AKP’nin Anavatan Türkiye’de iktidara geldiği Kasım 2002’den beri Kıbrıs Türkünü maalesef Anadolu’daki kardeşlerinden koparmak istediğini, bin bir meşakkatle kurduğumuz devletimiz KKTC’nin yıkılması hedefiyle yürürlüğe konan sinsi emperyalist planlara AKP’nin çanak tuttuğu ve tutmaya devam ettiğini, AKP’nin kendi iktidarını sürdürmek adına, Kıbrıs Türkünün bir asrı aşkın mücadelesine gölge düşürmekten çekinmediğini, AKP’nin, kendi Bağımsız ve Egemen Devletini kurmayı başarmış Kıbrıs Türkünü yeni bir varoluş mücadelesi ile karşı karşıya bıraktığını, AKP iktidarının desteklediği ve Kıbrıs Türkünün yok olmasını hedefleyen Annan planının şerrinden Rumun ’hayır’demesiyle kurtulduğumuzun hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini ve bugün, AKP iktidarının desteklediği göstermelik müzakereler neticesinde, yeni bir şer planı ile karşı karşıya kalabileceğimiz konusunda haklı endişeler içerisinde olduğumuzu bu köşede sizlerle defalarca paylaşma fırsatı buldum.
Birçok yazımda, AKP lideri Erdoğan’ın iktidara gelir gelmez Kıbrıs sorununu çözmek adına liderimiz ve KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a fütursuzca yaptığı saldırıların unutulmadığını, AKP’nin Kıbrıs sorununu biran evvel çözeceği sözünü veren Erdoğan’ın “çözümsüzlük çözüm değildir; siyaset sorunları çözme sanatıdır, bir adım önde, on adım önde Kıbrıs sorununu çözeceğiz; Denktaş Kıbrıs sorununun çözümü önündeki en büyük engeldir” söylemlerini hiç ama hiç unutmadığımızı da sizlerle paylaşmıştım. Ayrıca Sayın Erdoğan’ın AKP’nin iktidar olduğu Kasım 2002 tarihinden Annan Planının oylandığı 24 Nisan 2004 referandumuna kadar geçen süreçte verdiği bazı çelişkili ve tutarsız beyanatlardan bir kısmını da sizlerle paylaşmıştım.
Dün başka, bugün başka konuşan ve söyledikleriyle yaptıkları uyuşmayan, AKP yöneticilerine güvenmek ve inanmak olası mıdır? Aydınlık dergisinde bu hafta yayınlanan Erdoğan-Talat telefon görüşmelerinde okuyabileceğiniz gibi Milli Davamızın yaşayan lideri KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın, tabir caizse, ’altını oymak için’söylenenleri hazmetmek mümkün müdür?
Dün yayınlanan Aydınlık dergisinde KKTC Devletini yok etme tutanağını yayımlıyoruz-Tayyip Erdoğan ile M. Ali Talat’ın karanlık görüşmesi başlıklı haberi muhakkak okumanız gerekmektedir. 24 Nisan Annan Planı referandumunun hemen sonrasında Anavatan Türkiye Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile o tarihte KKTC Başbakanı olan KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat arasındaki telefon konuşmalarını okurken inanın dehşete kapılmamak mümkün değildir. Başbakan Erdoğan’ın o tarihte KKTC Cumhurbaşkanı görevinde olan Rauf Denktaş için “o artık bitmiştir”, “muhatap olmaktan bile çıkmıştır” sözleri beni kahretmiştir.
Annan Planının oylandığı o karanlık günlerde Devletimiz KKTC’nin neredeyse ortadan kaldırılışını çaresizlik içerisinde izleyen biri olarak, bugün Anavatan Türkiye Başbakanı Erdoğan’ı ve KKTC’de onunla işbirliği yapanları affetmek ve unutmak mümkün müdür? Hayatımızın hiçbir döneminde yaşamadığımız bir şekilde, canımız Anavatanımızın, Milli Davamızdan bizi uzaklaştırmaya çalışan Başbakanına tepkili ve öfkeli olmak durumunda kalmamızın acısının ne demek olduğunu anlamanız olası mıdır? Her şeye rağmen dost düşman bilmeli ve anlamalıdır ki Atatürkçü Kıbrıs Türkü Devletimiz KKTC’nin yıkılmasına göz yummayacaktır. Türklüğün adada yok edilmesine geçit vermeyecektir. Yıllardır her fırsatta bize destek olan, topraklarımız, namusumuz ve şerefimiz için kanını seve seve akıtan Anadolu’daki kardeşlerimize layık, onurlu bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğimizden kimse kuşku duymamalıdır...
