erdoğan ve AKP Anayasa’nın değiştirilemez maddelerini değiştirmek istiyor.
n Çıkaracağı kanunlar Anayasa Mahkemesi’ne takılmasın diye Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ile oynuyor.
Belki bunda ne var diyenleriniz çıkacaktır? Aslında bunda “çok şeyler” var. Referandum sonunda “evet” çıkarsa..
a) İlk adımda Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeleri değiştirilecek.
b) İkinci adımda “Yerel Yönetimlerin güçlendirilmesi” kılıfı ile PKK’nın talebi olan “Özerk yönetimlerin yolu” açılacak.
“Özerk Yönetim” demek, “Yerel dillerde eğitim” demek, “Özerk Yönetim” demek, “Türk Bayrağının yanına PKK bayrağını da asmak” demek. Meseleyi laf kalabalığına boğmanın gereği yok.
“Özerk Yönetim” demek Türkiye’nin Irak’laşması, “Özerk Yönetim” demek, Lozan’ın devreden çıkarılması, “Özerk Yönetim” demek, Türkiye Cumhuriyeti’nin Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran irade eliyle tasfiyesi demek..
İşte “Evet” oyunun getireceği sonuç bu.
Şimdi birileri çıkıyor “evet” için 20 tane, 30 tane sebep sayıyor.
Siz “evet” sebebini istediğiniz kadar çoğaltır, bu konuda haklı da olabilirsiniz. Bu sizin bir kazan pekmezin satıldığında getireceği para, yenildiğinde sağlayacağı fayda, pekmezdeki vitaminleri anlatmanıza benzer.
Tamam, haklısınız da..
Pekmez kazanına fare düşmüş kardeşim..
Devlet Bey de kuyruğundan tutmuş, fareyi halka gösteriyor.


AKP korkuyor!
Başbakan Erdoğan Diyarbakır’da kalabalıklara, “Tehditlere boyun eğmeden sandığa gidin” çağrısında bulundu.
Baş üstüne, tamam, gitmesine gidelim de.. Sayın Erdoğan’ın, “Korkmayın, sandığa gidin” dediği Güney Doğu’daki illerden biri olan Hakkari’de AKP İl Binası, Irak’ı işgal altında tutan bir ABD karakolu görüntüsündeydi. Binanın önünde kum torbaları yığılarak yapılmış adam boyu bir siper ve o siperin gerisinde ellerinde uzun namlulu silahlarla 24 saat nöbet tutan polisler.
Şimdi bu fotoğrafa hep birlikte bakalım:
n Bu, “Korkmayın” diyen Erdoğan’ın, bu “Korkmayın” diyen AKP’nin “Korktuğunun” fotoğrafı değil midir?
n Bu fotoğraf aynı zamanda ezici bir çoğunlukla iktidar olmuş bir siyasi partinin yönettiği ülkeyi “kendisini dahi sokağa çıkamaz duruma” soktuğunun fotoğrafı değil midir?
Bu durumda:
1. Elinde toplam bir milyonluk polis ve asker gücü varken sen kendini kum torbaları gerisinde bile güvende hissedemiyorsan vatandaşa “Korkma” demenin pratik bir sonucu olabilir mi?
2.Bir Başbakanın işi, bir hükümetin görevi bırakınız dağı taşı, şehirleri bile teröriste, hırsıza, uğursuza teslim ettikten sonra vatandaşa dönüp, “Korkmayın” demek mi yoksa ülkenin her metre karesini sokaklarında geceleri bile korkusuzca gezilebilen bir ülke haline getirmek midir?
Ve son bir soru:
3. AKP iktidar olduğunda Türkiye’nin hangi şehrinde parti il binaları çevrelerinde kum torbalarından yapılmış siperler ve ellerinde uzun namlulu silahlarla 24 saat nöbet tutan polisler tarafından korunuyordu?

Birinin tuzağından diğerinin kucağına!
Afrika’da fil avcıları önce simsiyah renklere boyanıp, suyollarına kazdıkları çukurlarla, filleri tuzağa düşürürler, sonra kendi siyah renklerini göstere göstere sabah akşam hiç durmadan bu filleri ıslata ıslata dövüp, can acısından deliye döndürürlermiş.
Daha sonra ise bembeyaz renkler içinde yeni bir avcı grubu, bu filleri hapsoldukları çukurlardan kurtarır, karınlarını güzelce doyurur ve sonra da istediği yere gitsin diye serbest bırakırlarmış. Ama fil bir daha böyle kötü olaylar başına gelmesin diye, minnet duyguları içinde bunların yanından hiç ayrılmaz, ömür boyu köleleri olurmuş.
Siyah fil avcısının tuzağından beyaz fil avcısının kucağına düşmemek için “Hayır” diyorum dersem ne diyeceksiniz?

Yazarın Diğer Yazıları