Devlet artık halkın babası değil

Osmanlı''dan gelen bir gelenek olarak, yarım asır öncesine kadar Anadolu''da her aile çocuğu için; devlet memuru, devlet adamı olsun temennisinde bulunurdu. Para kazanmak ikinci planda gelirdi.

Aslında devlet, halkın bir organizasyonu ve aynı zamanda da onun yaşam sigortasıdır. Bizim gibi ülkelerde geleneksel olarak; halkın devletten beklentisi her zaman daha fazla olmuştur.

AKP iktidarı ise önce devleti dışladı, sonra paralel devlet yaratarak hırpaladı, en sonda da başkanlık rejiminden sonra devleti parti devleti yaptı. Devleti halkın devleti olmaktan çıkardı, AKP''nin devleti yaptı.

1.Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir. Halkın refahı için iktisadi kalkınmaya odaklanması gerekir.

AKP iktidarı kalkınmanın da önünü tıkadı. Kalkınma planlarını kaldırdı. İktisat politikaları yerine günübirlik, popülizm ve parti odaklı uygulamalar yaptı. İdeolojik amaçlı imam hatip okulları açtı ve öğrencileri zorla bu eğitime yönlendirdi. Fetullah Gülen tarikatı, askerî okullar, Üniversite giriş sınavlarında yıllarca soru çaldı ve eğitimde fırsat eşitliğini kaldırdı.

2-Türkiye''de öteden beri stokçuluk var. AKP öncesi Et Balık Kurumu yoluyla, tanzim satışlar yoluyla, devletin piyasaya girmesi ile stokçuluk önleniyordu. AKP iktidarı, kamu tekellerini ve doğal tekelleri özelleştirdi. Kamu altyapı yatırımlarını devlet bütçesinden çıkardı.

Telekom altyapısı özelleştirildi. Tüketici, internet gibi araçları daha zor ve daha pahalı kullanıyor. Kağıt üreticisi Seka özelleştirildi. Türkiye kağıt kıtlığı yaşıyor.

Devletin yapması gereken kamu altyapı yatırımlarını, kamu-özel iş birliği yoluyla özel sektöre yaptırdı. Kamu bankalarından özellikle medya sektörüne teminatsız krediler dağıttı. Sektörde haksız rekabet oluştu. Partizanlara, bazı müteahhitlere özel pazarlık yoluyla devlet imtiyazı ve ihale verdi. Bu yollarla devlet dışlandı. Piyasada tekel ve oligopol yapılar oluştu. Stokçuluk arttı. Pazara giriş serbestisi ve rekabet şartları önünde engeller oluştu.

3-Artık devlet bütçesi ile yatırım yapılmıyor. Bütçede sosyal yardımlar yanında, popülizm amaçlı para dağıtıldı. Her seçimde devlet kaynakları, çalışanlar, devlet araç-gereçleri AKP tarafından kullanıldı. Bütçe ile halka hizmet imkânları daraldı.

4-AKP iktidarı, devlet eliyle bir kesimden bir kesime gelir ve servet transferi yapıyor. Bunu, devlet imtiyazları vererek, kamu bankalarını yandaş medyaya kredi ve destek için zorlayarak, kamu-özel iş birliği, özel ihaleler yoluyla meşhur beşliye kaynak aktararak, kendi vakıflarına kamu mallarını ve kaynaklarını aktararak yapıyor.

Bu nedenlerle Türkiye''de gelir dağılımı bozuldu. Yoksulluk arttı.

5- Pandemi''de devlet halkı unuttu.

Aşağıdaki grafikte, IMF verilerine göre, 2021 Ağustos ayı itibariyle G-20 ülkelerinde devlet tarafından yapılan devlet desteklerinin GSYH''ya oranı gösterilmiştir. Türkiye sondan ikinci sırada yer almaktadır.

6-AKP, Merkez Bankası''nı özerk devlet bankası olmaktan çıkardı. İstikrarı bozmasına rağmen, eksi reel faizde ısrar ediyor. Nedeni anlaşılmıyor ve fakat sürekli olarak bu yolla kur istikrarını bozuyor.

Netice; Bu yaşadıklarımıza rağmen siyasi iktidar ekonomik gidişatın iyi olduğunu söylüyor. Bu da içinde yaşadığımız bu derin krizi görmek istemediğini gösteriyor. Dolayısıyla çözüm niyeti de yoktur. Ancak böyle giderse altı ay içinde;

* Enflasyon daha da yükselir. İktidar polisiye önlemleri artırır ve piyasa ile olan kavgası artar.

* Birçok firma iflas eder. İşsizlik artar.

* Türkiye, dış borçlarda temerrüt limitindedir, temerrüde düşer.

* Kurlar daha da artar ve fakat elinde döviz tutanların dövizlerini kullanma imkânları daralır.

Yazarın Diğer Yazıları