Hem kapladığı alan hem de nüfus itibarıyla “dünyanın en minik ülkelerinden biri”; minnacık.
Aç bak dünya haritasını “büyüteç” siz göremezsin;
Konya “uçsuz bucaksız” kalıyor yanında, Sivas’tan küçük, Antalya’dan, Erzurum’dan, Şanlıurfa’dan...
Bir Van etmiyor coğrafyası.
Ankara’dan küçük!
Hepi topu 17 bin 820 kilometrekare.
Ama “memuru” gelip Ankara’da “askeri”ni yumrukluyor işte!
***
İstanbul hadi şahsına münhasır; ama İzmir de “kalabalık” kalıyor yanında, Bursa da...
Ankara’dan küçük!
Hepi topu 2.6 milyon kişi.
Ama “memuru” gelip Ankara’da “askeri”ni tokatlıyor işte!
***
Eğer jeopolitiği itibarıyla yeryüzünün en stratejik noktalarından birinde 783 bin 562 kilometrekareye oturan, 77 milyona yaklaşan nüfusunla kaç ülkeyi cebinden çıkaran, koca AK, NATO, OECD, AGİT, G-20 üyesi, model ortak, eş başkan, “bölgesel dev” sen, “askerin” kendi başkentinde “dünyanın cüce ülkesi”; bir Orta Doğu Emirliği’nin “memurları”nca “öldüresiye dövülür” hale geldiysen;
Bir de üzerine yediğin dayak kâr kaldıysa yanına, hiçbir yaptırım uygulamadı/uygulayamadıysan;
Kuveyt’in densizliğidir, hadsizliğidir, “bu ne cüret” idir ayrı...
Ama bundan ibaret değildir diz boyunu aşan rezilliğin sebebi;
En çok senin basiretsizliğindendir. Meydanı boş bırakmandan, yok hükmünde sayılmandan, kükremelerinin muhataplarında “sinek vızıltısı” kadar karşılık bulmamasından...
Askerinin kafasına çuval geçirildiğinde dahi nota vermemiş olmandandır mesela; “çuval”ı “pratik çözüm” sayan kafa, birkaç tekme için gemileri yakacak değil ya!
“Biat” etmeye ayarlı yetiştirilen bir Orta Doğulu bile posta koyabiliyorsa sana, “hele bir sınır dışı edin; yatırımları çekeriz haaa” diye tehdit edebilecek cesareti buluyorsa kendisinde; mevzu bahis “üç kuruş” dahi olsa, askerini “Teksaslı at tüccarları” gibi pazarlayabildiğini bilmesindendir.
Baktım Türkiye-Kuveyt arasındaki “ticari” ilişkilere; ihracat hacminin “görünürde” payı “binde 2” sadece!
Onurumuzu bu kadar mı ucuzlattınız?
Yoksa işin içinde iktidarın elini-kolunu-dilini bağlayan “kayıt dışı” başka işler mi var!
