Deprem çocukların kaygı semptomlarını artırdı
Kahramanmaraş merkezli depremlerde milyonlarca çocuk, daha küçücük yaşta hayatlarının en büyük travmasını yaşamak zorunda kaldı.
Birçoğu annesini kaybetti, babasını kaybetti ve belki de tüm ailesini kaybetti.
Depremzede çocukların artık yatmadan önce ona iyi geceler öpücüğü veren annesi, sabah okula giderken harçlığını veren bir babası yok.
Çocuklarımıza yazık oldu.
Bir anda evsiz, ailesiz ve okulsuz kalan çocuklar için yaşadıkları olağanüstü durumun izlerini üzerlerinden atmaları hiç de kolay olmayacak.
Depremin kış ayında olmasının çocuklar için daha zor olduğu da düşünülürse, çocukların uzman yardımlarına ihtiyacı olduğu su götürmez bir gerçek.
Yine de travma sonrasında yaşanan psikolojik zorluklar bir süre sonra hafiflemeye yüz tutar.
Ama şunu da dile getirmeliyim ki herkes bu depremi farklı şekilde yaşadı. Aynı şiddette olsa bile yaşanılan yerin ne kadar zarar gördüğü, çocuğun o sırada kiminle birlikte olduğu, kaybın ne kadar olduğu, bunların hepsi önemli. Tüm bunlar çocuğun depremden ne kadar etkilendiğini farklılaştıracak sebepler.
Doç. Dr. Fatma Altun Kobul da depremzede çocukların kanayan yarasına parmak basarak depremlerde çocuk ve yetişkinlerin süreçten etkilenme düzeyi farklılıklarına ilişkin açıklama yaptı:
“Aşırı çaresizlik ve güvensizlik hissi, deprem sonrası tepkilerin başlıcalarını oluşturuyor. Bireylerin anlık tepkiler vermeleri, günlük yapmış oldukları faaliyetlerden uzaklaşmaları, uykusuzluk, iştahsızlık, gerginlik, sinirlilik gibi davranışları olağandır, normaldir. Bu sürecin bir parçasıdır. Hepimiz bunları yaşayabiliriz; ama farklı etki düzeylerine, yoğunluğuna, şiddetine göre de bunlar bireylerde farklı sonuçlar gösterebilir. Yetişkinler olarak kaygı semptomlarının, yani kalp çarpıntılarının, terlemenin, titremenin ve ölecekmiş gibi hissetmenin, boğulma hissinin bu sürecin olağan bir parçası olduğunu ve bunların geçici olduğunu bilmemiz gerekiyor. İştahsızlık, uykusuzluk ve günlük aktivitelerdeki ilgi kaybı normaldir. Bunun için ilaç ya da alkol kullanılmasını tavsiye etmiyoruz”
Uzmanlar, çocukların deprem olmadan önceki hayat rutinlerine bir an önce dönmelerinin en önemli şey olduğunu dile getiriyor.
Depremin hala etkisinin devam ettiği şehirlerde bir an önce çalışmalar yapılmalı.
Çocuklarımıza sahip çıkmalıyız ki geleceğimiz berrak olsun.