Su ünlü Bernard Lewis var hani... Brzezinski ve Huntington’un da fikir babası... Hilafet yanlısı ve Atatürk düşmanı... ABD medyasında artık bir marka olan bu kişiye göre, Türkiye ve İran’ın tarihi yoktur. Bin Ladin’e bir zamanlar övgüler yağdırmış olan Lewis, namussuzluğa bakınız ki, ABD’nin Irak işgalinin de fikir babasıdır aynı zamanda.
Huntington adını çok duyduk son yıllarda, duyduk da, “NATO için düşman gerekli” diyen bu kişinin eşinin Ermeni asıllı olduğunu bilmezdik.
Paul Bernard Benze... Darbelerde hep Türkiye’de olan adam... Diyor ki, “Atatürk’ü yıkmadan, Türkiye’nin üniter yapısı bozulmaz.”. Diyor ki: “Nurcular ilerici, bırak Kemalizmi, ılımlı İslam’a dön.”
Graham Fuller’i de çok duyduk öyle değil mi? O da aynı telden çalıyor: Kemalist Türkiye’nin İslam’ın bir din olarak aşağılanmasını istediğini öne sürüyor. Kendisinin istediği ise “İncil’e uygun Kur’an, emperyalizme uygun Müslüman”. Fuller’in PKK yorumu da ilginç, PKK Kürt sorununu uluslararası gündeme taşımış, herkese bu sorunun ciddiyetini kavratmış.
Çekiç Güç’ün mimarı Alan Makowski’nin dedikleri de aynı minval üzere: “Türkiye şeriatla yönetilse de olur” .
Roger Tamraz... Tanıdık geldi mi bu isim size?.. Ermeni asıllı bir CİA casusudur kendisi. Petroldür asıl ilgi alanı. Türkiye’den epeyce dostu olmuştur. Ahmet Özal gelir bunların başında, Çiller ailesi gelir. Haydar Aliyev’in Azerbaycan’dan uzaklaştırdığı bu adamın Aliyev’e yapılan darbe teşebbüsü ile de derinden ilgisi var.
Türkiye liboşizminin yeni konu mankeni Amberin Zaman’ın Erivan’da görevli diplomat eşi S. Pennington’un Eşref Bitlis’in uçağının düşürülmesi olayı ile ilgisi olduğuna dair ciddi kuşkular var.
Ve Tayyip Erdoğan’la özel olarak ilgilenen “Derin Amerikalılar”. “Çıkarlarımız AKP’nin iktidarda kalmasına bağlıdır” diyen Morton Abramowitz mesela, mesela “Çizmeli Adam” lakaplı Byford. “Karanlıklar Prensi” denilen Richard Perle mesela. 2002 seçimlerinden önce Cüneyt Zapsu’nun organizasyonu ile gizli görüşmüşler. Perle taktikler vermiş Erdoğan’a. 3 Kasım 2002 seçimlerinin ertesi günü sabahı Tayyip Bey’in mektup yazdığı Endonezya’yı parçalamaktan sabıkalı bir Paul Wolfowitz var ki, baştan aşağı şer. “Profesyonel, ülke parçalama uzmanı” Eric Edelman var bir de. Yolu Türkiye’den geçen karanlık ABD’lilerden... Askerimizin başına çuval geçirilmesinde parmağı var. İşte bu adama göre “Erdoğan, parlak zeka” . Hilmi Özkök ise övgüye layık bir
muhterem.
Robert Strausz Hupe... Özal’ın 1983 seçimlerine veto yemeden girmesini sağlayan adam... Bu Hupe’ye göre “Milliyetçilik yüzyılın en gerici kuvveti” .
Erol Bilbilik, “Derin Dünya Devleti’nin Adamları” adlı yeni kitabında (Kırmızı Kedi Yayınları), yine ABD derin devletinin gizli sırlarını aşikâr ediyor. ABD öyle kulaktan dolma yüzeysel bilgilerle kavranılamaz. Bilbilik’in yazdıklarını bilmeden Amerika’yı algılamak mümkün olamaz. Bu kitap, bu kanımı pekiştirdi iyice.
Rahmetli Türkeş’le ilgili bazı iddialar da var bu kitapta. Doğru değil bence. Erol Bilbilik Bey, Rasim Ekşi Bey’in Bilgeoğuz Yayınları arasından çıkan “Amerikan, İngiliz ve Fransız Belgelerinde Alparslan Türkeş” adlı eserine de baksaydı keşke. Nesnel olmak, kimseye haksızlık etmemek gerek, öyle değil mi?
