Denizli ve Savcısı...
Hafta sonu Denizli'ye gönül yolculuğuna çıkmıştım. Maceralı uçak yolculuğundan sonra Taş Medreseliler olarak bilinen 12 Eylül'de hapishanelerde yıllarını geçiren dostlarla buluştuk. Sağolsun Erdal kardeşim havaalanına üçüncü gelişinde alabildi beni. 1978 yılından bu yana bir araya gelemediğimiz değerli dost Roşirehvan Çekiç (Ruhi) ile yıllar sonra kucaklaştık. Mersin'den kalkıp gönüldaşları ile buluşmaya gelen Ahmet Demiray ağabeyim Sivas Davası'nda muhterem eşi Ayşe Abla ile hapis yatan, daha sonra yıllarca kaçak hayatı yaşayan İsmet Abi ile bizleri bir araya getirdi. Samimiyet yüklü sohbetin tadına doyulamaz. Ev sahipliğini en güzel şekilde yerine getiren Erdal ve diğer dostlara ne kadar teşekkür etsem azdır.
***
Milliyetçi-Ülkücü camiada "Teşkilat" denince akla Rüzgarın oğlu Muhittin Çolak gelir. 1968'den bu yana Denizli'de teşkilatlanmada büyük emekleri olan Çolak, iki yıl önce "Yeni Ufuk Dergisi" çatısında gençlerin teşkilatlandığını söylemişti. Üşenmedi bir kaç kez Denizli'ye gitti. Yeni Ufuk aylık dergi 33. sayı çıkmış. Herkes okusun diye ücretsiz 3500 adet dağıtılıyor. Şimdilik 6-7 ilde irtibatları var. Yakında bütün Türkiye'ye dağılırlar. Pırıl pırıl üniversiteli, liseli gençlerden oluşuyor. Derginin kitap evinde bir yılda 10 binden fazla kitap satılmış. Türkiye ortalamasının çok üzerinde okuma oranı var. Öylesine güzel sorular yönelttiler ki günlerce kalkmadan sohbet devam edebilirdi. Elbette Pamukkale Üniversitesi'nin öğretim görevlileri çalışmanın içinde. Türk Ocakları ile iletişim iyi. Denizli'nin iş adamları bağışları ile dergiyi finanse ediyor. Öğrencilere burs sağlanıyor. Bütün Türkiye'ye örnek olacak bir çalışma yürütenlerin isimlerini tek tek zikretmek mümkün değil. Hepsine kucak dolusu sevgiler sunuyorum.
***
Denizli umutlandırdı beni. Her şeyden önce insanı cana yakın, duyarlı ve çalışkan Anadolu'nun diğer illerinin aksine Denizli'de tarımdan vazgeçilmemiş. İnadına üretim yapılıyor. Tekstil sektöründe Bursa'yı geçmişler. Ekonomik krizin en fazla vurduğu tekstil sektörü de tüm olumsuzluklara rağmen ayakta. Üretiyor ve satıyor. Bir dönem tekstil sektörüne çöken ve himmet adıyla haraca bağlayan FETÖ'nün Denizli'de beli kırılmış. 15 Temmuz gecesi yapılan kanlı kalkışmayı önleyenlerin başında Denizli Başsavcısı Mustafa Alper vardı. Türkiye'de ilk FETÖ iddianamesini hazırlayan ve örgütün kolunu-kanadını kıran Alper geçtiğimiz gün karanlık bir trafik kazasında şehit oldu. Mustafa Alper, Muğlalı yiğit bir Türk Milliyetçisiydi. Çok sevdiğim bir ülkücüydü... FETÖ ile mücadelede en etkin isimdi. Ona destek olmaya gayret ettim. Görevini en iyi yerine getiren bu güzide hukukçunun ardından FETÖ'nün tetikçileri düğün-bayram yapıyor. Kaçak Emrullah Uslu ile kumpas davalarının tetikçisi Tuncay Opçin'in sosyal medya üzerinden yazdıkları iğrençliklerini sergiliyor. Ve Mustafa Alper gibi gerek hukukçuların, hakim ve savcıların nasıl tehlikede olduğunu yansıtıyor. Bir dönem "efsane savcı" diyerek Zekeriya Öz'e zırhlı araç tahsis edenler umarım şapkalarını önlerine koymuştur. Keşke Mustafa Alper de korumada öncelikli olsaydı. Kader...
Mustafa Alper savcıya ve emektar şoförüne Tanrı'dan rahmet, kederli ailesi ve hukuk camiasına baş sağlığı diliyorum. O'nun yürüttüğü davalara, hazırladığı iddianamelerin ardında duracak yürekli savcılar olduğuna inanıyorum.
Bu arada Amerika ile işlerin sarpa sardığı ortaya çıktı. Suriye'deki PYD'nin ardından çekilmeyeceği anlaşılan ABD'ye en büyük ders İncirlik Üssü'nün boşaltılarak millîleştirilmesi olmalıdır. Referandum sonrası ilk ve en büyük sınavı verecek olan Recep Tayyip Erdoğan bakalım Trump'a ne diyecek? Bekleyip, göreceğiz!..