Dereler bitti sıra meralarda
AKP hükümete geldiği günden beri “sıcak para” sağlamak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Ekonomideki sürekliliği üretime değil sıcak paraya dayayan hükümet önce devlete ait kuruluşları “özelleştirme” adı altında yok pahasına elden çıkarttı. Rant kaynaklarından bir diğeri ise sit alanlarına kondurulan HES projeleri idi. Tıpkı diğer satışlar gibi bunda da her hangi bir planlamaya ve uzman bilgisine ihtiyaç duymayan AKP hükümeti, dere gördüğü her yere HES kondurdu. Karadeniz’in güzelim derelerine şimdi gidin bakın, her yer minik barajlarla doldu.
Fabrikayı, arsayı, dereyi bitiren; ekonomiyi Arap ülkelerinden gelen “sıcak” dinarlarla ayakta tutmaya çalışan AKP şimdi de gözünü memleketin meralarına dikti. Meralarla ilgili bir düzenlemeye ihtiyaç vardı. Özellikle Karadeniz köylüsü, üç yüz yıldır kullandıkları yayla evlerinde ve meralarda işgalci pozisyonuna düşürülmüştü. Asırlardır konar-göçerlikten ziyade kalıcı konutlarda yaylacılık yapılan Karadeniz yaylalarında bırakın yeni ev inşa etmeyi, mevcut konutlarda düzenleme yapmaya bile izin verilmiyordu.
Hükümet bu ihtiyacı da boş geçmedi. Geçtiğimiz günlerde bir adım atarak mera kanununu meşhur “torba”sına atarak değiştirdi. 1 Ağustos’ta da Cumhurbaşkanı bu değişikliği onayladı. Bu değişikliğe göre hali hazırda köylüler tarafından kullanılan meralar hazineye devredilerek vatandaşa 29 yıllığına kiralanacak. Elde edilecek gelir de hazine ve belediyeler arasında bölüşülecek.
Bu düzenleme ellerinde tapu olmayan, doğal olarak “işgalci” gibi gözüken yayla köylüleri tarafından ilk etapta sevinçle karşılanabilecek bir düzenleme. Bu sayede vatandaşın elindeki arazi hukuki bir statüye kavuşacak. Bunun yanında dededen kalma konutlarla ilgili tasarrufta bulunabilecekler.
Peki bizi rahatsız eden ne?
Köylünün 3 asırdır kullandığı yaylaların köylüye devredilmesinden ziyade kiralanması ile vatandaş belki beş nesildir kullandığı yaylalarda kiracı duruma düşecek. “Cezalar bitecek” ümidiyle yasayı sevinçle karşılayan vatandaş, kesilmiş cezalarını ödemeye devam ederken her otuz yılda bir o cezaların misli kadar kira bedeli ödeyecek.
Hükümet “kiralama” formülüyle aslında şu anda meralara giremeyen turizmcilerin ve iş adamlarının da önünü açıyor. Değişiklikle meralara “örtülü” imar getirildiği iddiaları daha önce de gündeme gelmişti. Yasada geçen “tahsis” kavramının kısa sürede “imar” a dönüşmesi kimseyi şaşırtmamalı. Doğal özellikleri yüzünden ilgi çeken Karadeniz yaylalarında turizm talanının önünü açacak bu düzenleme, meraların sadece turizm değil “modern tarım” maskesi ile işgalinin de önünü açacak.
AKP yöneticisi iş adamlarının yasayı karşılarken gösterdikleri coşku, ilgi çekici. AKP yöneticisi bir iş adamı geçtiğimiz günlerde bu hamleyi “hükümetin attığı en önemli adım” olarak ayakta alkışlamıştı. Mera kanununda yapılan değişikliği ayakta alkışlayarak bu değişikliğin mimarı Bakana olan “aşkını” ilan ediveren ve “tarımın köylünün elinden alınması gerekiyor” sözleri ile tarihe geçen eski Mao’cu, yeni AKP kodamanı ve yöneticisi iş adamının iştahı, meraları kötü günlerin beklediğinin habercisi.